İthaf, "Çok muhterem dostum Bay Mahmud Nedim Zabcıya. 12.IX.1939, Pertev Demirhan" şeklindedir. "Önsöz: Oğlum, bütün hayatımda şerefimi, namusumu bozmadım. Fakirim; servet sahibi değilim. Sözler uçar, yazılar kalır. Onun için yazılı olarak bıraktığım bu Öğütler şeref ve namusumla beraber benden sana kalacak yegâne mirastır."
8. yüzyılın başlarında yazılan ve bugünkü Moğolistan sınırları içinde yer alan Göktürk Yazıtları, hiç kuşkusuz, Türk tarihinin en önemli eserleridir. Göktürk alfabesiyle yazılan ve "Türk" adının ilk kez kullanıldığı yazıtların, sayıca daha fazla olmalarına karşın; Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına dikilmiş olan üç tanesi daha önemlidir. Çok sayıda bilim insanının zahmetli çalışmalarına karşın, yazıtların, daha önce hiçbir kaynakta görülmeyen alfabesini çözmek, Finli Türkolog Vilhelm Thomsen'e nasip olmuştur. Yaklaşık yirmi yıl süren bir emeğin sonunda Thomsen, yazıtların dilini tamamen çözmüş ve müzayedeye sunduğumuz, sınırlı sayıda basılmış bu kitapla bilim dünyasına sunmuştur. Vilhelm Thomsen, Türklerin dil, kültür ve tarihine büyük katkısı nedeniyle Sultan II. Abdülhamid tarafından Mecidi Nişanı ile taltif edilmiştir. Prof. Dr. Osman Turan'ın kütüphanesinden çıkan kitap, ünlü tarihçimizin imzasını taşımaktadır.
Yeni bir yapıda toplanan heykellerin onarımı ve kataloglarının hazırlanması için Osmanlı İmparatorluğu`nun davetiyle 1904 yılında İstanbul`a gelen Gustave Mendel, o dönem ismi Müze-i Hümâyun olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri`nde çalışmaya başlamış ve Birinci Dünya Savaşı`nın patlak vereceği 1914 yılına değin burada görev yapmıştır. Kendisi tarafından hazırlanan ve günümüzde dahi mühim bir başvuru kaynağı olarak kullanılan üç ciltlik koleksiyon kataloğu, Müze-i Hümâyun`da yer alan Yunan, Roma ve Bizans dönemi heykellerinin ayrıntılı bilgilerini ihtiva etmektedir.
Tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan eden Reşat Ekrem Koçu tarafından çok sayıda yazar ve çizerin katkısıyla hazırlanan İstanbul Ansiklopedisi, ilk olarak 1946 yılında yayımlanmaya başlamış ve bu ilk teşebbüs dördüncü cilde kadar devam edebilmiştir. Bu ilk edisyonlar içerisinde çeşitli sanatçıların kuşe kâğıdına basılı renkli levhaları yer almaktadır. Ansiklopedi 1960´lı yıllarda boyutları küçültülerek (21x28 cm) yeniden basılmaya başlanmış ve 11. cilde kadar yayımlanabilmiştir.
19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında gezi yazıları için verimli bir saha olan Türkiye, Cihan Harbi ve Erken Cumhuriyet dönemlerinde kısıtlamalar ve endişeler sebebiyle yabancı ziyaretçilerin rotasından çıkmıştı. 1950´li yıllardan sonra perdenin büyük ölçüde kalkmasıyla yabancı ziyaretçiler yeniden dost canlısı Türkler arasında boy göstermeye başlamış ve seyahat kitapları birbiri ardına yayımlanmaya başlamıştı. Müzayedemizde sunduğumuz kitap, bu dönemde Toros Dağları´na ve çevresindeki ovalara gerçekleştirdiği seyahati tarihsel bir perspektifle yazılarına döken Lord Kinross´un meşhur eserlerinden biridir... Orijinal bez cildinde. Şömizinde yer yer yıpranmalar ve açılmalar mevcuttur.
Halide Nusret (Zorlutuna), Faruk Nafiz (Çamlıbel), Halid Fahri (Ozansoy), Orhan Seyfi (Orhon), Celal Sahir (Erozan), Yusuf Ziya (Ortaç) gibi Türk Edebiyatı´nın ünlü isimlerin eserlerini içerir. Ayrıca okuyucu bazı sanatçıların fotoğraflarını ilgili sayfalara yapıştırmıştır.
"Ertaç Tinar´a sevgilerimle." ithafıyla imzalıdır. Kitabın son sayfasında "Bu kadar değerli romanı okuma fırsatını veren Aysel Ablama minnettarım. Cahit Aygün" şeklinde bir not mevcuttur.
Fazıl Ahmed Bey, Fecr-i Ati edebi topluluğunun şairleri arasındadır, bir süre Fecr-i Ati topluluğunun başkanlığında da bulunmuştur. Nefi, Ziya Paşa ve Eşref Edib´i örnek alarak kaleme aldığı hiciv manzumeleri ile ünlenmiştir. Kaleme aldığı bazı hicivleri "Divançe-i Fazıl Der Medh-i Efazıl" adlı eserinde toplamıştır.
Bir polis baskınında başına aldığı darbelerin sonucunda, henüz 25 yaşında ölümüyle Türk şiirinin en büyük genç kayıplarından biri olan Arkadaş Zekâi Özger'in, şair arkadaşı İsmail Uyaroğlu tarafından derlenen şiirlerinin ilk basımı...
Osmanlı İmpatarorluğunun Kuruluşu kitabı bilimsel temelde tarih yazımının şaheseridir. Gibbons Osmanlı tarihinin ulaşabildiği bütün kaynaklarına kitapta yer vermiştir. Gibbonsun tezleri batıda kabul görmeye başlayınca ilk kuşak Avrupalı Osmanlı tarihçileri arasında olan Paul Wittek ve Türkiyede bir ekolün temsilcisi olan Prof.Dr. Fuad Köprülü karşı tezler yazmışlardır.
Kitap sırttan ayrılmıştır.
"Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin
penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söyledi. Çok
değişik bir insandı. Akşamları belli saatten sonra kişilik, hatta beden
değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü
bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha. Bu
dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak
görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar
görememişim. Bugün ortaya çıkıyor." (Cemal Süreya)
Yıldız Moran´ın fotoğrafları, Özdemir Asaf´ın ise düşünceleriyle destek verdiği bir Türkiye seyahatnamesi... Kitap içinde İsmet İnönü´nün gezginlere verdiği uzun bir röportaj ve gezginlerin seyahatine denk gelen 27 Mayıs Darbesi´ne dair bir makale de yer almaktadır. 17 siyah-beyaz fotoğraf, 1 metin içi plan, 1 harita eşliğinde... Tümüyle bez dönem cildinde.