ARALIK ÖZEL, 22.12.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Manşet: "Gazi´yi feci suikasddan koruyan iki melekü´s-sıyanesi [koruyucu melek] vardır. Biri zafer, biri de inkılâbdır."
Görsel altı yazısı: "Harici düşmanlardan biraz ferah bulmuş, huzur ve sükun içinde inkılâbımızı yaparken birbirimize girmek, kendi halaskârımızı kendimiz öldürmek gelecek neslin ve tarihin afvetmeyeceği bir günahdır."
Necati Memduh 1916-17 Muhtıralı cep takvimi, Vezneciler. Sonunda dönemin devlet büyükleri, kabineden bulunan kimselerin fotoğraflarının ve isimlerinin yer aldığı albüm bulunmaktadır.
Ebuziya Takvimi, 1900-1901 senesi cep takvimi. Önemli günlerin vurgulandığı botanik bahçe işleri, günün zevkini yansıtan şiirler. Çiçekçilik, aşçılık, sağlığa dair notlar, mevsime göre yenecek balıklar hakkında kısa bilgi notları, Osmanlı sultanları albümü, önemli ve denizcilik bakımından tehlikeli günler yer almaktadır. 324 s. 301 ila 309. sayfaları eksiktir.
Yahudi asıllı Fransız gezgin ve şarkiyatçı David Leon Cahun, tarihî roman ve araştırmalar yayınlamış, bilhassa 1876 yılında yayınladığı Gök Bayrak adlı bu romanı ile Türkçülük fikrinin gelişimini etkilemiştir. Cahun´un, Türklerin cesaretini ve güzel ahlaklarını destansı bir dille anlattığı bu eseri, döneminde büyük yankı uyandırarak Türkçüler için başvuru ve ilham kaynağı haline gelmiştir. Cahun´un, Atatürk tarafından da okunduğu ve onu etkilediği söylenmektedir.
Taşköprüzâde Ahmed Efendi´nin ilimler tarihi ve tasnifine dair Arapça biyo-bibliyografik ve ansiklopedik eseri Miftâhu’s-Saâde´nin, oğlu Taşköprüzâde Kemaleddin Mehmed Efendi tarafından ilavelerle Türkçeye tercüme edilmiş halidir.
Sayfalarında leke mevcuttur.
Osmanlı devlet adamı Giritli Sırrı Paşa, başarılı yöneticilik hayatının yanı sıra ilim ve edebiyat dünyasında da gerek bizzat eserleriyle gerek hamilik yoluyla kayda değer katkılar sağlamıştır. Arapça ve Farsçayı iyi bilen, nesirde üslup sahibi olan Sırrı Paşa, yazılarında tasavvufi konulara ağırlık vermiş, "Sırrî" mahlasıyla yazdığı şiirlerinden ötürü döneminin edipleri tarafından başarılı bir şair olarak nitelendirilmiştir.
İç sırtı ayrıktır.
Mevlânâ Celâleddin Rumî´nin tasavvuf anlayışını içeren ve İslam kültürünün önemli eserlerinden biri olan Mesnevî´ye Âbidin Paşa tarafından yapılan bu şerh, son dönemdeki meşhur Türkçe şerhlerdendir. Paşa´ya şöhret kazandıran ve her şeyden ziyade bu eseriyle tanınmasını sağlayan çalışma, Mesnevî´nin 1. cildinin şerhi olup toplamda 6 ciltten oluşur ve daha çok Sarı Abdullah Efendi, Bursevî ve Ankaravî şerhlerine dayanır.
Şîraz başkadılığı yaptığı için "Kâdı" diye de anılan Beyzâvî, İslami ilimlerin hemen tüm dallarında birçok eser kaleme alarak "allame" unvanı kazanmıştır. Tefsir sahasında muhtasar özelliği ile önemli bir yer tutan bu eserinde ise Âlim, kendisinden önceki başlıca tefsir kitaplarını ustalıkla özetlemiş ve tefsirciliğini gözler önüne sererek ayetlere yorumlar getirip dil kurallarına dayalı açıklamalar da eklemiştir. Üzerinde çok sayıda şerh ve haşiye yapılacak kadar takdir gören bu eser defalarca basılmıştır.
