İthaf "Sayın Turgay Gönenç bey'e sevgi, saygılarım ve coşkusuna binlerce tesekkurler. 17 ocak 1999" şeklindedir. Kitabın içinde kitabın yeni baskısı ile alakalı bir de mektup bulunmaktadır.
1925 yılında Malatya ilinin Arguvan ilçesine bağlı Kızıluşağı Köyü'nde dünyaya geldi. 1947 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini 1956'da tamamladı. Avukatlık, gazetecilik edebiyat öğretmenliği gibi değişik görevlerde bulundu, radyo ve televizyon programları yaptı. Bir ara siyasetle de uğraşan Şemsi Belli 1969 yılında Adana milletvekili adayı olduğu Birlik Partisi’nin genel sekreterlik görevinde bulundu.11 Ekim 1995 günü İstanbul’da hayata veda etti.
İthaf "Sayın Bahriye Üçok'a saygılarımla 14.9.1985" şeklindedir. Tahsin Saraç'ın babası Raif Bey annesi Şadiye Hanım'dır. Ailesi, Anadolu’ya ilk Selçuklu yerleşmeleri sırasında Horasan'dan gelip konaklayanlardandır. Amcasının adı Arif, dedesi ise Nadir Ağa'dır. Nadir Ağa'nın hâli vakti yerinde, İran halılarıyla döşeli, mahalle yaşlıların her akşam toplanıp söyleşilerde bulunduğu, her gün yemek kazanları kaynayan ve gelenin adı bile sorulmadan ağırlandığı bir divanı olduğu söylenir. İki oğlu Raif’le Arif'e hayli para pul tarla bırakarak vefat etmiştir. Köylerden kasabalardan gelip gideni eksik olmayan bir haneleri vardır. Gelen kişiler, atları hana bağlar silahlarını asar, öyle konaklarlardı. Bu durum, İkinci Dünya Savaşı'na kadar sürdü. Tahsin Saraç, 1937’de Cumhuriyet İlkokulu'na yazılmış, ortaokulu üç yıl iftiharla geçerek birincilikle bitirmiştir. Abdullah Cevdet’in oğlu Mehmet Cevdet Karlıdağ'dan Fransızca dersi alan yazar, onun etkisiyle yabancı dil ağırlıklı bir okula gitmiş, iki yılın ardından da son sınıfı Erzurum Öğretmen Okulu'nda tamamlamıştır. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girerek 1952’de Fransızca Bölümü'nü bitirmiştir. O dönem içerisinde dönem birincilerini Fransa’ya gönderme geleneği vardır, fakat siyasi birtakım sebeplerden dolayı Tahsin Saraç Fransa yerine Hakkâri’ye öğretmen olarak gönderilir. 1953'te, dil sınavını kazanarak Avrupa’ya gitmiştir. Aynı yıl içerisinde fakülte arkadaşı Vildan Hanım ile evlenmiş, bu evlilikten Cüneyt, Bengü ve Çağatay isimli üç çocukları olmuştur. Sorbonne’da Fransız dili ve edebiyatı ile ses bilimi üzerine eğitim görmüştür. Yurda döndüğünde 1957-1971 tarihleri arasında Gazi Eğitim Enstitüsü Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne asistan olarak girmiş daha sonra da öğretim görevlisi olmuştur. 1963-1965 yılları arasında Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği yapmış, 9 Kasım 1971’de Gazi Eğitim Enstitüsü'nden emekli olmuştur. Bir süre Türk Dili dergisi yazı kurulunda çalışmıştır. 1971’de askerî darbeden sonra iki kez gözaltına alınmıştır. 12 Eylül sonrası kapatılan Türk Dil Kurumu'nun bir alternatifi olarak Dil Derneği'ni kurmuştur. Saraç, ilk ciddi kalp krizini 1983 yılının Ekim ayında ziyaretine gittiği Yüksel Onaran'ın evinde geçirmiş, tedavinin ardından iyileşmiştir. 30 Haziran 1989 tarihinde, arkadaşı Oralp Basım'ın İzmit’teki evinde sabaha karşı 01.30 sıralarında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Saraç, vefat ettiğinde 59 yaşındaydı. Naaşı İzmit'ten Ankara'ya getirilerek defnedildi
İthaf "Sayın Kemal Sülkeş'e eğlencelik candan sevgilerle Elif" şeklindedir. Elif Naci, ilköğrenimini, çocukluğunun geçtiği Edirne’de tamamladı. Sekiz yaşındayken geldiği İstanbul’da Ayasofya Rüştiyesi (Ortaokulu) ile Vefa Sultanisini (Lisesini) bitirdi. Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin Resim Bölümüne girerek İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. (1913). Birkaç ay sonra Birinci Dünya Savaşı çıktı ve askere alındığı için dört yıl aradan sonra eğitimine devam edebildi. Öğrenciliği sırasında geçinebilmek için arşiv memuru olarak gazeteciliğe başladı. Çeşitli sanat yazıları yazarak polemist oldu. İleri, İkdam, İfham, Milliyet, Tan, Son Telgraf ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Akademiden mezun oluşunun ardından Türk ve İslâm Eserleri Müzesine önce müdür yardımcısı, sonra müdür oldu. Ressam olarak ilk kişisel sergisini Alay Köşkü’nde açtı (1930). Sanat hayatına asıl girişi 1933’te açılan, kurucuları arasında bulunduğu, D Grubunun ilk sergisiyle oldu. Bu grubun içinde yurtdışında da çeşitli karma sergilere katıldı. İkinci kişisel sergisini Eminönü Halkevi’nde (1947), üçüncüsünü ise retrospektif olarak Galatasaray Lisesi girişinde açtı (1951). Aynı dönemde Paul Klee, George Braque gibi çağdaş ressamlardan ve Hafız Osman, Mehmet Esat gibi hat sanatçılarından etkilendiği söylenebilir. 1940'lardan sonra batı sanatının etkisinden sıyrılıp doğuya yönelerek hat sanatı soyutlamalarıyla ilgilendi. 1937’de Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde, iki yıl sonra Topkapı Sarayı Müzesi’nde müdür yardımcılığı yaptı. 13 Temmuz 1963’te emekli oldu. Müzecilik hayatının bir bölümünde, basında da görev yaptı.
1910 yılının Mart ayında, İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tahsil gördü. Servet-i Fünun'da yayımlanan şiiriyle edebiyata başlayan Ziya Osman Saba, Yedi Meşale topluluğu içinde yeralmıştır. 1957 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.