Alexandre Dumas, Fransız romancı, oyunyazarı, hikayeci ve gezi yazarıdır. Devrim ordusunda general olan babasını küçük yaşta yitiren Dumas; noterlikte çalıştı, daha sonra bir memurluk buldu, Orleans Dükü'nün kütüphaneciliği yaptı. 1830 Devrimi'nde Ulusal Muhafız subayı oldu, cumhuriyetçi-liberal görüşlere sıkı sıkıya bağlandı. Bu yüzden 1851/54 yıllarında Brüksel'de yaşamak zorunda kaldı. 1859'da Garibaldi'nin Napoli seferine katıldı, 1860'ta bununla ilgili anılarını yayınladı.
İthaf, "Sayın Ö. Çizmeci'ye hürmetle" şeklindedir. Ümit Yaşar Oğuzcan, 1926 tarihinde Mersin'in Tarsus ilçesinde doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946). Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı oldu. Bu görevdeyken Haziran 1977'de emekli oldu. İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu. Şiire 1940 yılında Yedigün şairleri arasında başladı. 1975 yılına kadar 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser olmak üzere toplam 50 kitap çıkardı. Şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanındı. 4 Kasım 1984 tarihinde öldü.
İthaf, "Ali Oncar için güzel günler dileğiyle 29.XI.987" şeklindedir. Ümit Yaşar Oğuzcan (1926-1984) Türk şair. Ticaret okulunu bitirdikten sonra bankacılıkla uğraştı ancak edebiyatla bağını koparmadı ve 1960 yılında Ümit Yaşar Yayınları’nı kurdu. 1965 yılında Yeni Dergi adlı bir hiciv ve mizah dergisi çıkartan Ümit Yaşar Oğuzcan, çeşitli gazete ve dergilerde de yazılarını yayımlamaya devam etti. Oğuzcan’ın birçok şiiri Münir Nurettin Selçuk ve Timur Selçuk tarafından bestelendi. 1984 yılında aramızdan ayrılan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın eserleri ölümünden sonra Şiir Denizi 1-2, Taşlamalar Hicivler 1-2, Rubailer Dörtlükler, Anılar Düşünceler, Aşka Dair Nesirler adıyla yeniden hazırlanmıştır
İthaf "Seda Atalay 'Başımdan benekli bir kuş geçiyor, Benekleri düşmüş hala uçuyor' ışıklı sevgiyle İlhan İrem" şeklindedir. İlhan İrem 1955 yılında Bursa'da dünyaya geldi. Müzik hayatına girmesi, 1969 yılında 14 yaşındayken üst dönemler tarafından okul orkestrasına solist olarak seçilmesi ile oldu. 1970 yılında Meltemler Orkestrası ile Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği Liselerarası Müzik Yarışması'nda Marmara bölgesi birinciliği kazandı. Aynı kadro ile 1972'ye kadar Bursa Çelik Palas Oteli'nde ve Uludağ diskolarında dans müziği şarkıcılığını sürdürdü. 1973 yılında kendi imkânları ile Diskotür firmasına yaptığı ilk 45'liği "Birleşsin Bütün Eller - Bazen Neşe Bazen Keder" ile beklediği başarıyı yakalayamadı. Plak firmasının bestelerini başka sanatçılara söyletme isteğini geri çevirdikten sonra yapmış olduğu ikinci 45'liği "Yazık Oldu Yarınlara - Haydi Sil Gözlerini" genç sanatçıyı bir anda en popüler sarkıcı konumuna getirdi. 1975 yılında yayınlanan üçüncü 45'liği "Anlasana" ile de başarısını devam ettirdi. 1976 yılında yayınladığı dördüncü 45'liğinde Tanrı'yı sorguladığı "Kuklacı Amca" 45'liği gelen baskılar sonucunda plak şirketi tarafından piyasadan toplatıldı. 1976 yılında ilk LP çalışması olan "İlhan İrem 1973-1976" yayınlandı. "Üzülme Dostum", "Havalar Nasıl", "Ayrılık Akşamı", "Sensiz de Yaşanıyor", "Bal Ağızlım" gibi her yaptığı 45'lik liste başı oldu 1973-1981 yılları arasında toplam 10 adet 45'liği yayınladı.