Tefsir âlimi ve fakih Şeyhzâde, asıl şöhretini Beyzâvî´nin Envârü´t-Tenzîl ve Esrârü´t-Te´vîl adlı önemli tefsirine yazdığı bu haşiye ile kazanmıştır. Önce muhtasar olarak kaleme alınıp daha sonra genişletilen bu eser, Kâtip Çelebi´nin değerlendirmesine göre söz konusu tefsir üzerine yazılan haşiyelerin en hacimlisi ve en anlaşılırıdır.
Sadi Şîrazi´nin ünlü Farsça eseri Gülistân, çoğunlukla günlük hayatta karşılaşılan olaylar dikkate alınarak ahlaki ve edebi sonuçlar çıkarılabilen hikâye ve nüktelerle süslenmiş; Farsça ve Arapça şiirlerin yanı sıra ayet, hadis ve atasözlerine de yer vermiştir. Bu önemli eseri şerh eden Boşnak asıllı Osmanlı âlimi ve şarihi Sûdi Efendi ise özellikle Fars dili ve edebiyatı konusunda döneminin başarılı âlimlerinden biri olup Arapça ve Türkçeden de eserler tercüme etmiş ve İbrahim Paşa Sarayı´ndaki Gılman-ı Hassa´ya hocalık yapmıştır.
Hanefi fakihi Alaeddin Haskefî tarafından ortaya konan bu eser, Şemseddin Muhammed et-Timurtaşî´nin fıkha dair Tenvîrü´l-Ebsâr adlı eserinin şerhidir. Hanefi mezhebindeki sahih görüşlere yer vermesi ve birçok fıkhi meseleyi özet halde içermesi sebebiyle ilgi görmüş ve üzerine çeşitli haşiyeler yazılmıştır.
Mıklebi kısmen yırtık, birkaç sayfası ayrıktır.
Mevlidlerde yer alan bütün bölümleri içeren ve Osmanlı dinî ve tasavvufi kültürünün oluşmasına katkıda bulunan bu manzum eseri ile ünlenen Yazıcıoğlu Mehmed Efendi, Osmanlı döneminin mutasavvıf şairlerindendir.
Tefsîru Tibyân, Ayıntabî Mehmed Efendi tarafından kaleme alınan, Kur´ân-ı Kerîm´in ilk Türkçe matbu tefsiridir. Tefsîru Mevâkib ise İsmail Ferruh Efendi´nin, Hüseyin İbn Ali el-Kaşifî´nin el-Mevâhibü´l-Aliyye adlı Farsça tefsirinden hareketle yazdığı bir tefsirdir.
Son birkaç sayfası tamirlidir.
Asıl adı Mehmed olup Mısır´da geçirdiği ilim hayatından hareketle Niyâzî-i Mısrî olarak tanınmaya başlayan mutasavvıf şair, vaazlarında söylediklerinden ötürü mahkûm edildiği uzun bir sürgünlük hayatından sonra Bursa´ya dönmüş, ertesi yıl Avusturya seferine katılmak üzere müridleriyle hazırlıklara başlamıştır. Ancak sözlerinin halk ve ordu üzerinde etkili olup büyük bir fitne kopacağı ileri sürülerek sadrazam tarafından engellenen şair, Limni´ye sürgün edilmiş ve orada vefat etmiştir. Şiirleri bütün tarikat çevrelerinin beğenisini kazanan Niyazi Mısrî´nin bu eseri ise burçlar, kıyamet alametleri ve haşir gibi konuları içermektedir.
Şed, fütüvvet ve tarikat ehline özgü tasavvufi bir gelenektir. Tarikat mensupları düzenlenen özel bir törenle şed [kemer, kuşak] kuşanarak bununla, seyrüsülûk yoluna bağlanıp hizmete adandıklarını bildirmiş olurlar.