1931 yılında İzmir'de doğan Tarık Dursun K. çağdaş Türk edebiyatının ilgi çekici yazarlarından biridir. Toplumsal gerçekleri, çarpıcı fakat duygulu bir dille veren hikaye ve romanları, Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Sırpça'ya çevrilmiştir.
İthaf, "Üstad Ulunay'a hürmetlerimle 31.VII.1958" şeklindedir. Çizgi romancı, karikatürcü Turhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünü bitirdi. Gazeteci İlhan Selçuk'un ağabeyidir. Abdülcanbaz tiplemesiyle ün kazanmıştır. 2010'da İstanbul'da vefat etti.
İthaf " O güzel dost Orhan Peker'i yine sevgiyle anarak güzel insan Turgay Gönenç'e özlemle 2 ekim 1995" şeklindedir.Fikret Otyam,19 Aralık 1926 yılında Aksaray'da doğmuştur. Ünlü besteci ve orkestra şefi olan ağabeyi Nedim Vasıf Otyam ve diğer ağabeyleri gibi altı yaşından itibaren babasının eczanesinde çalışmaya başlamıştır. Eczaneye gelen köylülerden dinlediği hikayeleri defterine günübirlik not etmiş, sonra bunlar 1945-1946 yıllarında İstanbul'da Gece Postası gazetesinde yayınlanmıştır. Aksaray'daki eczanelerini boyamaya gelen bir tabelacıda ilk kez samur fırça ve tüp boyaları görmüş, ve tabelacının verdiği boyalarla yaptığı ilk sergisini aylar sonra Aksaray Halk evinde açmıştır. Fotoğrafı Nedim ağabeyinden öğrenmiş, Aksaray'da arkadaşı ve resim öğretmeni ile birlikte "Foto Üç Yıldız" adlı bir fotoğrafçı dükkanı açmıştır. İkinci Dünya savaşı yıllarına rastlayan lise eğitimi Ankara ve Kayseri'deki liselerde kesintilere uğrayarak geçmiştir. Resme olan ilgisi sonunda 1945 yılında girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisini 1953 'de Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde bitirmiştir.
Edebiyat ve musiki çevrelerinden tanınan Hüseyin Şehsüvar'ın ithafı Osmanlıca olup, "büyük üstad Neyzen'e" şeklindedir. Bir de edebi bir kıta yazılıdır. Hüseyin Şehsüvar'ın Neyzen Tevfik'le yakınlığı bilindiğinden dolayı ithafın Neyzen Tevfik'e olduğu düşünülmektedir. "İthaf, "Büyük üstad Neyzen'e Bunu ben herkese peşkeş çekmem/ Ta'n ederler belki "divane!" diye/ Fakat üstad sana yazdım kıta/ Kardeşim nâmına etdim hediye" şeklindedir.
İran'da Kaçar hanedânı döneminin en ünlü şairi olan Kâânî, manadan çok şekle önem veren şiirlerinde toplumsal bazı meseleleri ele almıştır. Bir Batı dilini (Fransızca) bilen ilk İranlı şair olan Kâânî'nin, Kaçar Hükümdarı Muhammed Şah adına, Sadî-i Şirazî'nin Gülistan adlı eserini taklit ederek yazdığı Perişan adlı bu mensur eseri, hikâye ve öğütlerden meydana gelmektedir.
Halil Nihad Boztepe'nin Siham-ı İlham isimli eseri, İkinci Meşrutiyetten Kurtuluş Savaşı yıllarına kadar geçen döneme dâir hiciv ve alay içeren manzum metinlerden meydana gelmektedir.
Tefsîru Tibyân, Ayıntabî Mehmed Efendi tarafından kaleme alınan ve Kur'ân-ı Kerîm'in ilk Türkçe matbu tefsiridir. Tefsîru Mevâkib ise İsmail Ferruh Efendi'nin, Hüseyin İbn Ali el-Kaşifî'nin el-Mevâhibü'l-Aliyye adlı Farsça tefsirinden hareketle yazdığı bir tefsirdir.
Ahteri ve Ahteri-i Kebir diye de anılan bu Arapça-Türkçe sözlük Muslihuddin Mustafa'nın en meşhur eseridir. Belli başlı Arapça kaynaklardan faydalanarak 952 (1545) yılında tamamladığı eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva etmektedir.
Son dönem Hanefî fakihlerinden İbn Abidin tarafından kaleme alınan eser, önde gelen imamların, teşehhüd [namazda kelime-i şehadet] esnasında işaret parmağının kaldırılmasına dair görüşlerini derlemiştir.
İDÂRE-İ HAYÂT, Sir John Lubbock, çev. Mehmed Ali, Asaduryan ve Mahdumları Matbaası, İstanbul 1328, 221 s.; KA´RİYE CÂMİ-İ ŞERÎFİ, Mehmed Ziya, Şems Matbaası, İstanbul 1326, 119 s., 12x17 cm