Dönemin hemen hemen bütün aydın ve yazarlarının yanı sıra, yüzlerce öğretmen ve devlet görevlisinin dâhil olduğu, 1932 tarihli kurultaydaki tebliğler, konuşmalar, tartışmalar; çok sayıda fotoğrafla…
Şeyhülislam Abdürrahim Efendi´nin damadı olduğu için Damad veya Şeyhîzâde olarak tanınan Osmanlı fakihi Şeyhizâde´nin bu eseri, Halebî´ye ait Mülteka´l-Ebhur adlı Hanefi fıkıh kitabına yazılan en meşhur ve hacimli şerhlerden olup, Mecelle´nin hazırlanışında sıkça başvurulmuştur.
Osmanlı alimi İbrahim b. Muhammed Halebî tarafından kaleme alınan ve taharet ve namaz konularını Hanefi fıkhına göre ayrıntılı biçimde ele alan Gunyetü´l-Mütemellî adlı eserin özet halidir.
İç sırtı ayrık haldedir. Bazı sayfaların üzerine pilot kalemle notlar alınmıştır.
Son devir Osmanlı alimlerinden yazar Bereketzâde İsmail Hakkı´nın ortaya koyduğu bu eser, Fransa´da liseler için yazılmış olup İslam dini ile Hz. Peygamber hakkında yanlış bilgiler veren bir esere reddiye olarak kaleme alınmıştır.
İstanbul´un altı büyükelçiliği tarafından yapılan soruşturmalardan sonra hazırlanan, Ermeni olaylarında yaşandığı iddia edilen, kiliselere yapılan saygısızlıklar, din adamlarına yönelik suikastlar, zorla irtidatlar, kadınların kaçırılması gibi olayların görgü tanıklarının ifadelerine ve istatisiklere dayanarak incelendiği kitap.
Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniyye Türk edebiyatının ilk düzyazı antolojisi kabul edilir. Yayımlandığı zaman Batı´nın Türkoloji dünyasında da ilgiyle karşılanmış ve değerlendirilmiş olan bu eserin hazırlanıp yayımlanmasında Namık Kemal´in Türkçenin seçkin eserlerinin derlendiği bir "müntehabât mecmûası" derlenip derslerde okutulması önerisi oldukça etken bir güç olmuştur. Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniye´de Sinan Paşa, Fuzulî, Koçi Bey, Naîmâ, Nedim, Kânî, Hakkı Paşa, Koca Sekbanbaşı, Mütercim Âsım, Âkif Paşa, Reşid Paşa, Fuad Paşa, Edhem Pertev Paşa, Şinasi, Ziya Paşa, Sadullah Paşa ve Namık Kemal´in yazıları mevcuttur..
Kapağın sağ üst köşesinde kopma mevcuttur.