"Sinemanın keşfi; sinemanın zekâ, hissiyat ve irade üzerine tesiri, sinemanın ahlaki tesirleri, dimağ ile gözün sağlığı ve sinema; hadsî ve tecrübi tedrisata yardımcı sinema, sinema vasıtasıyla tedrisat yöntemleri, mekteb sinematografları teşkilâtı"
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Mustafa Rahmi Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu bu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Türkçülük akımının roman türündeki ilk temsilcilerinden olan ve Kurtuluş Savaşı´na yazılarıyla katılan edebiyatçı Müfide Ferit Tek, Türkiye´nin ilk İçişleri Bakanı Ahmet Ferit Tek´in eşi, sanat tarihçisi Emel Esin´in de annesidir. Yazar, edebiyat tarihine geçmiş iki eserinden biri olan bu eserinde, bir Amerikan kolejinde eğitim gören genç kızların, milli benliklerinden uzaklaşmaları ve kolejin misyoner faaliyetleri üzerinde durmuş, aile ve eğitimde Batılılaşmanın kötü etkilerini vurgulamıştır.
Osmanlı hukukçusu Ömer Hilmi tarafından kaleme alınan eser, mirî arazi hükümlerine dair, döneminin yeni kanunlarına göre güncellenmiş fetvaları içermektedir.
Sırtı ayrıktır.
Mustafa Kemal Atatürk´ün manevi kızı olan Afet İnan; Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi´nde ilk Türk devrim tarihi kürsüsünü kurmuştur.
Tanzimat´tan sonraki Türk fikir hayatının ve Jön Türklerin önde gelen isimlerinden fikir adamı, gazeteci ve yazar Mizancı Murad, gerek Mekteb-i Mülkiye´deki hocalığı gerekse memleketi Dağıstan´a yaptığı ziyaretin dönüşünde çıkardığı ve II. Abdülhamid´in önce teveccühüne, ardından sansürüne mazhar olan "Mizan" gazetesindeki yazılarıyla özgürlük ve meşrutiyet arayışındaki genç nesle öncülük etmiş ve tarih bilinci kazandırmıştır. Devletin resmî ideolojisinin Osmanlılık, kültürel ideolojisinin de İslam birliği olması gerektiğini savunan Mizancı Murad´ın tarihçiliği, ilmî olmaktan ziyade ideolojiktir.
Müslümanlar tarafından Hıristiyanlığa yazılan reddiyeler arasında önemli bir yere sahip olan eser, İngilizlerin Hindistan´ı işgali döneminde misyonerlerle yapılan dinî tartışmaların ürünüdür.
MEVÂİDÜ´L-İN´ÂM FÎ BERÂHÎN-İ AKAÎDİ´L-İSLÂM, İsmail Hakkı Efendi, Sahafiye-i Osmaniye Şirketi Matbaası, 160 s., 12x17 cm
Mevâidü´l-İn´âm fî Berâhîn-i Akâidi´l-İslâm: "Bilinmesi gayet mühim olan itikad hükümlerinin açık bir şekilde beyan ve ispatını içermekte olarak "Risâle-i Hamîdiyye"nin ünlü mütercimi İsmail Hakkı Efendi tarafından kaleme alınmış ve tüm askerî ve mülkî liselerde okutulması kararlaştırılmıştır."