Fethi Naci (1927-2008) Türk yazar, eleştirmen, yayıncı. İlk yazısını Erzurum adlı yerel bir gazetede yayımlayan (1943) Fethi Naci, hikaye şiir ve denemelerini daha sonraları Yeşilgiresun, İstanbul, Yedigün gibi gazete ve dergilerde neşretti. 1959 yılında Dost dergisinin düzenlediği bir soruşturmada yılın en beğenilen eleştirmeni seçildi. Eleştiride metne daha çok toplumsallık ve estetik perspektifinden odaklanması onun metodunun en belirgin hususiyetidir. Şiir ve öyküden çok romana odaklanması, kendisine roman eleştirmeni sıfatını kazandırmıştır.
İthaf, "Sevgili Turgay Gönenç'e kahkahalarla 17.09.2003" şeklindedir. 1928'de İstanbul'da doğan Semih Balcıoğlu, Işık Lisesi'nin ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin grafik bölümünden mezun olmuştur. Akbaba başta olmak üzere, birçok dergi ve gazetede karikatürleri yayımlanmıştır. 2006'da İstanbul'da vefat etmiştir.
İthaf "Sayın Özen Uzel'e Balaban 21 Mart 2001" şeklindedir.Ressam İbrahim Balaban, 1921'de Bursa'da dünyaya geldi. 1937 yılında hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi. Cezaevinde resim yapmaya başladı. Altı ay hapis ve 16,000 lira da para cezasına çarptırılmıştı; ancak para cezasını ödeyemeyince, para cezası üç yıl mahkûmiyete çevrilmiştir. Cezasının bitmesine çok az bir zaman kala dört mahkûmun saldırısına uğrayan Balaban, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği gün düğün evini basan hasmını öldürmesiyle yeniden cezaevine girdi. 1942 ile 1944 ve 1947 ile 1950 yılları arasını Bursa Cezaevi'nde geçirdi. Balaban, Bursa Cezaevi'nde kendisinden 20 yaş büyük olan Nâzım Hikmet'la tanıştı. Onun desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’i hikâyeci, Balaban’ı ise ressam olarak yetiştirmek istiyordu.
Yazarının adı ile anılan bu tezkire, 1591-1641 yılları arasında ölen şairleri kapsamakta olup, döneminin önemli iki şairler tezkiresinden biridir. Eserde şiir yazmış olan on padişah da tanıtılmış ve şiirlerinden örnekler verilmiştir.
Hümayunname, tanınmış Türk müderris Alaeddin Ali Çelebi tarafından yapılan Kelile ve Dimne tercümesi olup ona gelinceye kadar Türk sanatında eşi görülmemiş bir şaheser olarak değerlendirilmiş ve asırlar boyu büyük rağbet görmüştür. Kanunî Süleyman'a sunulan ve beğenisini alan kitabın kazandığı takdir, yalnızca Türk dünyası ile de sınırlı kalmamış, Avrupa dillerine yapılan tercümeleri aracılığıyla Batı dünyasında da tanınmıştır.
Sayının içeriği: "Kıraat hakkında tedkikler, Mekteblerimizde hava rasadatı, İlk mekteblerin tedris-i vesait ve malzemesi, İlk mekteblerde riyaziye dersleri, Küçük sınıflarda resimli hesab alıştırmaları vs."
Servet-i Fünun dönemi şiir ve nesir yazarı Cenab Şahabeddin´in, Tasvir-i Efkâr gazetesi adına Avrupa´ya yaptığı iki seyahatin izlenimlerinin anlatıldığı eserde; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Çekoslovakya, Almanya ve Avusturya hakkında, içinde bulundukları I. Dünya Savaşı çerçevesinde, yazarın gözlemleriyle verilmiş bilgiler mevcuttur.
Güçlü bir medrese öğrenimi gören, hem Doğu hem Batı´yı yakından tanıma imkânı bulan Şemseddin Günaltay, düşünceleri, eserleri ve devlet adamlığıyla Cumhuriyet devrinde din-devlet ilişkilerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamış, özellikle başbakanlığı döneminde gerçekleştirilen değişiklik ve yeni düzenlemelerde etkili olmuştur. Türk tarihine dair yazılarının yer aldığı bu eserinde Günaltay, İslam´dan önceki Türkleri ele almış ve Ziya Gökalp´in de etkisiyle kurtuluşu; İslamlaşmak, muasırlaşmak ve Türkleşmekte bulduğunu açıklamıştır.