İthaf "Turgay'a sevgiyle" şeklindedir. Şiire çocuk yaşlarda ilgi duyan Edip Cansever’in ilk şiiri, 1 Mart 1944’te İstanbul dergisinde çıktı. İstanbul, Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası ve Kaynak dergilerinde yayımlanan ilk dönem şiirlerini İkindi Üstü (1947) adlı ilk kitabında topladı. 1951 yılında Salâh Birsel ve Alp Kuran’la birlikte Nokta adlı bir dergi çıkardı. Nokta, sekizinci sayısında kapandı (15 Ocak 1951-15 Kasım 1951). Bundan sonra Yenilik, Yeditepe, Pazar Postası, Dost, a, Dönem, Yeni Dergi, Papirüs, Yazı, Hürriyet Gösteri, Sanat Olayı, Düşün ve Adam Sanat’ta şiir ve yazıları yayımlandı. Yazı hayatı boyunca çok az düzyazı yazdı. İlk kitabı İkindi Üstü’yle döneminin şairlerinden ve eleştirmenlerden iyi not alamadı. İkindi Üstü hakkında yazan Orhan Veli, kitabı beğenmediğini söyledi. Bunun üzerine Edip Cansever ilk kitabını yok kabul ederek piyasadan toplattı. 1954’te yayımladığı ikinci kitabı Dirlik Düzenlik’e ilk kitabındaki şiirlerinden sadece dördünü aldı. Bundan sonra, bütün şiirlerinin toplandığı kitaplarına ilk kitabından hiçbir şiirini almadı. Şiire hece vezni ve Garip şiiri etkisinde başlayan Edip Cansever, 1950’li yılların ortalarına doğru Ece Ayhan, Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Sezai Karakoç’un öncülük ettiği İkinci Yeni şiiri tarzında imge yoğunluklu şiirler yazmaya başladı. Hikâye eder gibi bir söylem kullanmasına karşın, imgeyi aynı zamanda şiirin bütününe yayarak oluşturduğu şiirlerle İkinci Yeninin büyük ustalarından bir oldu. 1957’de yayımlanan Yerçekimli Karanfil adlı kitabıyla 1958 Yeditepe Şiir Armağanını, 1976’da yayımlanan Ben Ruhi Bey Nasılım’la 1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülünü, 1981’de bütün şiirlerini bir araya getiren Yeniden adlı kitabıyla da 1982 Sedat Simavi Edebiyat Ödülünü kazandı. Bütün eserleri ölümünden sonra Yapı Kredi Yayınlarınca yeniden basıldı.
Osmanlı Türkçesinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimeleri derleyen hacimli bir sözlük olup tıp, bitkibilim ve fıkıh gibi pek çok alana ait terim içermesi bakımından dönemin diğer sözlüklerinden ayrılmıştır.
Türk şair ve yazar olan Özel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt olduğu 1962 yılından itibaren ilk şiirlerini de yayımlamaya başladı. Bu dönemde şairin ikisi Yelken dergisinde ikisi de Dost dergisinde olmak üzere dört şiiri yayımlandı. Edebiyat ortamında da yavaş yavaş tanınmaya başlayan Özel, Edip Cansever, Turgut Uyar gibi II. Yeni şairleriyle tanışıp mektuplaşmaya başladı. Bu ortamda, “kendi olanı” yine kendinden hareketle ortaya koyan şair, bu dönemdeki kimi şiirlerinde, II. Yeni şiirinin biçimsel özelliklerine de yaklaştı. Ancak bir “ergen” olarak hayat karşısında yaşadığı deneyimleri, gerek çocukluğundan gerekse tavrından hareketle oluşturup özgün imgelerle parlatarak meydana getirdiği şiirlerinde, içerik ve şiirsel kurgu itibariyle II. Yeni şiirinden ve şairlerinden ayrıldı. 1964 yılından itibaren kaleme aldığı ve daha sonra Şiir Okuma Kılavuzu’nda yer alacak poetik metinlerle kendi şiir poetikasını da oluşturmaya çalışan İsmet Özel, şiirin özüne ve estetiğine uygun olarak bireysel odaklı şiirler kaleme almıştır. Bu noktada en önemli dayanağı, zihinsel işleyişi tamamen serbest bırakıp ortaya çıkan her ne ise onu, sonradan bilinçli bir düzene sokarak şiirin sınırlarına dâhil etmekti. Şairin ilk şiirleriyle edebiyat ortamında çarpıcı bir biçimde yer bulması da söz konusu olan bu dayanaktan hareket ederek “şair oluş ile insan oluş” arasındaki boşluğu yaratıcı söyleyişle dolduruyor olmasıyla mümkün oldu. Böylelikle Özel, 1965 yılının ortalarına kadar Türk Dili, Şiir Sanatı, Dönem, Dost, Evrim, Yapraklar, Mülkiye ve DevinimLX gibi dergilerde yayımladığı yirmi şiirinden on sekizini, Mart 1966 yılında Geceleyin Bir Koşu adıyla kitaplaştırdı. Bu anlamda şiirinin evrenini de giderek genişleten Özel, belli başlı izleklerine de anlam dünyasında açılım meydana getirdi ve Şiir Sanatı, Papirüs, Yeni Dergi ve Halkın Dostları gibi dergilerde yayımlanan on dört şiirini 1969 yılında Evet, İsyan adıyla kitaplaştırdı. Sözü edilen bu açılım şimdilik, Geceleyin Bir Koşu’'daki kimi şiirlerin yazılması için “itici güç” görevi gören “yıkıcılığın” şairin bedeninden, toplumu kendi güdümüne çekmeye çalışan değerlere yönelmesiyle derinlik kazandı. 1969 yılında büyük yankılar uyandıran Evet, İsyan adlı ikinci şiir kitabını çıkardı. İkinci Yeni etkisinin hissedildiği ilk şiirlerini Geceleyin Bir Koşu’da toplayan İsmet Özel, bu kitabıyla, modern şiirimizin İkinci Yeniyle kazandığı aşamayı özümsediğini gösterdi. İkinci kitabı Evet, İsyan’da şiirini bir ana fikre dayandırmaya, bir dünya görüşüyle buluşturmaya, yaşanan hayat ve yaşayan insanı merkeze alarak kurmaya ayrı bir önem atfetti. İmge yoğunluğunun öne çıktığı şiirlerini, şiirin yapısını zedelemeden insan ve hayatla buluşturmada gösterdiği başarı, modern şiirimizin İkinci Yeniyle elde ettiği kazanımlara yeni bir açılım getirdi. Evet, İsyan’ın gördüğü büyük ilgi bu açılımın beklendiğinin, bağlantının doğru kurulduğunun bir başka kanıtıydı.
