Kara Mustafa Paşa, II. Viyana Muhasarası, Bodin Felaketi, Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa, Salankamin Felaketi, Erkan-ı Devlet´in İhaneti, Zenta Felaketi, Karlofça Muahedesi...
Nâzım Hikmet´in, Çankırı Cezaevinde tuttuğu ve "Çankırıdan Pirayeye Mektublar" başlığı koyup, "Karıcığıma geç kalmış bayram hediyesi" notuyla 1940 yılında Piraye´ye gönderdiği hatıra defterinin tıpkıbasımı... 1000 adet basılan eserin 0778 numaralı nüshası... Orijinal muhafaza kutusunda.
Firuzâbâdi´nin Arapçadan Arapçaya sözlüğü Kâmûsü´l-Muhît, sözlük çalışmalarında, türe adını verecek ölçüde önemli bir yer tutmuştur. Nitekim "okyanus" anlamına gelen "kâmûs" kelimesi, eserin şöhret bulmasından sonra "sözlük" anlamında da kullanılmaya başlamıştır. Eser iki kez Türkçeye tercüme edilmiştir ki bunlardan ikincisi müzayedeye sunulan el-Okyânûsü´l-Basît fî Tercemeti´l-Kâmûsi´l-Muhît´tir. Mütercim Asım Efendi, sözlükteki kelimelerin Türkçe karşılıklarını bulurken yalnızca yazı diliyle yetinmeyip halk ağzından da faydalanmıştır. Müstakil bir telif niteliğini haiz görülen Kâmûs Tercümesi, ilk defa II. Mahmud'un iradesiyle mütercimin büyük oğlu nezaretinde, 1230-33 yıllarında basılmıştır.
Yakup Kadri´nin, yayımlandığı dönemde büyük tartışmalara yol açan, kendisine ayinlere katılmasına müsaade edilmesi üzerine Bektaşi tarikatının ayinlerini ifşa ettiği gerekçesiyle Bektaşiler tarafından hain ilan edilmesine yol açan eseridir. Eserde, Yakup Kadri Bektaşi dergahlarının bozuluşunu konu edinmiş ve bunu "Nur Baba" isimli bir bektaşi mürşidi üzerinden anlatmıştır.
Türk Bilik Revüsü, Doktor Rıza Nur´un, 1931 ile 1938 seneleri arasında, Mısır - İskenderiye´de "tek kişilik bir kadro" olarak hazırlayıp yayımladığı, çoğunlukla Türk tarihi ve Türkoloji sahalarında kaleme aldığı yazılardan, kendi anı ve gözlemlerinden, polemiklerinden oluşan ve toplamda sekiz sayıdan oluşan ansiklopedik çalışmasıdır. Bu sayıda Rıza Nur, diğer yazıların yanı sıra, Türkiyedeki yazarların hakkındaki hücumlarına cevap veriyor.
Türkçede bir "Drakula" uyarlaması... Ali Rıza Seyfi, Bram Stoker´in 1897 yılında yayımladığı "Dracula" adlı gotik romanını "Kazıklı Voyvoda" adıyla ve epeyce değiştirerek uyarlamış ve böylelikle Türk edebiyatında ilk vampir romanını yazmış olur. Eser 1953 yılında "Drakula İstanbul´da" adıyla sinemaya da uyarlanmıştır. Yayıncısının orijinal baskılı cildi içinde...
Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat´ın, Türk şiirinde en köklü devrimi gerçekleştiren "Garip" akımına ismini veren ortak kitabı... Her üç şairin de şiirlerinden örnekler içeren kitabın asıl önemi, girişte yer alan ve Orhan Veli tarafından kaleme alınan Garip şiirinin manifestosudur. *Ön kapağı yoktur...
Bir Avuç Alkış´taki ithaf: "Dost Aslan Karnardağ´a sevgi ve dostlukla." (3.7.1985) - Aynada´daki ithaf: "Sn. Celâl Üster´e dostane saygı." (17.10.1991)
Sultan İkinci Abdülhamid döneminde Dahiliye nazırlığı görevinde bulunmuş Mehmed Memduh Paşa´nın kaleme aldığı, I. Murad´dan itibaren Osmanlı padişahlarının cülüslerini ve hal´lerini (padişahın tahttan indirilmesi) anlattığı eseridir. Eserde çoğu cülüs ve hal´ derleme olsa da Sultan İkinci Abdülhamid´in cülüsüne ve tahttan indirilmesine Dahiliye nazırı olarak şahitlik etmiş ve gözlemlerini birinci ağızdan kaleme almıştır.
Prof. Dr. Zeki Velidi Togan ve Reşit Galip arasında cereyan eden ardından Zeki Velidi´nin Türkiye´yi terk etmesiyle sonuçlanan tartışmanın damga vurduğu meşhur Tarih Kongresini tüm detaylarıyla ele alan eserdir. 1932 yılında düzenlenen kongrede Afet hanım tarafından sunulan Kavimler Göçü haritası eserin ek kısmında yer almaktadır. Kitabın içinde ayrıca kitaba dahil olmayan bir maaş artırma talepli dilekçeye resmi makamca dönüş ve 1943 yılında beş yıllık eğitim vermek üzere kurulan Erkek Sanat Enstitülerine ait Genel Coğrafya sınav kağıdı bulunmaktadır.
Sayfaları arasında Yaşar Nezihe Hanım tarafından yazılmış, Türkçedeki ilk 1 Mayıs şiirinin de yer aldığı, Türkiye Komünist Partisi´nin kurucularından olan ve uzun yıllar partinin genel sekreterliğini yürüten Şefik Hüsnü tarafından yayımlanan Aydınlık dergisinin 21. sayısı... Yazar kadrosu arasında Nâzım Hikmet, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Kerim Sadi, Leman Sadreddin gibi isimler yer almıştır.
14. yüzyıl bilginlerinden Darîr Mustafa Efendi’nin Siyer-i Nebî adlı eserine dayanan bu çalışma, III. Murad döneminde tasvir edilmeye başlanan nüshaları merkeze alır. Zeren Tanındı’nın iki bölümden oluşan eserinin ilk kısmı, yedi başlık altında toplanan kapsamlı bir araştırma metnidir; ikinci bölümde ise söz konusu minyatürlerin görselleri ve altı farklı nüshaya ait tasvirlerin konu listeleri yer alır. İslam tasvir sanatının bu önemli örneğini hem estetik hem tarihsel açıdan inceleyen eser, sanat tarihi alanında temel kaynak niteliğindedir.
Cumhuriyet´in ilk Türkologlarından Fuad Köprülü´nün ilk olarak 1917 yılında Talebe Defteri adlı dergide tefrika ettirip 1918 yılında kitaplaştırdığı Nasreddin Hoca manzumeleri...
Birinci cildi kolay okunur bir Osmanlı tarihi olan, ikinci cildi de yaşanan tarihe tanıklık edenlerin aktardıklarından oluşan eser.
*Fiziksel özellikleri: Birinci cildin mükaddimesinde 4 yaprak formadan ayrılmıştır. İkinci cildin sırtı ön tarafta kapaktan kopmuştur.