Türk şiirinin en çalışkan, en üretken şairi Behçet Necatigil´in üçüncü şiir kitabının ilk baskısı... "Türkân Aydınlık´ın hayatını, bölüşeceği evlerin daima aydınlık olmasını dilerim." ithafıyla imzalanmıştır.
Hayatını Türkistan´ın bağımsızlığına adayan Tarihçi, Türkolog, "Basmacı Mücahidi" Ahmet Zeki Velidi Togan, bu eseri Türkistan tarihini gelecek nesillere anlatabilmek amacıyla yazmaya başladığını ifade eder. 1918 senesinde cephelerde geçen günlerinde kaleme aldığı eserin ilk nüshası, ne yazık ki çalınarak Rus gizli polisi Çeka´nın eline geçmiştir. Elde kalan bir kaç müsvedde ile ve Abdülkadir İnan´ın yardımları ile ikinci nüsha 1929 senesinde tamamlanmış ve Mısır´da basılmıştır. Eser, 1929 yılında Türkiye´de Harf İnkılabı gerçeklemiş olmasına rağmen Osmanlıca olarak basılmıştır. Latin harflerle yazılmış önsözde belirtildiği üzere, bunun nedeni Asya memleketlerinde yaşayan Türkistanlıların yeni harfleri okumakta zorluk çekeceğinin düşünülmesidir.
Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşamış Derviş Mehmed´in, Adem ile Havva´dan başlayarak IV. Mehmed´e kadar minyatürle süslediği, cihan tarihine dair şeçere tarzında kaleme aldığı "Subhatü´l-Ahbar" adlı eserini mikyas alarak, Ahmed Kemal Efendi´nin Sultan Abdülmecid devrine kadar yaptığı eklemelerle oluşturduğu eseridir.
"Faruk´a sevgilerle eski günü hatırlamak için" ithafıyla imzalıdır.
Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın avukatı olan Süreyya Ağaoğlu; Kuvay-ı Milliye ve Cumhuriyet gibi önemli dönemleri yaşamış bir isim olması yönüyle de ayrıca önemli bir isimdir. Ağaoğlu cumhuriyet öncesi ve sonrası meseleleri tanıklıkları ve kendi yaşamından parçalarla avukatlık mesleğine dair deneyimlerini anlatıyor.
Enver Paşa´nın, Osmanlı Türkçesinin yazımını kolaylaştırmak maksadıyla ortaya çıkardığı yazı sistemidir. Bu yazı sistemine göre Arap harfleri birbirlerine birleştirilmeden, ayrık halde kullanılmıştır. Yazı sisteminin geliştiricisi Enver Paşa olduğundan, "Enveri hattı" adıyla da anılmıştır. Satışa sunulan bu İlm-i Hal "Huruf-ı Munfasıla" yani Enver Paşa´nın geliştirdiği ayrık harflerle kaleme alınmıştır.
Edebiyat, şiir, dil, tarih, biyografi ve folklor üzerine çalışmalar yapan Hamâmîzâde İhsan´ı Reşat Ekrem Koçu´dan dinleyelim: “Divan edebiyatının, derin bilgisi ve taptaze bir dili ile son mümessillerinden kıymetli bir şâir, nezahet üstadı, kalemiyle güzide edip, çeşitli ve hudutsuz malûmatıyla bulunduğu meclise ışık, revnak veren, nüktedan, zarif, kibar; aslı Trabzon toprağından, ruhu ve irfanıyla katkısız bir İstanbullu idi.” Hamâmizâde İhsan´dan "Muhterem Muallim Selim Bey Efendi´ye muhabbetlerimle" ithafıyla imzalı...
Ünlü Alman oryantalist Dagobert Von Mikusch'un Türkçe de dâhil olmak üzere, çok sayıda dile çevrilmiş olan ünlü eserinin ilk basımı... Atatürk hakkında yazılmış en önemli eserlerden biri olan bu kitabın orijinal şömizli kopyaları oldukça nadirdir.
Tanzimat dönemi ile birlikte yeni yazışma kurallarını ortaya koymak amacıyla türlü eserler kaleme alınmıştır. Bu eserlerden biri de Ahmet Rasim´in "İlâveli Hazine-i Mekâtib Yahud Mükemmel Münşeât" adlı eseridir. Eser, yazıldığı dönemde kullanılan hem resmî hem de gayr-i resmî birçok yazışma türünü içinde barındırır, yazışma türleri ve kuralları hakkında önemli bilgiler verir, örnekler sunar.
Dönem cildindedir.
"Tanzimat devr-i edebîmizin 85 yaşında tek kalmış ve nimresmî surette jübilesi yapılmış pek güzide bir üstadının yazı hayatını ve kimsenin vâkıf olamadığı çok değerli hâtıralarını ihtiva eden şu yazıların bütün edebiyat müntesipleri tarafından zevkle okunacağını umuyoruz." *Ön kapak ciltten ayrılmıştır.
Münif Paşa tarafından hazırlanan ve Cemiyet-i İlmiye-yi Osmaniye'nin yayını olarak yalnızca 33 sayı yayımlanabilen mecmua, Türkçede yayımlanan ilk bilim dergisi ve Vaka-yı Tıbbiye'den sonra yayımlanan ikinci dergi olma özelliğine sahiptir. *Ön ve arka kapağı eksiktir.
8 cilt olarak İstanbul ve Tuna konulu olarak hazırlanan eserin, sadece İstanbul'u içeren ilk 4 cildi.... (Dördüncü cilt, Tuna (Danube) kısmının da baş kısmını içermektedir.)