Kral Süleymanın Manzumeleri ( שִׁיר הַשִּׁירִים ), Rashi ve Onkalus Yorumları Mevcuttur. Künye Sayfası ve Sonraki Sayfa Bulunmamaktadır.
Her Bölümden Ayrı Olarak Tanach´tan Parçalar Mevcuttur.
Türkiye'nin ilk Türkolog ve Türkçüleri arasında sayılan Ahmet Vefik Paşa'nın kaleme aldığı ve Türk sözlükçülüğünde pek çok ilkin ve yeniliğin eseri olan Lehçe-i Osmanî hakkında söylenmesi gerekenlerin başında Türkçe'den Türkçe'ye ilk sözlük olmasıdır. Bunun yanı sıra Ahmed Vefik Paşa ilk kez bu eserinde Türkçe'nin tanımını yapmış ve Osmanlıca'nın bir dil değil Türkçe'nin bir lehçesi olduğunu savunmuştur.
Zekeriya Sertel'in, Selanik yıllarında Nebizâde Hamdi ile ortak yazdıkları ilk eseri... Zekeriya Sertel tarafından "Gabriyel Efendi´ye takdim" ithafıyla imzalanmıştır.
Türk romanının en üretken isimlerinden olan Kemal Tahir´in, romanın aksine pek ilgi göstermediği hikaye türünde kaleme aldığı hatta sağlığında yayımladığı ilk ve tek hikaye kitabıdır. Göl İnsanları’nda “Çoban Ali”, “Kondurma Siyaseti”, “Arabacı” ve “Nam Uğruna” isimli 4 uzun hikayeyle, Anadolu´nun farklı bölgelerinden insanlarının hayatlarına bizi adeta ortak eder...
"Sayın Sıtkı Yırcalı´ya" ithafıyla imzalanmıştır.
Padişahın yaveri ve süvari muallimi Kaymakam Erzurumlu Mehmed Ali´nin kaleme aldığı atların çiftleştirilmesini kou alan eseridir. Ayrıca bu kitapta bu eserden sonra Artin Ormanyan´ın çevirisiyle hayvan tahniti ve doldurulmasını konu alan eser yer almaktadır.
Türk tiyatrosunun büyük ustası Ferhan Şensoy´un manzum otobiyografik eserlerinden olan kitap, yazarın Galatasaray Lisesi´ndeki yılları ve Avrupa´da gördüğü tiyatro eğitimini kapsamaktadır. "Laçin Ergül´e sevgi ve dostlukla babasının bir armağanı, İzmir Dikili Şenliği" ithafıyla 11 Temmuz 2012 tarihinde imzalanmıştır.
Eser, örnekler ışığında döneminde kullanılan resmî ve gayriresmî yazışma türleri ve kuralları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Eser Osmanlı Devlet Armalı ve Ayyıldızlı cildindedir.
Bir kadın şairin zarif anlatımı ve usta bir ressamın gravürleri eşliğinde 1800´lerin İstanbul´una yolculuk... 1836 yılında İstanbul´a gelerek burada dokuz ay yaşayan İngiliz şair, romancı, tarihçi ve gezgin Julia Pardoe (1806-1862), kendisini büyüleyen "Sultanlar Şehri İstanbul"a duyduğu hayranlığı, seyahatnamesinde şu sözlerle dile getiriyor: "İstanbul, doğanın başına yerleştirilen taçta en parlak mücevherlerden biri..."Yayınlandığı ilk günden bu yana İstanbul seyahatnameleri arasında seçkin bir yeri olan kitapta, W. H. Bartlett´ın, 80 adet çelik baskı gravürü yer alıyor. Tamamıyla deri kaplı cildinde... *Cildin sırt kısmı soyulmuştur...
Polonyalı Türkolog Malgorzata Labeçk´nın yayına hazırladığı Lehçe Nazım Hikmet şiirlerini ihtiva eden Polonya baskı eserdir. Kitap Polonyalılara Nazım Hikmeti tanıtan bir sunuş yazısıyla başlamakta ve Nazım Hikmetin bir çok şiirini çeşitli dönemlendirmelerle ihtiva etmektedir.
Şair, yazar, araştırmacı ve yayıncı Nurer Uğurlu için "Sevgili Nurer, buyur sesleri, yüzleri, sokakları, sevgiyle" ithafıyla 1981 yılında imzalanmıştır.
İKİ REFİKA yahud BİR NUMUNE-İ İZDİVAC, Halil Edib, 1304, İstanbul, Şirket-i Mürettibiye Matbaası, 103 sayfa, 14x17 cm...
MERARET-İ HAYAT, Osman Şemseddin, 1311, İstanbul, İstepan Matbaası, 50 sayfa;
DİLARA, Mehmed Asaf, 1320, İstanbul, Matbaa-i Tahir Bey, 84 sayfa;
HUD´AKÂR KIZ, 67 sayfa;
DİŞ IZDIRABI, çev. Tekezade Said;
BÎKES KIZ (YAHUD BİR AİLENİN SAADETİ), çev. M. Reşad;
SIRMA ŞERİD, çev. İbrahim Hakkı, 1312, Âlem Matbaası;
MORG SOKAĞI CİNAYETLERİ, Edgar Allan Poe, 1320, "Hanımlara Mahsus Gazete" Matbaası, 64 sayfa;
SIR WILLIAM´IN MUÂŞAKASI, ÇEV. Faik Sabri, 1322, Hanımlara Mahsus Gazete Matbaası, 103 sayfa, 13x17 cm...
*İçerikte kısa kısa başka çeviri hikayeler de mevcuttur.
Divan edebiyatının başat metinlerinden olan Yahya Divanı, içeriğiyle döneminde tartışma ve suçlamalara maruz kalmıştır. Türkçe ağırlıklı şiir tarzının öncüleri arasındadır.
Döneminin "reîsü’ş-şuarâsı” olarak nitelendirilen Sünbülzâde Vehbî´nin yazdığı manzum Farsça-Türkçe sözlüktür. Şiir formunda olup ezberlenmesinin kolay olması dolayısıyla yaygın bir teveccüh gören eser, yazıldığı tarihten itibaren medrese ve rüşdiyelerde ders kitabı olarak okutulmuştur.
Asıl adı Karl Eduard Hammerschmidt olan Abdullah Bey´in eserinin Osmanlı Türkçesine tercümesi. Macar ayaklanmasındaki rolü sebebiyle Avustura´dan kaçarak Osmanlıya sığınan Hammerschmidt, Türkiye´de jeoloji disiplininin öncülerindendir. Kızılay´ın kurulmasında da öncülük etmiştir. Bu eseri de jeoloji alanındadır.