Ön kapağı hilal formunda ay ve güneş motifli (Hilal içinde "Senin ışığın benim yolum" anlamına gelen Latince bir deyiş yazılıdır: Lux Tua Via Mea), sırtı altın yaldız başlıklı bez dönem cildinde.
Tahirülmevlevi adıyla bilinen edebiyat tarihçisi ve yazar Tahir Olgun´un Maarif Vekaleti´ne bağlı Edebiyat Lugati Komisyonu´nda Ali Ekrem ile beraber sürdürdükleri lugat çalışmaları yürümeyince, kendisi Edebiyat Istılahları´nı hazırlamıştır. Edebiyat Lugatı ise hazırladığı bu eserinin kısaltılarak yayımlanmış halidir. *Sırt kısmı aslına uygun kâğıtla güçlendirilmiştir.
Milli Mücadele yıllarında, Zonguldak-Bartın ve Havalisi Cepheleri kumandanlığında bulunan Cevat Rıfat Atilhan, ordudan ayrıldıktan sonra yayımladığı Yahudilik ve Masonluk karşıtı yazıları ve kitaplarıyla bu alandaki literatürün en önde gelen ismi ve temel kaynağı olmuştur.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın, cin, peri, cadı benzeri doğaüstü terimlerin kötü niyetlerle kullanılarak insaların kandırılmasını konu edinen ve iki eserden meydana gelen Garaib Faturası Külliyatı'nın ilk eseridir.
Michel Zevaco´nun bu kült romanı, 1500´lü senelerin Paris´inde geçen Pardayanlar namıyla bilinen baba-oğul iki şövalyenin maceraları etrafında şekillenmektedir.
Cahit Külebi´nin her döneminden şiirlerine yer verdiği derlemesidir.
"Çok değerli arkadaşım Serdar Ünal´a sevgi ve saygılarımla" ithafıyla 2 Mart 1983 tarihinde imzalanmıştır.
Şükûfe Nihal´ın, Atatürk´ün de başucu eserlerinden olan "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" adlı eseri okuyup etkilenmesi üzerine gerçekleştirdiği Finlandiya seyahatinin hatıratı... "Kıymetli muharrir ve şair Bayan Gentille Arditty Puller´e." ithafıyla, 10 Aralık 1942 tarihinde imzalanmıştır. Hayatı boyunca İstanbul´da yaşayan ve çoğu İstanbul merkezli birçok Fransızca romana ve şiire imza atan Gentille Arditty Puller, Selanik göçmeni Yahudi bir ailenin kızı olarak 1913´te İstanbul´da, Botter Apartmanı´nda doğmuştur. Ailesi, Saray ve İpek Sinemaları’nın sahipleriydi. Yazın hayatına şiirle başlayan Puller, uzun seneler boyunca Albert Karasu’nun Fransızca gazetesi Le Journal d´Orient´de günlük yazılar yazmıştır.
Tahir Alangu tarafından hazırlanan bir Sait Faik biyografisi ve Sait Faik´in eserlerinden derlemeler...
"Sayın Sıtkı Yırcalı´ya" ithafıyla imzalanmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman ve Sultan İkinci Selim döneminde yaşamış divan şairlerinden hamse sahibi Taşlıcalı Yahya´nın, genç yaşta bir aşka düşüp terk-i diyar ederek Mısır´da kaleme aldığını ifade ettiği mesnevisidir.
İlk resmî Osmanlı vakanüvisi ve tarihçisi olan Naima tarafından kaleme alınan ve olayları kronolojik bir sıra içerisinde nakleden eser, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde çok faydalanılan bir eser olmuştur.
Edebiyatımızda bireyin iç dünyası ve kadın-erkek ilişkilerine odaklanarak verdiği eserleriyle tanıdığımız Leyla Erbil´in dördüncü kitabı olan eser, "Sevgili dost Nurer Uğurlu´ya içten" ithafıyla imzalanmıştır.
Ülkü Tamer´in, mahkeme kararıyla "kitap" olarak kabul edilmeyen, 13 şiirlik şiir dosyası… 12x18 cm boyutlarında, bir yüzüne şiir yazılmış 13 kart ve cepli dosya formunda bir kapak… İlgili kurumlara bir nüshası gönderilmediği için koğuşturmaya uğrayan bu eser, mahkeme kararıyla "kitap" sayılmadığı için beraat etmişti. Türk edebiyatının en ilginç tasarımlı ürünlerinden. "Nurer Uğurlu için sevgiyle" ithafıyla imzalanmıştır.
Edebiyat eleştirmeni ve yazar Füsun Akatlı´nın denemelerinin yer aldığı eser "Evinç abla ve Mekin ağabeye, yaşa yaşa başıma bunlar geldi, böyle oldum! Sevgiler." ithafıyla 25 Ocak 1981 tarihinde imzalanmıştır.
Cahiliye döneminin ünlü şairlerinden Züheyr bin Sülma, ölmeden önce gördüğü rüya üzerine oğulları Ka´ab ve Büceyr´e Medine´de zuhur edecek peygamberin yanına gitmeleri ve ona tabi olmalarını söylemiştir. Babalarının bu vasiyetini yerine getirmek için yola çıkan kardeşlerden Büceyr yolculuğu tamamlamış ve Hz. Muhammed´e tabi olarak müslüman olmuş; Ka´ab ise Medine yakınlarında bir yerde kalmıştır. Ka´ab kardeşinin peygamberin ümmetinden olduğunu öğrendiğinde, Hz. Muhammed ve kardeşi Büceyr´i hicveden bir şiir kaleme almıştır. Şiiri duyan Hz. Muhammed Ka´ab´ın katline ferman vermişse de Ka´ab´ın kardeşi peygamberden özür dilerse affa nail olacağını bildirmiştir. Ka´ab bu sefer peygamberi öven "Kaside-i Banet Suad" ismini verdiği kasidesini kaleme alarak Hz. Muhammed´in huzuruna çıkarak, şirini sunar ve af diler. Hz. Peygamber´in affına nail olmakla kalmayıp günümüzde Topkapı Sarayı´nda sergilenen ve "Bürde" adı verilen hırkayı peygamberden hediye olarak almıştır. Kaside böylece, hediye edilen hırkadan yola çıkılarak "Kaside-i Bürde" ismiyle ünlenmiştir.
Osmanlı sadrazamı Yusuf Kâmil Paşa tarafından Fenelon´dan tercüme edilen eser, siyasetname türünde olup Batı edebiyatından Türkçeye ilk roman çevirisidir. İlk basımı 1862 yılında yapılan çevirinin 2. baskısıdır.
"9 Safer 1979 senesi Tabhane-i Amire´de basılmıştı. Defa´i saniye olarak marifet-i acizanemle Tasvir-i Efkar gazetehanesine tab´ olundu. 15 Şaban 1279 -Şinasi"