EPHEMERA, 15.09.2024 saat: 22:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 22:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Fotoğrafın arka yüzündeki "Takdime-i naçizanemizdir" ithafı, 8 Temmuz 1330 (1914) tarihinde kaleme alınmış ve her iki futbolcu tarafından imzalanmıştır.
Hastane, Sultan II. Abdülhamid’in kızı Hatice Sultan’ın henüz 7 aylıkken difteri sonucu vefat etmesinin ardından, büyük bir üzüntü duyan sultanın emriyle açılmıştır.
Askerleri selamlarken görülen Selahattin Adil Paşa´nın arkasında görülen kişinin, İstanbul Komutanlığı Kurmay Başkanı ve İstihbarat Şube Müdürü Baki Vandemir Paşa olduğu düşünülmektedir. *Fotoğrafın çeşitli noktalarında çatlaklar mevcuttur.
Türkiye Cumhuriyeti´nde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ten sonra mareşal rütbesine erişebilen tek komutan Mareşal Fevzi Çakmak´ın, Milli Mücadele´de gösterdiği üstün hizmetleriden bahseden ve biyografisine yer verilen eserdir.
Fotoğrafın arka yüzünde, dürbün başındaki subaylardan birinin el yazısıyla kaleme aldığı "Kardeşim Hamdi, düşman siperlerini ....: Cephe hayatımdan size bir sızma" ithafı yer almaktadır.
Birinci Dünya Savaşı´na ait fotoğraflardan oluşan albüm. Albüm hazırlanırken açıklamalar Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce ve İngilizce olarak yazılmıştır. Osmanlı pazarına sunulurken, fihrist kısmında açıklamaların Osmanlıca ve Arapça halleri eklenmiştir. Mevcut sayılar: 30, 29, 24, 21, 18, 17, 15, 13,12, 11, 10, 9, 8, 7, 5, 4, 3 ve kapakları kopmuş iki adet sayı vardır.
Deli Halit Karsıalan Paşa, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde başarılar göstermiş; Türk Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında Doğu Cephesi’nde, Gümrü Antlaşması’nın imzalanmasından sonra ise Batı Cephesi’nde komutanlık yapmış bir askerdir. İkinci Büyük Millet Meclisi’ne Ardahan Milletvekili olarak katıldı. Bir tartışma sonrasında Meclis koridorunda vurularak öldü.
"T.C. Dışişleri Bakanlığı (Bakan)" antetli kâğıda yazılan mektup, şu ifadeleri içermektedir: "Muhterem Hanımefendi, Mektubunuzu büyük bir teessür ve alâka ile okudum. Oğlunuzun İstanbul´da bir işe yerleştirilmesi için biliyorsunuz bir kaç ay evvel Dr. Fahreddin Kerim Beye yazmış ve ilgisini rica etmişdim. Maalesef henüz bir netice alınamadığını görüyorum. Bugün, vaziyetin müstaceliyetini izah eden, ikinci bir mektubla ricamı teyid ettim. Bu defa her halde bir netice alabileceğimizi kuvvetle umuyorum. Beni vaziyetten haberdar etmenizi rica ve hörmetlerimi takdim ederim, muhterem Hanımefendi. F. Köprülü"
Mektupta Hakkı Tarık Us, Hüsrev Gerede´nin tekrar okumasını tavsiye ettiği Süleyman Nazif´in İstanbul´un işgalini konu alan "Kara Bir Gün" adlı yazısını okuduğunu bildirmiş ve bu fırsattan istifade Hüsrev Gerede ve Galip Kemali Söylemezoğlu´na selamlarını iletmiştir.
Mektubun tam metni: "Muhterem Hüsrev Beyefendi´ye, Emrinizi aldım. (Kara Bir Gün)´ü tekrar okumaya fırsat verdiği için de size muhabbet ve hürmet arzına vesile olduğu için de memnuniyet duyuyorum. Galip Kemali Beyefendi´ye de hürmetler, sağlıcakla"
"1919 mayısında, 9 uncu Ordu Müfettişliğile Anadoluya geçen Mustafa Kemal paşa ma´yetinde 19 Mayısta Samsuna çıkarak, Propaganda Şefliği, Milli Mücadele yıllarında Osmanlı Ordusundan isti´fa ile Gazi Mustafa Kemal (Atatürkün) dahiyane idaresindeki Kurtuluş Savaşı ve İnkılap Mücadelelerinde Erzurum-Sivas Milli Kongraları Heyeti Temsiliyeleri mesaisine acizane iştirak ve 920´de, Trabzondan son Osmanlı Meclisine seçildim. Bu Meclisin itilaf kuvvetleri tarafından basılarak dağıtılması üzerine, Anadoluya geçmeye muvaffak olarak, Ankarada toplanan Birinci B.M.M. inde aynı sıfatla Milli ödevime devam ettim."
Üzerine Hüsrev Gerede tarafından birtakım Osmanlıca notlar düşülen mektup sureti, şu ifadeleri içermektedir: "Hariciye Vekâletine, Führer beni Reichskanzleida Ribbentropda hazır olduğu halde bugün akşam yedi buçukda nazik ve iltifatkâr tarzda kabûl etti. Reisicümhur Hazretlerinin mektublarını selâmlarile beraber takdim ettim. Hürmetle aldıkdan selâmlarına teşekkür ettikden sonra mektubu dikkatle okudu. Memnuniyetini ifade ile memleketlerimizi alâkadar eden mühim mesail hakkındaki mülâhazat ve kanaatlarını tafsilen anlattı. Kuvvetli müstakil bir Türkiyenin alman siyasî menfaatı iktizasından bulunduğunu hatta Türkiye aleyhindeki bazı tasmimata mani olduğunu, arzusu hilâfına çıkan italya-yunan harbından Almanyanın gayrî mesul bulunduğunu, Yunanistan için sempatisi olduğunu fakat ikinci bir selânik hadisesine aslâ meydan vermeyeceğini, İngiltereye taarruzun muhakkak olduğunu söyledi. Üç çeyrek saat süren bu mülâkata ait raporumu kuriye Nurettin vedaatile derhal yola çıkaracağım maruzdur. Gerede"
Hüsrev Gerede tarafından, "T.C. Berlin Büyük Elçiliği (Hususi)" antetli kâğıda kaleme alınan sitemkar mektup, şu ifadeleri içermektedir: "...Sonu meçhul bu müdhiş harbın üçüncü günü işe başlayarak Berlin de Türkiyenin şeref ve menafiini muhafaza ve teminde artan bir muvaffakiyetle çalışmış; bugün Almanya da herkesin sempati ve hürmetini kazanmış ve bilhassa Reisi Cumhur Hz.lerinin teveccüh ve itimatlarına mazhar, yakın dostu bir ambasadör olarak buraya gönderildiği bilinen aciz şahsımın böyle bir zamanda, böyle bir tarzda geri alınmasının Alman ricali devleti ve efkarı umumiyesi üzerinde ne tesir yapacağını, bunun her muhitte ne kötü tefsirata yol açacağını söylemeği fazla bulurum..."
Tevfik Rüştü Aras tarafından, "Türkiye Cumhuriyeti Ort Elçiliği" antetli kağıda kaleme alınan mektubun tam metni şu şekildedir: "Sefaret için tefrik edilmiş olan otomobil parasıyla ihtiyaç-ı şedideye binaen İmset Paşa´ya bir otomobil alınmıştır. Müşarinileyhin Fiat markalı kupası İstanbul´da tamir ve telvin edilmektedir. Zat-ı alilerine gönderilecektir."