Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce İran'ı hemen sonra da Osmanlı devletini meşgul eden ve bilahare Bahaîlik ismiyle anılacak olan Babîlik, Esas olarak Şiilikten ve şiilikteki mehdi inancından yola çıkmışsa da daha sonra bütün semavî dinleri birleştirdiğini iddia eden yeni bir din haline gelmiştir. 1860'lardan Osmanlı devletinin yıkılışına kadar Osmanlı devletinde mecburi ikamete tabi tutulan Bahâîler, kendilerini müslümanlık dairesi içerisinde göstermişler ve bu durum Osmanlı aydınları ve idarecilerini de tereddütlere sevk etmiştir. Osmanlı devletinin yıkılışından sonra daha rahat hareket etmeye başlayan Bahâîler inançlarını daha net bir şekilde ortaya koymuşlardır. Süleyman Nazif'in "Nâsıruddin Şah ve Bâbîler'le müellifin müşahedelerine ve duyduklarına da yer vermesi itibarı ile önemlidir.
Hıristiyan efsanelerine göre Havari Peter, İmparator Neron'un zulmünden kurtulmak için Roma'dan kaçarken yolda İsa Peygamber İle karşılaşır ve ona "Quo Vadis?", yani "Nereye Gidiyorsun?" diye sorar. İsa, "Roma"ya, yeni baştan çarmıha gerilmeye gidiyorum çünkü sen benim kurtaracağın insanları bırakıp kaçıyorsun"der. 1905'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Leh yazar Henryk Sienkiewicz I. Yüzyıl Roması'nda yaşanan zulmü, zulme karşı destansı direnişi ve büyük aşkı anlatıyor.
Reşat Nuri Gültekin'in birçok hikâyesinin toplandığı bu kitap, insanların gönül dünyalarının zenginliğini, aşkın, sevginin ve dostluğun bütün renklerini ustalıkla sergiliyor. Mektuplar, anılar ve gerçekler başarıyla dile getirilmiş. Bu kitapta ayrıca birkaç küçük oyun da yer alıyor.
Ülkü Tamer'in on üç şiirden oluşan eseri Gök Onları Yanıltmaz, basımevince kitap olarak tescil ettirilmeyip yetkili kuruluşlara gönderilmeyince mesele hukuki zemine taşınmış ve mahkeme bu eserin bir kitap sayılmayacağı yönünde karar vermiştir.
Bu oyun ilk defa 1932 tiyatro mevsiminde Darülbedayi'de oynanmıştır. Darülbedayi 1939 sayısında oyunun reklamı yapılmıştır. Kafatası tiyatro oyunu Nazım Hikmet'in takma adları ile yazdığı eserlerinden biridir.