Henri Cayol, Osmanlı Devleti´ne taş baskıcılığı getirmesiyle tanınır. Devlet adamlarına, Osmanlıca hat sanatının bu teknikle özgün güzelliğinin korunabileceğini göstermiş ve bunun üzerine kendisine Harbiye Nezâreti’nin ihtiyaçlarını karşılaması için bir atölye kurmasına izin verilmiştir. Yeniçeriliğin kaldırılması üzerine yeni kurulan ordunun eğitimi için resimli bir talimname ihtiyacı doğmuştur. Koca Hüsrev Paşa bu görevi Henri Cayol´a vermiş ve böylece Osmanlı Devleti´nde ilk defa taş basması sanatıyla "Nuhbetü´t-talim" eseri basılmıştır. Eser, on üç sayfa metin ve açıklamalarıyla birlikte 79 adet planş içerir.
Cevherî’nin, Tâcü’l-luġa ve Sıhâhu’l-ʿArabiyye adıyla da bilinen Arapça sözlüğünün Türkçe tercümesidir. Mehmed bin Mustafa el-Vanî tarafından tercüme edilen sözlük Vankulu Lugatı ismiyle tanınmıştır. İlk defa İbrahim Müteferrika tarafından basılan eserin bu nüshası Üsküdar Matbaası´nda 1218 senesinde basılmıştır.
Mühendishane-i Berri-i Hümayun bünyesinde açılan ve Müteferrika Matbaası´nın ardılı olan Mühendishane Matbaası´nda 1216 senesinde basılmıştır. Şeyhülislam Mehmed Esad Efendi tarafından 3661 Türkçe kelimenin Arapça ve Farsça karşılığı verilerek hazırlanmış sözlüktür.
İthaf, "Kudretli yazılarını ´öteden beri´ sonsuz bir hayranlıkla okuduğum Refik Halit Beyfendiye, saygılarımla: Mebrure Sami. 12-2-940" şeklindedir. Kitabın arka iç kapağında imzası tespit edilemeyen 3 Mayıs 1941 tarihli el yazısı bir şiir yer almaktadır: "Ne sırmaydı saçı ne yaydı kaşı, / Ne de heykel gibi yüksekti başı... / Ne batan bir güneş, ne doğan aydı / O, hiç bir şey değil sade anaydı." Kapak: Münif Fehim. Bazı sayfaları sırttan ayrılmış haliyle.