İsmet Özel’i, ikinci kitabı Evet, İsyan’a ve oradan Halkın Dostları’na ulaştıran süreç, 1965 yılında Şiir Sanatı dergisinde yayımlanan “Partizan” şiiriyle başlatılabilir. “Partizan”la başlayan süreç, aynı yıl yayımlanan “Çağdaş Bir Ürperti”, “Bir Devrimcinin Armonikası”, “Sevgilime Bir Kefen” şiirleriyle güçlenmiş, 1966 yılında Cemal Süreya’nın dergisi Papirüs’te yayımlanan “Kan Kalesi” ve “Evet, İsyan” şiirleriyle iyice somutlaşmıştır. İlk kitabını 1966 yılında çıkarmasına karşılık, 1965’te yazdığı ve şiirini yeni bir aşamaya taşıdığının göstergesi sayılan bu şiirleri ilk kitabına almayışı, İsmet Özel’in kendi şiirine dair bilinçli bir istikamet fikrine sahip olduğunu göstermektedir.
İthaf, "Değerli öğrencim Öztürk'e güven ve sevgiyle, S. K. Nigar, 2. 6. 50" şeklindedir. İmza bulunan sayfa haliyledir. Cilt kapağı hafif yamulmuş vaziyettedir.
Mevlana Celaleddin Rumî ve çevresi hakkında ilk menakıbnamelerden biri olan Risale-i Sipehsâlâr, kırk yıl kadar Mevlana'ya hizmet ettiğini söyleyen Feridun Sipehsâlâr tarafından kaleme alınmıştır. Mevlana'nın eserleri ile Sultan Veled'in İbtidânâme adlı eserinin kaynak olarak kullanıldığı eserin özellikle Mevlana ile ilgili bölümü, yazarının bizzat şahit olduğu olayları aktarması bakımından ayrıca önemlidir.
Ön ve arka kapaklar korunarak yapılmış, mavi bez cildi içinde… İthaf, "Esin ve Şener'e, içtenlikten şenliklere doğru esinlenerekten gidelim ve bir çığırın daha temelini atalım. Feyyaz Kayacan 27 Haziran 1986" şeklindedir.
Beş Hececilerin en meşhuru, Onuncu Yıl Marşı’nın iki şairinden biri, “Han Duvarları” şairi, oyun yazarı ve siyasetçi Faruk Nafiz'in (1898 – 1973), Hececi bir şair olarak ününü iyice pekiştiren şiir kitabı...
Hafif eskime belirtileri dışında çok temiz…
İlk kadın ressam ve heykeltıraşlarımızdan olan Melek Celal'in (1896 - 1976) Türk işlemeleri ve eski yazı ustaları hakkında yazdığı üçüncü ve son kitabı... 6 sayfalık metin ve üçü katlanmış olmak üzere, 29 kuşe yaprağın birer yüzüne basılı albüm… Yazarın oğlu tarafından Halil ve Selma Bezmen'e imzalı...
Beş Hececilerden Halit Fahri Ozansoy’un (1891 – 1971) Latin harfleriyle yayımlanan ilk şiir kitabı… / Kapakları kullanılmadan yapılmış, kırmızı bez cilt içinde…
Devlet görevlilerinden, Osmanlı kadınlarının kostüm çeşitliliğine; farklı ırklara mensup bireylerin giyim tarzlarından, dini inançlara göre şekillenen giyim tarzlarına kadar geniş bir yelpazede aktarımda bulunulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu sakinlerinin gelenek göreneklerinin ele alındığı bu çok nadir eserde 60 renkli gravür ile anlatım ziyadesiyle güçlendirmiştir.
Edebiyat tarihçiliği ve dilciliği yanı sıra, biyografi çalışmalarıyla da Türk edebiyatına büyük katkılar sağlamış olan Prof. Agâh Sırrı Levend´in (1894 - 1978), I. Dünya Savaşı’na katılmış bir yedek subayın Mütareke yıllarına ait ıstıraplarını dile getirdiği romanı... "Acılar" aynı zamanda yazarın tek romanıdır.