Şems gazetesi, II. Meşrutiyet Dönemi'nin başlarında 4 Eylül 1908 tarihinde
haftalık olarak İstanbul'da yayımlanmaya başlamıştır. Seyyid Hasan Tebrizî'nin
idaresinde Farsça basılan gazetenin yayımı yaklaşık I. Dünya Savaşı'na kadar
aralıklarla sürmüş ve toplam 153 sayı yayımlanmıştır. Gazetede başta İttihat ve
Terakkî Cemiyeti'nin desteğini alan Encümen-i Saâdet-i İranîyan olmak üzere
Komite-i Nisvân-ı İranîyan ve İran İstanbul Sefir-i Kebîri gibi hürriyetperver
İranlılar'ın haberlerine ve makalelerine yer verilmiştir. Ayrıca dönemin İstanbul'una
dair siyasî, sosyal ve kültürel haberler (Mahmut Paşa'nın naaşının İstanbul'a
getirilmesi, 31 Mart Vak'ası, İstanbul'daki İranlı azınlık, İstanbul'da gerçekleştirilen
tiyatro vb. etkinlikler gibi) de yer almıştır. Bununla birlikte İran ve şehirlerinden,
yakın ve uzak coğrafyalardan haberlerin de yer aldığı gazete, Osmanlı Vilayetleri,
İran, Avrupa ve Rusya'da da yayımlanmıştır
Çatalyan adını taşıyan yayınların yayın tarihi göz önünde bulundurulduğunda muhtemelen 1929 veya 1930 olabilir. Türkiye'de yayınlanan Ermenice yayınlar kataloğunda bu kitap kayıtlı değildir o açıdan önemlidir.
İthaf, "Yüksel Hanımefendi'ye hürmetlerimle, Elif, 1954" şeklindedir. Kitabın içerisinde 34 yazar, düşünür ve çizerin ressam Elif Naci hakkındaki yazıları mevcuttur. Elif Naci, ilköğrenimini, çocukluğunun geçtiği Edirne’de tamamladı. Sekiz yaşındayken geldiği İstanbul’da Ayasofya Rüştiyesi (Ortaokulu) ile Vefa Sultanisini (Lisesini) bitirdi. Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin Resim Bölümüne girerek İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. (1913). Birkaç ay sonra Birinci Dünya Savaşı çıktı ve askere alındığı için dört yıl aradan sonra eğitimine devam edebildi. Öğrenciliği sırasında geçinebilmek için arşiv memuru olarak gazeteciliğe başladı. Çeşitli sanat yazıları yazarak polemist oldu. İleri, İkdam, İfham, Milliyet, Tan, Son Telgraf ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Akademiden mezun oluşunun ardından Türk ve İslâm Eserleri Müzesine önce müdür yardımcısı, sonra müdür oldu. Ressam olarak ilk kişisel sergisini Alay Köşkü’nde açtı (1930). Sanat hayatına asıl girişi 1933’te açılan, kurucuları arasında bulunduğu, D Grubunun ilk sergisiyle oldu. Bu grubun içinde yurtdışında da çeşitli karma sergilere katıldı. İkinci kişisel sergisini Eminönü Halkevi’nde (1947), üçüncüsünü ise retrospektif olarak Galatasaray Lisesi girişinde açtı (1951). Aynı dönemde Paul Klee, George Braque gibi çağdaş ressamlardan ve Hafız Osman, Mehmet Esat gibi hat sanatçılarından etkilendiği söylenebilir. 1940'lardan sonra batı sanatının etkisinden sıyrılıp doğuya yönelerek hat sanatı soyutlamalarıyla ilgilendi. 1937’de Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde, iki yıl sonra Topkapı Sarayı Müzesi’nde müdür yardımcılığı yaptı. 13 Temmuz 1963’te emekli oldu. Müzecilik hayatının bir bölümünde, basında da görev yaptı.
11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı.1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı.1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan ögelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır. Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü.
1871 yılında El Nasional [Milli], El Jurnal İsraelit’in yerini aldı. Gazetenin ilk müdürü Marko
Mayorkas, daha sonra müdürü ve başyazarı İsak Gabay* idi.160 Gazete 1872’de adını El
Telgraf ve 1878’den itibaren de El Telegrafo olarak değiştirdi. El Telegrafo’nun başlığında
kuruluş tarihi olarak El Jurnal İsraelit’in yayıma girdiği 1860 yılı belirtiliyordu. Kendini ‘Diario
Nasional Politico y Literar’ [Siyasi, Edebi, Millî Gazete] olarak tanıtan gazete haftada üç kez,
pazartesi, çarşamba ve cuma günleri basılıyordu. Gazete 23 Ağustos 1908 tarihli sayısından
itibaren başlığının altına adını Osmanlıca harflerle de eklemeye başladı.
Dergiler kitap halinde toplanmıştır. Bazı Sayfaları Tamirli Durumdadır. Karton Cildindedir.
Ladino El Telegrafo journal, publishes on tuesdays, (5648) 1888-1889. 2