Cemaleddin ibn el-Hatip'in, Yemen'in müstemleke (sömürge, koloni) edilmesi üzerine, Osmanlı parlamentosuna, bakanlarına ve devlet adamlarına hitap edip bu olaya dikkat çekmek için kaleme aldığı eseridir.
Lirik aşk şiirleriyle tanınan divan şairi Leyla Hanım, münevver bir aile çevresinde yetişmiş, şiirde kendisine yol göstermiş olan dayısı Keçecizâde İzzet Molla´yı örnek almıştır. Şiirlerinden saray çevresiyle ilgili olduğu anlaşılan, aileden gelme bir tesirle Mevleviliği benimseyen Leyla Hanım´ın şiirlerinde büyük Mevlevi şair Şeyh Galib´in etkisi görülmektedir. Parlak bir şair olmamakla beraber divan şiirinin son dönemde yetişen şairlerinden geri sayılmayan Leyla Hanım´ın divanı, önce Bulak´ta (1260), daha sonra yazdığı şiirlerinin de eklenmesiyle İstanbul´da taşbaskı olarak (1267) yayınlanmıştır.
Osmanlı döneminde Arap dilbilgisi alimi Adalı Şeyh Mustafa´nın hazırlaması sebebiyle "Adalı" diye tanınan bu şerh, çeşitli sahalarda eser veren ünlü alim Birgivî´nin, Arapça nahiv ilmine dair yazdığı İzharu´l-Esrar adlı esere yazılan en meşhur şerhtir.
Şeyh Galib´in Bulak baskısı, ünlü Divan´ı; sondaki 92 sayfalık bölüm Hüsn ü Aşk… Deri sırtlı, Osmanlıca hurufatlı, yeni cildi içinde… Kitabın ilk 12 sayfası ve 25, 26, 27 ve 28. sayfaları aslına uygun kâğıda fotokopiyle tamamlanmıştır.
O dönem Hüdavendigar Vilayet Mektupçusu olarak görev yapan Süleyman Nazif'in kaleme aldığı ithaf, " Muhterem İkdam Gazetesi sahib-i imtiyaz sermuharriri Ahmet Cevdet Beyefendi Hazretleri´ne. " şeklindedir.