Melih Cevdet Anday, 13 Mart 1915 de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Çocukluk yılları Kadıköy’de geçen Anday, lise eğitimini ise Ankara’da tamamlamış ve burada Garip akımının bir diğer savunuları olan Orhan Veli Kanık ve Oktay Rıfat gibi isimler ile tanışmıştır. Lise mezuniyetinin ardı sıra Hukuk eğitimi alan Melih Cevdet Anday, Devlet Demiryolları'ndaki görevinden ötürü eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. 1936’da Varlık Dergisinde Ukde adını verdiği şiirini yayımladı ve devamında Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde de aynı şiiri yayınlanmıştır. Anday, Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile birlikte Garip hareketini başlatan; akılcı, toplumsal çizgileri ele alarak eserlerini sunan, şiirlerinde duygudan ziyade aklın egemenliği referans edinen bir şairdir. Garip hareketine bağlı olarak verdiği eserlerde uyak ile ölçü kaygısı olmadan eser vermeye devam etmiş, duygu anlayışı ile diğer iki önemli garip akımı öncüsü olan Orhan Veli ve Oktay Rıfat’tan ayrılmıştır.
11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı.1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı.1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan ögelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır. Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü
Tanzimat'tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış edebiyatçısı Şemseddin Sami, roman ve tiyatro yazarlığından gazeteciliğe, lügatçilikten ansiklopedi yazarlığına kadar değişik alanlarda önemli eserler vermiş bir isimdir.