"Her nev istida, şehadetname, kefaletname, tabu ferağ intikal ilmühaberleri, muhtaran beyannameleri ve vezaifi ve veraset vergisi beyannameleriyle mütekaidin ve eytam ve eramil ile tapu ve icra işleri ve şirket beyannameleri ve muhtelif kefaletname, protesto ve haciznameler vesaire 340 numune ve fihristi havidir."
"Vatanın gelecek ümidi olan son sınıf öğrencileri ile Osmanlı gençlerinin ufkunu geliştirip zihinlerini aydınlatmaya hizmet etmek; Meşrutiyet ve gereklerini, sosyal hakları, vatan ve yurt sevgisini, adalet, hamiyet ve vicdan gibi ahlaki erdemleri, millet ve devletin yücelmesini ebedileştirip temin edecek sanayi, ticaret, ziraat gibi medenî ve ekonomik bilgileri telkin etmek; belagat ve Osmanlı edebiyatına vukuf kazandırmak üzere mevcut edipler ve eskilerin yeni ve yüksek eserlerinden seçilerek derlenmiş okuma kitabıdır."
Yazıldığı tarihten bu yana büyük ilgi gören Sadi Şirazî´nin ünlü Farsça eseri Gülistan, çoğunlukla günlük hayatta karşılaşılan olaylar dikkate alınarak ahlaki ve edebî sonuçlar çıkarılabilen hikâye ve nüktelerle süslenmiş; Farsça ve Arapça şiirlerin yanı sıra ayet, hadis ve atasözlerine de yer vermiştir.
Bursalı Mehmed Tahir tarafından yanlışlıkla Kara Davud İzmitî´ye nispet edilen eser, Muhammed b. Süleyman el-Cezulî´nin "Delâilü´l-Hayrât" adındaki salavat mecmuası üzerine yapılmış en meşhur Türkçe şerhtir. Müellif Kara Davudzâde Mehmed Efendi, alışılagelen şerh yöntemini takip etmeyerek, değişik konulara da değinmiş, bunları farklı kıssa ve tasavvufi menkıbelerle zenginleştirmiştir. Öyle ki eser, şerh olmanın ötesinde, telif eser mahiyeti alarak ahlak ve siyer konularını içeren bir öğüt kitabı haline gelmiştir.
Ahteri ve Ahteri-i Kebir diye de anılan bu Arapça-Türkçe sözlük Muslihuddin Mustafa´nın en meşhur eseridir. Belli başlı Arapça kaynaklardan faydalanarak 952 (1545) yılında tamamladığı eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva etmektedir.
Metnin bitiş paragrafı: "Malum ola ki coğrafya haritalarından tebeyyün eylediği üzere Asya ve Afrika ve Amerika kıtalarının bâlâda zikr ve ta´dad olunan düvel-i muhtelife kalemrûlarından maada akvam-ı mütenevvia ile niçe niçe memalik-i vâsia ve mikdarı hesaba gelmez düvel-i sagîreyi müştemil olduğu derkâr ise de akvam-ı mersumeden bazısı sureti insan sireti hayvan makulesi bir cins-i nâdân olarak bir gûne hükümeti kabul etmemiş ve bazısı dahi taht-ı nizam-ı hükümete idhal olunmuş iken politikaca matlub olan mertebe-i vüs´ ve nüfuza vasıl olamamış oldukları mülahazasıyla ahvalinin iş´arından ictinaben olkadar ile kifayet olunmuşdur."
Sayfaları açılmamış ve lekeli haldedir.