Milli Mücadele´nin sürdüğü ve İzmir´de Yunan işgalinin devam ettiği bir dönemde, halkın Milli Mücadele´ye olan inancını diri tutmak, bu mücadelenin önemli kahramanlarını tanıtmak ve yaşanan olayları halka anlatmak amacıyla yayımlanan albümdür. 1921-1922 seneleri arasında toplamda sekiz sayı olarak İstanbul´da Ahmet İhsan Tokgöz´ün gayreti ile çıkartılmıştır. Fotoğraflarla beraber Milli Mücadele dönemi asker, yazar ve devlet adamlarının hayatları, Mustafa Kemal Atatürk´ün TBMM´de gerçekleştirdiği konuşmalardan kesitler ve yabancı devletlerle yapılan anlaşma metinlerine de albümde yer verilmiştir. Albümde yer alan metinler hem Osmanlıca hem de Fransızca olarak kaleme alınmıştır. *Sayfalar sırttan ayrılmıştır. *Kapağı eksiktir
Emeğin sonucu anlamına gelen eserinde Mehmet Tahir İstanbul´a kimsesiz ve yoksul bir biçimde gelen bir gencin hayatını hikaye ederek okuyuculara "emek" kavramını didaktik bir şekilde işliyor.
Hürriyet ve Meşrutiyet hakkında 15 konuyla ilişkilendirilmiş 80 ayet ve 40 hadis içeren eserdir. Dönemin aydınlarının hürriyet ve meşrutiyetten ne anladığını yansıtan önemli bir eserdir.
Arif Nihat Asya (7 Şubat 1904- 5 Ocak 1975) Şair, Çatalca'nın İnceğiz köyünde doğdu. Balkan Savaşı'nın sonunda İstanbul'a geldi. Kocamustafapaşa ve Haseki mahalle mekteplerinde okudu. Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi'nde iken Bolu Sultanîsi'ne, buradan Kastamonu Sultanîsi'ne geçti. Lise öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul Darulmuallimîn-i Âliyyesi'ne girdi. Buraya bağlı olarak Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi (1928). 14 yıl edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yaptıktan sonra 1950-1954 yılları arasında Adana milletvekili olarak Meclis'te bulundu. 1959-1961 yılları arasında Kıbrıs'ta öğretmenlik yaptı. 1962'de emekli oldu. Ankara'da vefat etmiştir.
İlim çevrelerinde yaygın kabul gören Hanefî fakihi Şürünbülâlî'nin ibadetler fıkhına dair eseri Merâkı'l-Felâh'a, Mısırlı Hanefî alimi ve müftüsü Tahtâvî tarafından yazılan haşiyedir.
İthaf, "Oğlum Tevfik Fikret Beyefendi´ye yadigâr-ı ihtiramımdır. 27 Haziran 1341, Ömer Lütfü" şeklindedir. Eser, İslam siyaset düşüncesi alanında değerlendirilen bir kitap olup doğu ve batı milletlerine dair değerlendirmelerde bulunduktan sonra insanın görevleri, nefis temizliği ve Müslümanların hem kendi aralarında hem gayrimüslimlere karşı sorumluluklarını ele almıştır. "Namus kelimesi, casusun zıddıdır. Casus, fena haber getiren; namus ise iyi haber getirendir. Mana-yı meşhuruyla beraber; kanun, kaide manalarını da ifade eyler."
Mülteka´l-Ebhur, Hanefî fıkhına dair bir eser olup, 17. yy´da hem saraydaki eğitim kurumlarına hem İstanbul ve taşra medreselerinin müfredatına hâkim olduğu bilinmektedir.
Cildi yıpranmış, bazı sayfaları ayrık haldedir. Bazı sayfalarının üzerine kurşun kalemle not alınmıştır.