Türk edebiyatının en üretken şairlerinden Ümit Yaşar Oğuzcan’ın (1926 – 1984) toplu şiirlerinin ikinci cildi… Ahmet Muhip Dıranas’ın eşi Münire Dıranas’a imzalı…
"1314 senesi Devlet-i Aliyye ve Yunan seferini anlatmaktadır."
Kitaba bitişik 50x61 cm boyutlarında bir harita mevcuttur. Cildinde kurt yenikleri vardır.
Thomas-Xavier Bianchi, lügat kitapları ile tanınan Fransız şarkiyatçısı olup Avrupalılara Türkçeyi öğreterek zamanının Türkiye´sini tanıtmayı tercih etmiştir. Özellikle yeniçeriliğin ortadan kaldırılmasından sonra Osmanlılarca girişilen reformlar devresinde hız kazanan siyasi ve ticari ilişkilerin Batı´da Türkçenin öğrenilmesi konusunda doğurduğu ihtiyaca cevap vermeye çalışan lügat yazarları arasında Bianchi, en verimli ve muteber isim olarak görülmektedir.
Sırtı yıpranmış haldedir. Bazı sayfa kenarlarına notlar alınmıştır.
"Anadolu yarımadasının neredeyse merkezinde Ankara. Hattilerin, Hitilerin uygarlıklarının izleri okunuyor yakın çevresinde. Roma İmparatorluğu´nun Asya´ya uzanan kolu geçiyor üzerinden. Birkaç canalıcı işaret, birkaç anıt, birkaç tarihsel belge içinden Ankara´nın uzak geçmişine bakıyoruz."
"Mecmûam, gerek evrakda, kitablarda gördüğüm, gerek telaffuz edilirken işitdiğim galatâtı câmidir. ´Galat-ı meşhur; sahih-i mehcurdan evlâdır´ diyoruz; bu pek doğrudur; lakin bir kere düşünelim: Her galat, galat-ı meşhur addedilebilir mi?"
"Tercüman-ı Hakikat gazetesinin tefrika suretiyle neşretdiği ecnebi lügatlari bu kere Midhat Efendi´den bi´l-istizan cem´ edilerek işbu Lügat-i Osmanî´ye zeylen neşrolundu."
Ahterî ve Ahterî-i Kebîr diye de anılan bu Arapça-Türkçe sözlük Muslihuddin Mustafa´nın en meşhur eseridir. Belli başlı Arapça kaynaklardan faydalanarak 952 (1545) yılında tamamladığı eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva etmektedir.
Cildinin deri yüzeyi soyulmuştur.
Tiyatro oyuncusu ve yazar Mücap Ofluoğlu´nun, fotoğrafların yanlarına açıklama notları da düştüğü kitap, "Aziz Üstat M. ? ve eşine sevgilerimle" ithafıyla imzalanmıştır.
Fransız seyyah Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689), 11 ay boyunca İstanbul´da yaşamış ve bu süre içinde hem şehri gezmiş hem de Topkapı Sarayı ve Harem Dairesi hakkında biri Fransız, diğeri İtalyan kökenli iki saray hizmetkarından edindiği bilgileri, doğrudan gözlemleriyle birleştirerek bu eseri kaleme almıştır. Tavernier’ın bu eseri, Osmanlı İmparatorluğunun duraklama devri olan 17. yüzyılda, imparatorluk yaşamını ve saray düzenini bir Batılı gözüyle ortaya koyması bakımından büyük önem taşımaktadır. Özellikle Topkapı Sarayı hakkında verilen bilgiler, kitaba bir belge niteliği kazandırmaktadır... Tümüyle deri dönem cildi içinde...