Mahmut Yesari’nin romanları konu ve tema bakımından iki ana düzlem üzerinde şekillenir. Bunlardan ilki, bireyin iç dünyası ve diğer bireylerle olan ilişkisi, diğeri ise toplumsal meseleler olarak kendini gösterir. Yazarın ilk gruba dâhil olan romanlarının büyük bir bölümünde kadın-erkek ilişkileri konu edilir. Bu konunun etrafında döndüğü temalar aşk, sevgi, kıskançlık, şüphe vb.dir. Bu bakımdan romanlarda, aşkın güzel duygular oluşturan yönlerinin yanı sıra, sevgiliye karşı duyulan çeşitli şüpheler ve tereddütler konu edilmiştir. Çoban Yıldızı, Çulluk, Pervin Abla, Ak Saçlı Genç Kız, Kalbimin Suçu, Aşk Yarışı, Kanlı Sır, Dağ Rüzgârları, Sağanak Altında, Gece Yürüyüşü gibi romanlar, sözünü ettiğimiz temalar üzerine kurgulanmıştır.
İthaf "Sayın Zekai Asman'a bütün bir ömür arkadaşlığı hatırası olarak 30.9.969 O. Ocak şeklindedir." şeklindedir. Osman Ocak Nakiboğlu, Birinci Meşrutiyet döneminde de mebusluk yapmış olan Hacı Mesut Bey'in oğlu olup annesinin adı Fatma Hanım'dır. Osman Ocak, ilkokulu memleketinde bitirmiştir. Diyarbakır Lisesi, Diyarbakır Muallim Mektebi ve Darülfünun Edebiyat Şubesi mezunudur. Yükseköğrenimini tamamladıktan sonra Diyarbakır Keldani, Süryani ve Sanayi mektepleri Tarih-Coğrafya öğretmenliği, Diyarbakır Akşam Sanat Okulu Türkçe ve edebiyat öğretmenliği, Diyarbakır Kız Orta Sanat ve muhtelif orta mektepler öğretmenliği, Diyarbakır Ortaokulu ile Diyarbakır Lisesi Türkçe öğretmenliği, yaptı. Bir süre de Çankırı ve Denizli liselerinde öğretmenlik yaptıktan sonra 1936 yılında Diyarbakır’a döndü. Sanat Okulu’nda öğretmeniyken Halkevi Başkanlığı’nı da yapmıştı.
17. yy Türk ilim dünyasının etkin isimlerinden olan Kâtip Çelebi bu eseri, kendi dönemindeki dinî ve ilmî tartışmaları belli bir yöntem çerçevesinde yeniden ele almak ve Osmanlı ilim hayatındaki mevcut durumu eleştirel bir şekilde değerlendirmek üzere kaleme almıştır.
Bu katalog 20 Nisan-9 Mayıs 2000 tarihleri arasında Ankara Emlak Sanat Galersinde açılan Hıdır Yağcı sergisi için Türkiye Emlak Bankası tarafından hazırlanmıştır.
Kitabın başındaki taşbaskı portresinin altında kendisini "Fransız, İtalyan, Türk ve İranlı şair" olarak nitelendiren çocuk dahi Charles Vernay´nin (1842-1866), 11 ilâ 16 yaşları arasında kaleme aldığı Fransızca, İtalyanca, Türkçe ve Farsça şiirlerinden meydana gelen derleme...
Fransızca şiirlerini 1854´te, 141 parçalık Türkçe ve Farsça divanını ise 1858´de bastıran Vernay, "Divan-ı Verne" isimli bu kitabında dönemin Osmanlı padişahı Abdülmecid´e hitaben övgü dolu bir kasideye de yer vermiştir.
Türkçeyi hiçbir okula gitmeden ve hiçbir hocayla çalışmadan 60 saatte kendi kendine öğrendiğini beyan eden ve kısacık ömrüne yaşından hiç beklenmeyecek fevkalade şiirler sığdırabilen şair, Türkçe şiirler yazmasının sebebini şu beyitiyle okurlarına açıklamaktadır:
“Derûn-ı dilimde nakr olunan aşku’l-lah âsaârını fâş etmeğe kâm-bîn oldum" (Gönlümün derininde kazınan Allah aşkının izlerini ifşa etmekten dolayı mutlu oldum)
Sırtı panelli ve altın yaldız başlıklı, ön ve arka kapağı ebru kaplamalı, iç kapakları ebrulu, deri sırtlı dönem cildinde....
"Türk milletinin dini hareketlerinin en mühim borcu olan Farizai Haccın kolaylıkla edası yolunda tamamlayıcı dini ve sair mâlûmatla mücehhiz hac kılavuzunu taktim etmekle şeref duyarız."