İthaf "Değerli dost Sermet Çağan'a candan sevgi ve saygılarla 4.1.1967" şeklindedir. Fakir Baykurt, 1929 yılında Burdur'da doğdu. 1948'de Gönen Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra köy öğretmeni olarak çalışan yazar, 1955'te Gazi Eğitim Enstitüsü'ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Sivas, Hafik ve Şavşat'ta Türkçe öğretmenliği yaptı. Demokrat Parti yönetimi tarafından öğretmenlikten alınarak pasif bir göreve getirildi. 1958'de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ilk romanı Yılanların Öcü nedeniyle hakkında kovuşturma açıldı. 1960 yılındaki askeri müdahalenin ardından ilköğretim müfettişliğine getirildi. 1962-63 yıllarında ABD Bloomington Indiana Üniversitesi'nde ders araçları konusunda uzmanlık eğitimi gören Baykurt, Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın ve Türkiye Öğretmenler Dernekleri Milli Federasyonu'nun genel başkanlığına seçildi. 1969 yılında Türkiye çapındaki ilk öğretmenler boykotuna katıldığı için bir kez daha açığa alındı ve 12 Mart 1971'deki askeri darbeden sonra uzun süre tutuklu kaldı. Edebiyata şiirle adım atan Fakir Baykurt, yazın hayatını toplumcu gerçekçi bir yaklaşımda yazdığı kısa öyküler ve köy notlarıyla sürdürdü. Yeditepe, Varlık, Cumhuriyet, Evrensel ve Yön gibi dergi ve gazetelerde çeşitli yazıları çıkan Baykurt, 1955'te öykülerini derlediği ilk kitabı Çilli'yi yayımladı. Bunu, köy yaşamını, köylünün arzularını, sıkıntılarını ve çelişkilerini de dile getirdiği hikâye kitapları ve romanları izledi.
Aynı cildin içerisinde iki eser bulunmaktadır. "Paraphrase et exposition sur les Epitres de Saint Paul" isimli eserin iki cild olarak bu cildin içerisindedir. Diğer eser ise yine aynı ciltte olup farklı bir eserdir. Kitap, 15x23 cm'dir.
İthaf, "Dr. Sait Abdul'al'e" şeklindedir. Cumhuriyet devrinde yazdığı aşk romanlarıyla ünlenen Muazzez Tahsin Berkand'ın birçok romanı Yeşilçam Sineması'nda yerini bulmuştur.
Yazıldığı tarihten bu yana büyük ilgi gören Sadi Şirazî'nin ünlü Farsça eseri Gülistan, çoğunlukla günlük hayatta karşılaşılan olaylar dikkate alınarak ahlakî ve edebî sonuçlar çıkarılabilen hikâye ve nüktelerle süslenmiş; Farsça ve Arapça şiirlerin yanı sıra ayet, hadis ve atasözlerine de yer vermiştir.
Bir Alman gravür sanatçısı ve hakkak olan Lotter, ünlü haritacı Seutter´ın kızıyla evlendikten sonra Seutter´ın birçok haritasının gravürlerini hazırladı ve 1756 yılında kendi işini kurarak 18. yy Alman ekolünün en önemli haritacılarından biri oldu. Numaralandırılmış bölgeler liste halinde isimleriyle verilmiştir. Çerçeve: 64x58 cm
Eserde İslam milletinin kültür ve medeniyet inşasına katkı sağlayan alim, mutasavvıf, şair, devlet adamı vs. insanların yaşantıları ve çeşitli hikâyeler anlatılmıştır.
Sakızlı bir Rum aileye mensup olan ve Balıklı Rum Hastanesi´nde doktor ve yönetici olarak çalışan Aleksandros Paspatis tarafından kaleme alınan çalışma, 37 adet taş baskı gravür ile bezelidir. İstanbul´da yer alan Bizans dönemi yapılarının izini süren Paspatis, kitabı üç bölüme ayırmış; ilk bölümde Kara Surları ve Büyük Saray´ı, ikinci bölümde ortaçağ İstanbul´unda yaşayan Cenevizlileri ve üçüncü bölümde İstanbul´un Bizans devrinden kalan ve bilinen-bilinmeyen kiliselerini incelemiştir. Gravürler ağırlıkla kiliselerle ilgili bölümde yoğunlaşmıştır. Kendisinden önce Bizans´a dair çalışma yapan araştırmacıların makalelerinden de yararlanan Paspatis´in bu kapsamlı çalışması, sağlam bir kaynak olarak kendisinden sonra gelen Bizans araştırmacılarına miras kalmıştır.
İlk sayfada yer alan ithaf, "Sayın Samet Ağaoğlu´na 14.7.955 Tarık Dursun" şeklindedir. Kitabın künye sayfasına ise farklı bir kalemle "Kelimeler savruktu ve dağınık... Toparlanmak istiyordu. Herbirinin anlamı vardı. Kavuşmak ve mecrasını bulmak istiyordu. Ama elimizle alıp balçık gibi yapıştırabilir miydik aradığımız hedefi, mecrayı, adı her ne ise onu..." şeklinde, kim tarafından yazıldığı belli olmayan bir not düşülmüştür.
Dönemin önemli devlet adamlarından biri olan Ahmed Cevdet Paşa’nın oğlu Ali Sedad´ın bu eseri, Avrupa’da gelişen mantık akımlarına dair kendi alanında yazılmış ilk telif eserdir. Ayrıca ülkemizde cebirsel mantığa ve metodolojiye yer veren, kendi türünün ilk orijinal eseri olma özelliğine de sahiptir.
Alman gezgin Schweinfurth, Nil ülkeleri, Eritre ve Suudi Arabistan´da araştırma gezileri yapmış, Mısır´da müze yönetmiş; özellikle Mısır ile komşuları arasındaki botanik ve jeolojik ilişkileri ve bu çevrelerin uygarlık tarihini incelemiştir. *Sayfa numaralandırmasında karışıklık mevcuttur.