1891-1944 yılları arasında çıkarılan ve Edebiyat-ı Cedide topluluğunun yayın organı olan Servet-i Fünun, Türk basın tarihinin en uzun süreli ve en etkili yayınlarındadır.
"Münşi-i meşhûr Âkif Paşa merhûmun siyasî bir sergüzeştini nâtık bir eser-i bergüzîdesidir ki Kemal Beyefendi tarafından bazı mülâhazât-ı edebiyye ile tevşîh olunmuşdur."
Kapağı ayrık haldedir.
Tarih, coğrafya, seyahat, gramer gibi çeşitli konularda birçok eser veren gazeteci, aynı zamanda bestekâr Ahmed Rasim, Türk basınında kendisinden en çok bahsedilen kişiler arasında yer alır. Hayatı boyunca kalem oynatan ve ağırlıklı olarak ansiklopedist bir yayın tavrı benimseyen Ahmed Rasim´e ait bu eser, II. Meşrutiyet´i takip eden yıllarda, İslam dini ve tarihine dair yazılan makalelerden oluşmaktadır. *Sırtı ayrık haldedir.
"… Hükümetiyle Fransa Krallığının V. Sixtus ve III. Henri zamanlarına müsadif edvar-ı tarihiyyesini olanca şenayi´ ve fecayiiyle musavvir gayet ibretâver ve meraklı bir romandır."
Antik Roma toplumunun tüm yönlerine genel bir bakış sunar. Bu kitap, ekonomi ve sosyal sistem, sanat ve mimari ile bölge sakinlerinin günlük yaşamına ayrılmış bölümleri içerir.
Osmanlı sarayında padişahların has-bağçede geçirdiği hoş vakitleri ve bu âdetin İslam öncesi İran İmparatorluğu´ndan Emevî, Abbasî ve Timurî saraylarına uzanan köklü geleneğini, o dönemlerde yazılmış değerli kaynaklardan derleyerek sunan bir çalışmadır.
Bir sayfası bantla tamir edilmiştir.
Osmanlı tarih yazarı Âşıkpaşazâde´nin şöhretinin kaynağı, hayatının sonlarına doğru yazdığı Tevârîh-i Âl-i Osmân adlı eseridir. Bir kısmı menakıbnâmeler ve ilgili olayın şahitlerinden nakledilerek, bir kısmı ise bizzat tarihçinin kendi gözlemlerine dayanarak kaleme alınan eserin önemi, ilk standart Osmanlı tarihlerinden biri olmasından ileri gelmektedir. Osmanlı Devleti´nin kuruluşundan Fatih devri sonlarına kadarki dönemi kapsayan eserde konular, bablar ve soru-cevap şeklinde ele alınmıştır.
"Büyük şairimiz rahmetli Tevfik Fikret´in kendi güzel el yazısı ile lüks olarak yayınlanmış olan (Halûk´un defteri) adlı bu eser kendisinin 100. doğum yılı münasebetiyle ´Tevfik Fikret derneği´ tarafından Yılmaz Özbek´e yeni yazı ile yazdırılmış ve Sayın Willi Blümel´in takdirkâr muavenetiyle, BURKHARD GANTENBEIN ve Şki. Reprodüksiyon Atelyesinde film ve kalıpları hazırlanmış, Attilâ Ofset Basımevi´nin sanatsever himmetiyle lüks olarak 1967 yılında 2000 adet basılmış ve Prof. Emin Barın yardımları ile Barın Cilt Atelyesinde ciltlenmiştir."
Ciltte ayrıca İzzet´e ait şu eserler mevcuttur: CÜMLE-İ SÂLİSE-İ MÜNŞEÂT-I İZZET, 148 s.; ÂSÂR-I CEDÎDE-İ İZZET, Mihran Matbaası, İstanbul 1296, 223 s.; ÂSÂR-I İZZET (5. Cilt), Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1297, 128 s.; ÂSÂR-I İZZET (6. Cilt), Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1297, 189 s., 13x16 cm
Son kısımında Ermeni ihtilaline dair görsel ve evraklar mevcuttur. Kitaptan ayrı olarak Diyarbakır ahalisi tarafından verilen telgrafname sureti mevcuttur. *Künye sayfası sonradan Latin harfli olarak eklenmiştir. Yeni cildi içinde...
"Artur Fürst tarafından 1926 senesinde üç cilt olarak neşredilen ´Das Weltreich der Technik´ - ´Fen Âlemi´ ismindeki eserden tercüme edilmiştir." *Bazı sayfalar sırttan ayrılmıştır.
Modern hikâyeciliğimizin, hiç kuşkususuz en önemli ismi olan
Sait Faik (1906 – 1954), Batı kaynaklı bir tür olan hikâyeyi Batı’nın ve
kendisinden öncekilerin etkisinde kalmadan, kendine özgü bir tür haline
getirdi. Kimseye benzemediği için de “kökü kendisinde” bir yazar olarak kabul
edildi. Kendisini de dâhil ettiği şehirli, alt tabakadan insanları;
balıkçıları, kahvecileri, arabacıları, Adaların sakinlerini, işsizleri,
yoksulları, sarhoşları olduğu gibi, hiç idealize etmeden ve çok yalın olmasına
karşın, çok şiirsel bir dille anlattı.
Sait Faik, ikinci hikâye kitabının bu ikinci basımını, yıllar sonra "Sait Faik Abasıyanık 90 Yaşında" adıyla kendisi hakkında bir kitap yayımlayacak olan genç bir öğretmene, Perihan Ergun'a (1928 - 1918) imzalamıştır.