TBMM Hükümeti tarafından 1920 yılında kurulan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı´nın projelerinden biri olarak il sağlık kuruluşları; bulundukları bölgelerin jeolojik yapılarını, coğrafi konumlarını, yer altı ve üstü kaynaklarını, nüfusunu, mimari ve toplumsal mekânlarını, batıl itikatlarını, hastalıklarını vs. kapsayan raporlar hazırlatmış, bu raporlar daha sonra kitap halinde yayınlanmıştır. İlki 1922 yılında "Türkiye´nin Sıhhî-i İctimâi Coğrafyası" adıyla yayımlansa da bu kitaplar, anlaşılacağı üzere sağlık ve toplumsal coğrafya konularıyla sınırlı olmayıp, TC´nin kuruluş yıllarına ait önemli bilgiler de içermektedir.
Hüseyin el-Cisr´in, II. Abdülhamid´e ithaf ettiği ve ödüllendirildiği Risaletü´l-Hamidiyye, İslam dininin inanç esasları, amelî hükümlerinin hikmetleri ve Hz. Muhammed´in peygamberliğinin ispatı hakkında kaleme alınmıştır. *Birkaç sayfası ayrık haldedir.
İtalyan gazeteci Luigi Olivero´nun 1945 yılında "Turchia Senza Harem" başlığıyla Roma´da yayınlanan kitabının İngilizce çevirisi. Olivero´nun Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti´ni karşılaştırdığı çalışması mübalağılı anlatımı ve yer yer dile getirdiği mesnetsiz iddiaları sebebiyle eleştirmenler tarafından sıkça eleştirilmiştir. Yine de, İkinci Abdülhamid´in 3000 dolaylarında cariyesi olduğu, Sultan Abdülaziz´i aslında İkinci Abdülhamid´in öldürttüğü gibi hiçbir kanıta dayanmayan iddiaların yanı sıra Cumhuriyet´in devrimlerine, kadınlara verilen haklara nokta atışı tespitlerle değinmesi bakımından mühim ve el altında tutulması gereken bir çalışma olarak litaratürde yerini almıştır.
Hayatını Türklüğün ilim, fikir ve sanatta yetiştirdiklerini araştırıp tanıtmaya adayan, "Osmanlıların yegâne kitabiyat mütehassısı" Bursalı Mehmed Tahir, ülkemizde biyografi, özellikle de bibliyografya çalışmalarının değer kazanmasında öncü bir araştırmacıdır. Kendisine şöhret kazandıran bu eserinde yazar, savaşmaktan başka şey bilmez, ilim ve düşünce faaliyetlerinden yoksun bir kavim gibi görülmek istenen Osmanlı Türklüğünün çeşitli sahalarda sayısız müellifler yetiştirip engin bir kitap hazinesine sahip olduğunu delillerle ispat etme düşüncesinden hareket etmiş ve eseriyle, düşüncesine bio-bibliyografik bir temel oluşturmuştur. Mehmed Tahir, son ve aynı zamanda en geniş çaplı olup kendisine şöhret kazandıran bu eserini, yirmi yıllık bir çalışmanın ardından, I. Dünya Savaşı sırasında ortaya koymuştur.
İranlı alim ve filozof Ömer Hayyam; astronomi, fizik ve tıpla ilgilenmiş, müzikle uğraşmış; özellikle cebir ve analitik geometrinin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Tüm bu özelliklerinin üzerinde Hayyam´a asıl şöhretini sağlayan ve pek çok dile çevrilerek dünyaca tanınırlık kazandıran eseri, rubaileri olmuştur.
Eserin bir kısmı, şairin el yazısının tıpkıbasımı şeklindedir. Tıpkıbasım metin 9. sayfadan 19. sayfaya kadardır. Tıpkıbasım metni içeren bu nüsha, Celal Nuri´nin 1327 tarihinde kaleme aldığı "Abdülhak Hâmid" başlıklı bir sunuşla başlamaktadır.
Kapak sayfaları kısmen ayrıktır.
Mevlânâ Celâleddin Rumî´nin tasavvuf anlayışını içeren ve İslam kültürünün önemli eserlerinden biri olan Mesnevi´ye Abidin Paşa tarafından yapılan bu şerh, son dönemdeki meşhur Türkçe şerhlerdendir. Paşa´ya şöhret kazandıran ve her şeyden ziyade bu eseriyle tanınmasını sağlayan çalışma, Mesnevî´nin 1. cildinin şerhi olup toplamda 6 ciltten oluşur ve daha çok Sarı Abdullah Efendi, Bursevî ve Ankaravî şerhlerine dayanır.
İthaf, "Mehmet Kural kardeşime, bütün dostlarla birlikte mapusanesiz günler! 1979" şeklindedir. *Ön kapağın sol üst kısmında küçük bir kısım kopmuştur.
Tefsir-i Tibyan, Ayıntâbi Mehmet Efendi´nin kaleme aldığı ilk matbu Türkçe Kuran-ı Kerim tefsiridir. Tefsir-i Mevakib satır kenarlarında yer almaktadır. *Sırtı bantla tamir görmüştür.
Yazarın 18 adet yeni öyküsünü yayınladığı eserinin ithaflı ve imzalı birinci baskısı... İthaf, "Değerli komşularımız Aşkınoğlu´lara dostlukla 16.8.1979" şeklindedir.
Tanzimat devrinin önde gelen devlet ve fikir adamı Sadullah Paşa´nın (1831-1891) biyografisi... Tanzimat münevverinin, yaşadığı devre ve Avrupa´ya bakışını en veciz haliyle ifade eden "19. Asır Manzumesi" başlıklı şiiri yazan Sadullah Paşa, Viyana sefirliği vazifesi sırasında intihar etmişti. Kuşe kâğıda basılı, çok sayıda fotoğrafla birlikte...