İstanbul´un, özellikle de Boğaziçi´nin güzelliklerini anlattığı eserleriyle tanınan Cumhuriyet dönemi yazarı Abdülhak Şinasi Hisar´ın çocukluğu, kültürlü bir aile ortamı içinde bütün gelenekleriyle canlılığını koruyan Boğaziçi yalılarıyla Büyükada ve Çamlıca köşklerinde geçmiş, edebî kişiliğinin ağırlık noktasını da geçmiş zamanın hikâye edilmesi oluşturmuştur. Nitekim Cumhuriyet devri yazarları eserlerinde Türkiye´nin modernleşme süreçlerini anlatırken o, daha güzel ve anlamlı bulduğu geçmiş zamanı, bütün ayrıntılarıyla Boğaziçi medeniyetini anlatmayı tercih etmiştir. Nitekim bu roman denemesinde de yine çocukluk hatıralarından yola çıkarak uzak akrabalarından olan Ali Nizami Bey´in hayatını hikâye etmiştir.
Sâlih Efendi'nin İslam miras hukukuna dair meşhur eseridir. Metin, alanında en çok başvurulan kaynaklardandır, tasnifi ve içeriği itibariyle bu alanda önemli bir açığı kapatmıştır.
Fiziksel özellikleri: Taşbaskı olan eser, bir elyazma kitap gibi elle tezhiplenmiştir. Serlevhalı ve tüm sayfaları altın cetvellidir. Deri dönem cildinde, zencerekli ve mıkleblidir. Metinden önce hesap ve taksime dair ek bir bölüm vardır. Bu metin de serlevhalıdır.
"Bu kitap halk şairi Talibî Coşkun´un Orman Çiftliği, Marmara, Mamak, Kayaş ve Çubuk barajına ait yeni ve orjinal tahassürlerini bildiren şiirlerile Ankara cıvarına ait muhtelif resimleri ihtiva etmektedir."
İthaf, "Öldüğümüz zaman, Sessizliğin içinde bizim bir kelimemizi sakla, ey dünya: Sevdik!..." Ki dünyadan başka ne dileyebilirdik, Ayhan Kardeşim... 11 Temmuz 1973 M. İzmirli" şeklindedir.