Cemal Süreya, 1 Ağustos 1960’ta, sonradan değişik aralıklarla çıkardığı Papirüs dergisinin ilk sayısını yayımladı. Dört sayfalık tabloid bir dergi olan Papirüs ikinci sayısından sonra kapandı. Sekiz aylık bir aradan sonra Mayıs 1961’de Papirüs’ü tekrar çıkardı. Bu sefer üç sayı süren Papirüs, Temmuz 1961’de yeniden kapandı. Süreya, 1961 yılında Maliye Bakanlığı tarafından bir yıllığına Paris’e gönderildi. Yurda döndükten sonra İstanbul’a (1964) tayin edildi. Mart 1977’de kurucularından biri olduğu Türkiye Yazıları dergisinin başına getirildi. İki sayı sonra buradaki sorumluluklarını devrederek bu dergiden ayrıldı. 1974 yılından itibaren baş yazılarını yazdığı Oluşum dergisini 1977 yılında bir süre yönetti. Oluşum, Papirüs’ten sonra başyazı yazdığı tek dergidir. Mayıs 1974’ten Temmuz 1978’e kadar Oluşum’da düzenli yazan Cemal Süreya, bu tarihten sonra bu dergide bir defa yer aldı: “Ne Var Ne Yok” (Haziran 1987). Edebiyat dünyamızın en verimli yazarlarından biri olan Cemal Süreya, yazı hayatı boyunca pek çok takma ad kullandı. Bugüne değin tespit edilenler şunlardır: Osman Mazlum, Adil Fırat, Ali Fakir, Ali Hakir, Ahmet Gürsu, Hüseyin Karayazı, Birsen Sağnak, Dr. Suat Hüseyin, Hasan Basri, Genco Gümrah, Suna Gün. Kimi dergi yazılarında da ad kullanmadı. Takma adlar, çok yazmanın getirdiği biçimsel bir zorunluluk oldu onu için. Desen ve karikatürlerinde de Cemasef ve Charles Suares adını kullandı. Bir kısmı takma adlarla olmak üzere kırktan fazla kitap çevirdi.
1958 yılında ilk kitabı Üvercinka ile Yeditepe Şiir Ödülünü Arif Damar İle paylaştı. İkinci kitabı Göçebe’yle Türk Dil Kurumu 1966 Edebiyat Ödülünü, Sıcak Nal ve Güz Bitigi kitaplarıyla 1988’de Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandı. Bazı kitapları ölümünden sonra yayımlanan Cemal Süreya’nın, adına konmuş bir şiir ödülü bulunmaktadır.
Ünlü hadis alimi Buhari tarafından kaleme alınan ve 600 bin kadar hadis arasından seçilerek yıllar içinde meydana getirilen bu eser, Kur´ân-ı Kerîm´den sonra en güvenilir kitap kabul edilmiş ve İslam dünyasında üzerine yüzlerce inceleme ve şerh yazılmıştır.
Uzun yıllar kadılık ve kazaskerlik yapmış olan Osmanlı hukukçusu Molla Hüsrev, daha önce Hanefi fıkıh kitaplarını esas alarak Gurerü´l-Ahkâm´ı kaleme almış ve bu eser kadılar tarafından gayriresmi bir kanun metni olarak kullanılmıştır. Yazar daha sonra bu kitabını bizzat şerhederek Dürerü´l-Hükkâm adlı eseri yazmış ve Fatih Sultan Mehmed´e de hediye etmiştir. Eser, Osmanlı Devleti´nin yarı resmi hukuk külliyatı olarak kabul edilmiştir. "Eserin birkaç sayfasında el yazısı notlar mevcuttur.
Gazeteci, edebiyat ve siyaset adamı Ali Kemal, "İkdam´ın Paris Muhabiri" adıyla İkdam gazetesine gönderdiği yazılarla Türk okura Batı dünyasını, oradaki sanat ve edebiyat anlayışı ile faaliyetlerini tanıtmaya çalışmıştır. Yazarın, Marcel Prevost´tan çevirerek İkdam´da yayımladığı "Kadın Mektubları" adlı bu eserin içinde İbrahim Hikmet imzasıyla bizzat kendisi tarafından yazılmış birkaç mektup da mevcuttur.
Son devrin mutasavvıf şairlerinden Kâtib Fevzi Efendi, tasavvufi konularda derin bilginin yanı sıra geniş bir kültüre de sahiptir. Şairin tüm eserleri gibi manzum olan bu eserde dünya ve ahiret hayatı, mürşid-i kâmilin özellikleri, rabıta, tarikata dair çeşitli terimler, şeriat, hakikat, marifet ilgili bilgiler, bazı ayet ve hadislerin açıklamaları yer almaktadır.
Halide Nusret, Süleyman Nazif, Midhat Cemal, Aka Gündüz, Ahmed Rasim, Ahmed Hikmet, Faruk Nafiz, Halid Fahri, Haşim Nahid, Server Ziya, Hüseyin Suad, Memduh Necdet, Mehmed Nureddin, Tevfik Fikret vd.´ne ait hikâye ve şiirler içermektedir. *Cilt sırtı kopuktur.
Eser; Ebu'l-Kâsım es-Semerkandî'nin "Ferâidü'l-Fevâid li-Tahkîki Maâni'l-İstiârat (er-Risâletü's-Semerkandiyye)" adlı eserine, İsamüddin el-İsferâyinî'nin yazdığı şerh üzerine kaleme alınmıştır. Semerkandî'nin en önemli mecaz türü olan istiare konusunu derli toplu bir şekilde ele aldığı risalesi üzerine yazılmış birçok şerh arasında İsferayinî'nin şerhi epey rağbet görmüş; mantık, Arap dili ve edebiyatı alimi Müftizâde Mehmed Sadık da kendi döneminde rağbet gören bu eseri daha anlaşılır hale getirmek için tekrar şerh etmiştir.