Kitabın ilk sayfasında İstiklal Caddesi´nin meşhur yapılarından Narmanlı Han´ın sahiplerinden Narmanlızade Hacı Mustafa Efendi´nin mührü yer almaktadır.
Kitap içerisine Abidin Dino´nun ıslak imzasını taşıyan, "Hürmetle" yazılı bir kart ile kendisi tarafından Paris'te açılan serginin Fransızca davetiyesi iliştirilmiştir.
Şemseddin Sami'nin, inanılmaz bir çalışma azmiyle tek başına tamamladığı, 6 ciltlik bu dev eser, Osmanlı Devleti sınırları dâhilinde yayımlanmış ilk ansiklopedi olma özelliğine sahiptir. *Takımın 1 ve 2. ciltlerinin kapakları ötekilerden farklıdır.
Pervin Abla da bir aşk romanı. Bu defasında aşk, çökmekte olan “eski” İstanbul’da, Çanakkale Savaşı’nın gölgesindedir. Yeni zenginleriyle, savaş yokmuş gibi yaşamaya çalışan insanlarıyla ama artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belli eden havasıyla tüm bir yaşam aşkın geri planı değil, belirleyenidir. Aşk kişilerin kendi arzularında ve iradelerinde bulmaz yolunu; hep gerçek hayatın akışında şekillenir. Usta yazar Mahmut Yesari, bir kez daha bireyin ruh hâlinin en derinlerine inerken yaşamın nasıl da belirleyici olduğunu gösteriyor bize.
Peyami Safa'nın Kurtuluş Savaşının kumandanlarının biyografilerini ele aldığı "Büyük Kumandanlarımız" serisinin ilk kitabı... Aynı zamanda Atatürk'ün, muhtemelen ilk biyografisi...
"Bu küçük eserin maksadı, büyük
Mustafa Kemal’imizi herkese tanıtmak değildir. Böyle bir maksat, esasen
lüzumsuzdur: Mustafa Kemal Paşa’yı yalnız Türkler değil, bütün mazlum Asya
milletleri tanıyor, bütün mağrur Avrupa milletleri tanıyor, kendilerinden başka
hiç kimseyi bilmeyen hodbin Amerika milletleri, yarı medeni Afrika, hatta
Avustralya milletleri de tanıyor. Yeryüzünde onun ismini işitmeyen kulak,
resmini görmeyen göz kalmamış gibidir. Eğer yıldızlarda insanlar varsa, belki,
onlar da aziz serdarımızı tanımışlardır."
Bu eser, Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin münhasıran tasavvuf ve tarîkatlara dair yazıp yayınlayabildiği tek eser olmakla birlikte Tarîkatlar ve Ricâli namıyla yazdığı ancak âkıbeti meçhul eserinden bir parçadır. Maamafih yaklaşık yüz on sene evvel yazılmış olan bu eser, Osmanlı münevverlerinin tasavvuf ve tarîkatlara bir nebze bakış açısını da ifade etmektedir. Kitabın muhteviyatı iki kısımdan ibaret olup ilk kısım, Gavs-ı Âzam Abdülkâdir-i Geylânî Hazretleri ile tarîkat-ı Kâdiriyye hakkındadır. Bu kısımda sırasıyla Gavs-ı Âzam’ın hayatı, menâkıb ve kerâmetleri, tarîkatları, halifeleri, evlâtları ve son olarak da hilyesi ile şemaili bölümleri yer almaktadır. İkinci kısım ise Abdüsselâm el-Esmer Hazretleri ile tarîkat-ı Arûsiyye-i Selâmiyye hakkındadır. Bu kısımda da sırasıyla el-Esmer’in hayatı, tarîkatları, menâkıb ve kerâmetleri bölümleri yer almaktadır.
Âsar-ı İslamiye ve Milliye Encümen-i Tedkik Heyeti tarafından çıkarılan ve yalnızca 5 sayı çıkarılabildiği halde kültür ve edebiyat sahasında derin izler bırakmış ve birçok çalışmaya kaynaklık etmiş olan mecmua... Ziya Gökalp, Fuad Köprülü, Rauf Yekta gibi yerli yazarların yanı sıra, W. Barthold, Martin Harmann gibi Türkiyatçıların çevirilerine yer verilen mecmua, döneminin en kaliteli süreli yayını olarak kabul edilir. *2. cildin kapakları eksiktir.
Arap Dili ve Edebiyatı muallimi Hacı İbrahim Hakkı Efendi tarafından, Ahmet Cevdet Paşa'nın "Belagat-ı Osmaniye" adlı eserinin girişi için yazılmış olan bu şerh, çokça eleştirilmiş olan bu eserin, yeni edebiyat taraftarlarına karşı bir tavizsiz bir müdafaası niteliğindedir. Bu yönüyle de bir polemik olarak değerlendirilebilir.
İtalyan gazeteci Luigi Olivero´nun, 1945 yılında "Turchia Senza Harem" başlığıyla Roma´da yayınlanan kitabının İngilizce çevirisi. Olivero´nun Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti´ni karşılaştırdığı çalışması mübalağılı anlatımı ve yer yer dile getirdiği mesnetsiz iddiaları sebebiyle eleştirmenler tarafından sıkça eleştirilmiştir. Yine de, İkinci Abdülhamid´in 3000 dolaylarında cariyesi olduğu, Sultan Abdülaziz´i aslında İkinci Abdülhamid´in öldürttüğü gibi hiçbir kanıta dayanmayan iddiaların yanı sıra Cumhuriyet´in devrimlerine, kadınlara verilen haklara nokta atışı tespitlerle değinmesi bakımından mühim ve el altında tutulması gereken bir çalışma olarak litaratürde yerini almıştır.
"Tarihi Sevdiren Adam" olarak anılan Ahmet Refik´in, en eski çağlardan başlayarak zamanına kadar getirdiği medeniyet tarihi… Çok sayıda görsel eşliğinde… *Döneminin deri sırtlı, şık ciltleri içinde…