Türk dilinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerle Türkçe'ye Batı dillerinden girmiş bazı kelimelere de yer veren lugat, kelimelerin seçilişi, anlamlandırma ve örnek cümleler bakımından döneminde ileri seviyede kabul edilmiştir. Kelimelerin, asıl dillerindeki anlamlarının değil, Türkçede kazandıkları manaların gösterildiği sözlükte müellifin kendi şiirlerinden veya başka şairlerden örnek çeşitli mısra ve beyitler de yer almaktadır. Sözlük "fetva" kelimesine kadar Muallim Naci tarafından hazırlanıp yayımlanmış, Nâci´nin ölümü üzerine geri kalan kısmı, Müstecabizâde İsmet Bey tarafından tamamlanmıştır.
Son devir Türk tarihçilerinden Ahmed Refik Altınay´ın "Geçmiş Asırlarda Türk Hayatı" serisi içerisinde yayımladığı, Osmanlı´nın meşhur sadrazamlarından Sokollu Mehmed Paşa´nın biyogrifisini konu alan eseridir.
Orhan Kemal´in, Türk Edebiyatı´nın ünlü isimlerinin uğrak noktası olan ve kendisiyle de özdeşleşen İkbal Kahvesi´nde arkadaşı Nurer Uğurlu´ya, "Yeğenim Nurer´e sevgilerimle - İkbal Kahvesi" ithafıyla 12 Ekim 1961 tarihinde imzaladığı eseridir.
Cahiliye döneminin ünlü şairlerinden Züheyr bin Sülma, ölmeden önce gördüğü rüya üzerine oğulları Ka´ab ve Büceyr´e Medine´de zuhur edecek peygamberin yanına gitmeleri ve ona tabi olmalarını söylemiştir. Babalarının bu vasiyetini yerine getirmek için yola çıkan kardeşlerden Büceyr yolculuğu tamamlamış ve Hz. Muhammed´e tabi olarak müslüman olmuş; Ka´ab ise Medine yakınlarında bir yerde kalmıştır. Ka´ab kardeşinin peygamberin ümmetinden olduğunu öğrendiğinde, Hz. Muhammed ve kardeşi Büceyr´i hicveden bir şiir kaleme almıştır. Şiiri duyan Hz. Muhammed Ka´ab´ın katline ferman vermişse de Ka´ab´ın kardeşi peygamberden özür dilerse affa nail olacağını bildirmiştir. Ka´ab bu sefer peygamberi öven "Kaside-i Banet Suad" ismini verdiği kasidesini kaleme alarak Hz. Muhammed´in huzuruna çıkarak, şiirni sunar ve af diler. Hz. Peygamber´in affına nail olmakla kalmayıp günümüzde Topkapı Sarayı´nda sergilenen ve "Bürde" adı verilen hırkayı peygamberden hediye olarak almıştır. Kaside böylece, hediye edilen hırkadan yola çıkılarak "Kaside-i Bürde" ismiyle ünlenmiştir.
Türk sinemasının en büyük oyuncu ve yönetmenlerinden Yılmaz Güney, oyunculuğunun ve yazarlığının yanı sıra, politik kimliğiyle de ön plana çıkmış bir isimdir. 12 Mart sürecinde Mahir Çayan ve arkadaşlarını evinde sakladığı bilinen Yılmaz Güney´in az sayıdaki politik çalışmalarından biri olan "Paris Komünü Üzerine" adlı broşürü, "Mehmet kardeşime sevgiyle" ithafıyla imzalanmıştır.
Sultan İkinci Mahmud döneminde Britanya Büyükelçiliği´nin rahibi olarak 1821-24 ve 1831-32 yılları arasında İstanbul´da yaşayan Robert Walsh´ın (1772-1852), sonraki yıllarda bu şehirden dostlarına yazdığı mektupları derleyerek meydana getirdiği ünlü eseri... Yeniçeri Ocağı´nın kaldırılışı, Yunan İsyanı, büyük İstanbul Yangını gibi çalkantılı olayların yaşandığı II. Mahmud döneminde İstanbul´da yaşayan ve tüm olaylara tanık olan Walsh´ın birinci elden gözlemlerini aktardığı esere, Thomas Allom´un büyüleyici gravürleri eşlik ediyor...
Cumhuriyet döneminin en önemli kadın romancılarından Adalet Ağaoğlu´nun kaleminden iki oyun.... "Gülsevil Çizmeci´ye aydınlık günler dileğiyle" ithafıyla imzalanmıştır.
Sevgi Gönül Koleksiyonlarından Son Dönem Osmanlı İstanbuluna Ait Kilise Gümüşleri: Kilisenin başlıca iki sakramenti olan Aşai Rabbani ayinleri ve vaftiz törenleri için kullanılan gümüş eserlerin, yüksek çözünürlüklü görselleriyle prestij kitap formunda hazırlanmış katalog.
Türk-Yunan Savaşı’ndan İkinci Meşrutiyet ve 31 Mart Vakası’na, cephelerde ve çalkantılı siyasi devrimlerde en ön saflarda yer alan Resneli Niyazi Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden biridir. 3 Temmuz 1908 tarihinde sayıları 150’yi bulan asker ve gönüllülerle Sultan İkinci Abdülhamid’e karşı dağa çıkarak İkinci Meşrutiyet’in fitilini ateşleyen Resneli Niyazi, dağda bulunduğu esnada karşısına çıkan geyiği yanına almış ve “Gazal-i Hürriyet” adını verdiği geyiği gittiği her yere götürmüştür. 31 Mart Vakası sonrası çok sevdiği Resne kasabasına dönen Resneli Niyazi, Balkan Savaşları’nın patlak vermesiyle yeniden orduya katılmış, savaş sonrasında İstanbul’a dönerken, Avlonya limanında bir kavgayı ayırmak niyetiyle araya girmiş ve şaibeli bir şekilde öldürülmüştür.
Attila İlhan´ın, Kore Savaşı´ndan başlayarak 27 Mayıs Darbesi´ne kadar uzanan Türkiye´nin çalkantılı 10 yılını işlediği romanıdır. "Kardeşim Nurer Uğurlu´ya Park Otel akşamlarını hatırlayarak, sevgiyle" ithafıyla imzalanmıştır.
M. M. Rouargue Freres´in 4´ü renklendirilmiş olmak üzere toplam 21 şahane gravürünü içeren bu İstanbul ve Karadeniz Seyahatnamesi´nin ilk bölümünde; İstanbul´un Bizans döneminden Sultan Abdülmecid devrine kadar olan tarihi süreçleri anlatılmaktadır. İkinci bölümde ise ilgi çekici başlıklarla İstanbul´un turistik yönlerine ve sosyal yaşamına değinilip Karadeniz kıyılarına uzanan geniş bir yelpazade Trabzon, Sinop gibi şehirlerimiz hakkında bilgiler verilmektedir.
1965 yılında Goethe Enstitüsü´nün yardımıyla İstanbul´a gelen ve Behçet Necatigil ile birlikte Türk-Alman Kültür Merkezi´nde çeşitli programlar düzenleyen Alman oyun yazarı Tankred Dorst´un, "Kara Kız" isimli tiyatro oyununun Behçet Necatigil tarafından yapılan Türkçe çevirisi... "Fatoş Gönenç için sevgiyle." ithafıyla, 12 Mayıs 1966 tarihinde imzalanmıştır.