İçerisinde eski İstanbul´a dair 100´e yakın görsel bulunan kitap, sanat tarihçisi Cornelius Gurlitt´in İstanbul hakkında kaleme aldığı eserin resimleriyle bunların detaylı açıklamalarından meydana gelmiştir. İstanbul´un tarihî yapılarının, mezarlıklarının ve caddelerinin çok sayıda görseline yer verilen eserin ilk sayfasında yer alan katlanır panoramik İstanbul levhası ne yazık ki eksiktir. Son sayfada Nihad Vedad´a ait şahıs damgası mevcuttur.
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Mustafa Rahmi Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu bu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Thomas-Xavier Bianchi, lügat kitapları ile tanınan Fransız şarkiyatçısı olup Avrupalılara Türkçeyi öğreterek zamanının Türkiye´sini tanıtmayı tercih etmiştir. Özellikle yeniçeriliğin ortadan kaldırılmasından sonra Osmanlılarca girişilen reformlar devresinde hız kazanan siyasi ve ticari ilişkilerin Batı´da Türkçenin öğrenilmesi konusunda doğurduğu ihtiyaca cevap vermeye çalışan lügat yazarları arasında Bianchi, en verimli ve muteber isim olarak görülmektedir.
"Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat" adlı yazı dizisiyle Mustafa Kemal’i ilk kez Türk ve dünya kamuoyuna tanıtan Ruşen Eşref´in; Abdülhak Hâmid, Halit Ziya, Halide Edip, Ömer Seyfeddin gibi tüm ünlü yazar, şair ve fikir adamlarıyla Eski Türk, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Âti edebiyatları ile Milli Edebiyat, genç edebî nesil ve Türk edebiyatının geleceği üzerine yaptığı mülâkatlardan oluşan bu eseri, Türk röportaj edebiyatının ilk ve en önemli örneklerinden sayılmaktadır.
"Bilinmesi gayet mühim olan itikad hükümlerinin açık bir şekilde beyan ve ispatını içermekte olarak "Risâle-i Hamîdiyye"nin ünlü mütercimi İsmail Hakkı Efendi tarafından kaleme alınmış ve tüm askerî ve mülkî liselerde okutulması kararlaştırılmıştır."
İthaf, "Minas Yavuz´a. 6.11.87 Fazıl Hüsnü" şeklinde olup, aynı sayfada "Yaşarım / Bir daha / Okusa beni / Biri daha - Fazıl Hüsnü Dağlarca" kaşesi yer almaktadır.
Manzum lügati ve tarih düşürmesiyle ün salan divan şairi Ayntablı Aynî, manzum tarih düşürme Sürûrî´den sonra en başarılı şair kabul edilmiş, divanının yarısına yakın kısmı da tarih manzumelerine ayrılmıştır. Oldukça hacimli olan divanında yer alan, III. Selim´in katli dolayısıyla yazdığı mersiye, dönemine göre türün en başarılı örneklerinden sayılmaktadır.
Bazı sayfalarında numaralandırma hatası vardır. Sayfa kenarlarına notlar alınmıştır.
Kitabın ilk sayfasında "18 Ağustos 1968 Pazar günü, Başbakan Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel ile Çavuştepe Kalesinin önünde, Van bölgesi ziyareti esnasında tanıştık." şeklinde imzasız bir not mevcuttur.
"… ancak tertib-i cedid iktizasınca mekatib-i mezkure talebesine enbiya-yı izam ve rusül-i fiham efendilerimiz hazeratının siyer-i sâmiye ve tevarih-i mübarekeleri okutdurulması mukarrrer olduğu halde herkesin ve hususiyle şakirdan-ı mektebin okuyabilecekler suretde elde müsehhilü´l-ibare bir tarih olmadığı cihetle ... Nevres Paşa ve Edhem Paşa hazeratının maarif nezareti mektubculuğu hidmetinde bulunan bu abd-i acize yani Reşiad kalilü´l-bidaaya vuku bulan teşvik ve iradelerine mebni işbu kitab ...."