İthaf, "Nilay Ünsal'a en iyi dileklerimle" şeklindedir. Cumhuriyet devri Türk edebiyatının tanınmış kişilerinden olan Cumalı, Yaşar Kemal'in ifadesiyle "Yaşlanmaz Şair Çocuk" olarak anılır. Şiir, roman, hikâye, deneme, tiyatro, günce gibi pek çok edebi türde eser vermiş çok yönlü bir yazardır. 13 Ocak 1921 tarihinde Yunanistan sınırları içinde bulunan o dönemin Rumeli Vilayet-i Celilesine (Manastır'a) bağlı ve Cuma beyleriyle meşhur olan Cuma kazasında doğdu. Altı çocuklu ailenin en büyük evladı idi. Ailesi 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye göç ederek İzmir'in Urla ilçesine yerleşti. Ortaöğrenimini 1938’de İzmir Atatürk Lisesi'nde tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. İlk şiiri, 1939'da Urla Halkevi Dergisi olan "Ocak"'ta "A. N. Acar" ismiyle yayımlandı. Sanatsal değere sahip ilk şiiri ise 1940'ta Varlık dergisinde "Netice" ismiyle yayımlandı. Orhan Veli, Oktay Rıfat, Cahit Sıtkı, Nurullah Ataç gibi önemli edebiyatçılarla tanıştı ve onların etkisiyle şiirine yön verdi.
İran'ın önde gelen şairlerinden olan Hafız-ı Şirazi'nin divanı, Türkiye'de Mesnevi ve Gülistan'dan sonra en çok okunan Farsça metinlerin başında gelmektedir. Şiirlerindeki ahenk, akıcılık ve sade üslup, ona şöhretini kazandıran en önemli özelliktir.
386-512 sayfaları arasını kapsamaktadır. Redaksiyonu Kadıköy'de yapılmıştır. Dergide "Les Aspects Généraux de la Théologie Byzantine" [Bizans teolojisinin genel hali], "Palamites Tartışması" gibi din tarihi içerikli yazılar bulunmaktadır.
İthaf, "İstanbul Halkevi kütüphanesine edebi hatıram! Üsküdar: 9.4.934. Emniyeti umumiyle eskarı neşriyat şubesi ve sabık Gümüşhane mektupçusu Filorinalı Nazım" şeklindedir. Büyük bir Abdülhak Hamid hayranı olan, kendisini Hamid'in varisi olarak gören bu yüzden Tevfik Fikret ve Peyami Safa tarafından alaycı bir biçimde "şiir kralı" lakabı takılan Florilalı Nazım'ın şiir kitabıdır.
Adudiddin el-İci'ye ait olan Risale-i Vaz'iyye, Arapça vaz ilmine (lafız-anlam ilişkisi) dair bir eserdir. Bu eser üzerine Osmanlı ülkesinde büyük bir şöhret kazanmış olan Türk astronom ve matematikçi Ali Kuşçu tarafından bir şerh yazılmış ve bu şerh üzerine de çeşitli haşiyeler kaleme alınmıştır.
Roman ve öyküleriyle olduğu kadar; felsefe, sosyoloji, din ve ekonomi alanlarındaki ansiklopedik sözlükleriyle de tanınan Orhan Hançerlioğlu'nun (1916 - 1991), yazıldığı yıllarda çokça başvurulan ve felsefe terminolojisinin Türkçeleşmesine önemli katkılar sağlayan sözlüğü...
Temiz ve sorunsuz...
Yahudi asıllı Türk ilim ve siyaset adamı Avram Galanti; Osmanlı Yahudileri, Türk-Yahudi ilişkileri, Yahudilik ve Türk kültürü üzerine önemli araştırmalarda bulunmuş ve çeşitli ülkelerde yayınlanmış makaleler kaleme almıştır. Yahudi milletinin Osmanlı Devleti'ne olan bağlılığını dile getiren Galanti, Millî Mücadele yıllarında yabancı dillerdeki yayınları da Türkçeye çevirip Mustafa Kemal ve arkadaşlarına iletmiştir.
Edebiyatımızın "Primadonna"sı Sevim Burak'ın (1931 - 1983), 17 yıllık uzun bir suskunluk döneminden sonra ve ölümünden kısa bir süre önce, yeniden edebiyata dönüş yaptığı ilk eseri... İthaflı ve imzalı...
İlk resmî Osmanlı vakanüvisi ve tarihçisi olan Naima tarafından kaleme alınan ve olayları kronolojik bir sıra içerisinde nakleden eser, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde çok faydalanılan bir eser olmuştur.
Çocuk Kalbi romanıyla dünyaca tanınan yazar Amicis, 1874´te İstanbul´u ziyaret ettikten sonra Constantinople adlı eserini kaleme almıştır. İstanbul seyahatnameleri arasında önemli bir yere sahip olan bu eserde İstanbul´un en eski semtlerinde gezintiye çıkıyor; Kasımpaşa´dan Üsküdar´a, Tatavla´dan Galata´ya, yazarın İstanbul´a hayranlığını zengin görsel içeriklerle birlikte okuma fırsatı buluyoruz. İstanbul´da Ramazan, turistlere her daim ilginç gelen meslekler, kostümler, çarşılar ve çok kültürlü halk yapısı gibi çok çeşitli konu başlıklarıyla kaleme alınan bu eser, Constantinople yazılı ve kabartmalı çok özel deri cildinde alıcısını bekliyor.
Roman ve öyküleriyle olduğu kadar; felsefe, sosyoloji, din ve ekonomi alanlarındaki ansiklopedik sözlükleriyle de tanınan Orhan Hançerlioğlu´nun (1916 - 1991) ilk romanı… "Varlık, roman edebiyatımıza Orhan Hançerlioğlu ile yeni bir imza sunuyor. Eser de imza kadar yeni ve tazedir..." Folklor araştırmacısı, eleştirmen ve yazar Tahir Alangu´ya (1915 - 1973) imzalı…
Ahmet Hamdi Tanpınar (1901 - 1962); "Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Abdullah Efendinin Rüyaları, Beş Şehir, 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi" gibi roman, hikâye, deneme ve edebiyat tarihi alanlarında aşılması güç eserler vermiş olmasına karşın, daha çok şairliğiyle ön plana çıkmak ve hep bir şair olarak anılmak istemişti. Ne var ki tek şiir kitabı (ve aynı zamanda son kitabı), 1930´lardan bu yana çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerinin içinden seçerek hazırladığı ve ölümünden kısa bir süre önce çıkarabildiği, müzayedeye sunduğumuz bu kitap olabildi.
Sadi Şirazî´nin yazıldığı tarihten bu yana büyük ilgi gören ünlü Farsça eseri Gülistan, çoğunlukla günlük hayatta karşılaşılan olaylar dikkate alınarak ahlakî ve edebî sonuçlar çıkarılabilen hikâye ve nüktelerle süslenmiş; Farsça ve Arapça şiirlerin yanı sıra ayet, hadis ve atasözlerine de yer vermiştir.
Türk şiirinin en özgün şairlerinden Özdemir Asaf´ın (1923 - 1981), kendi kurduğu ve yalnızca kendi kitaplarını yayımladığı yayınevinden, kendi tasarımıyla üçüncü şiir kitabı… "Tahir Alangu; anlayarak seven" ifadesiyle imzalanmış.
Köy Enstitülü yazarlar içinde, "Yılanların Öcü, Irazcanın Dirliği, Tırpan, Kara Ahmet Destanı" gibi romanlarıyla toplumcu - gerçekçi köy romanının klasiklerine imza atmış olan Fakir Baykurt´un (1929 - 1999), yine aynı toplumcu - gerçekçi duyarlılıkla kaleme aldığı ve Almanya´da yaşayan Türklerin yaşamına eğildiği öyküleri...