İthaf "Turgay Gönenç dosta yıllar sonra. İzmir anısına iyi günlere rasgele. 13.3.1996" şeklindedir. Kitabın son sayfalarında alt kısımlar yırtık mevcuttur
Kafkasya Dağlıları 35-50. sayıları ve Şimali Kafkasya 1-20. sayılarını ihtiva etmektedir. Kafkasya Dağlıları dergisi 50. sayıdan sonra Şimali Kafkasya (Severnıy Kavkaz) adıyla yayın hayatına devam etmiştir. Kitabın cildi ve bazı sayfaları haliyledir.
İthaf, "Değerli Turgay Gönenç ağabeye saygı ve dostlukla, Semih Poroy, 21 Mayıs 98, İstanbul Cihangir" şeklindedir. Karikatürist Semih Poroy'un ilk karikatürleri 1975 yılında Akbaba mizah dergisinde yayımlandı. Uzun yıllar boyunca Milliyet Çocuk dergisinde ve Varlık dergisinde çalışmıştır.
İthaf, "Dostum Attila Büyüktuncay için eski günlerin anılarını tazeliyecek ve içtenlikle. Onat Kutlar" şeklindedir. Onat Kutlar, Babası Ali Rıza Bey'in hakim olarak görevli bulunduğu Alanya'da doğdu. Ailesi, babasının görevinden isitfa etmesiyle Gaziantep'e döndü. Kutlar, ilk ve orta öğrenimini Gaziantep'te tamamladı. 1953'te okumaya hak kazandığı Güzel Sanatlar Akademisi mimarlık bölümündeki öğrenimine devam etmedi. Hemen arkasından başladığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenimini de tamamlamadı. Hukuk fakültesinde okuduğu yıllardan başlayarak Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Ülkü Tamer, Konur Ertop, Doğan Hızlan, Engin Ertem, Önay Sözer gibi isimlerle üniversite yıllarında 1961'de felsefe öğrenimi görmek üzere Paris'e gitti. Paris'te sinema ile ilgilenmeye başladı. Türkiye'de üniversite yıllarında olduğu gibi Paris'te bulunduğu yıllarda da entelektüel bir çevreye sahipti. Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Selim Turan, Mübin Orhon gibi Türk sanatçılarla birarada oldu. Sinemaya duyduğu ilgi ile Henri Langlois'nin yöneticiliğini yürüttüğü Fransız Sinematek Derneği'ne kaydoldu. Onat Kutlar, ilk şiir ve hikâyelerini ilkokul yıllarında yazmaya başladı. İlk şiiri 1950’de Küçük Dergi’de, ilk öyküsü “Volan Kayışı” da Seçilmiş Hikâyeler dergisinde 1955’te yayımlandı. İlkokul yıllarından başlayarak konuşma, okuma ve yazma konusunda çok başarı olan Kutlar, öğretmenlerinin dikkatini çeken bir öğrenci oldu. Dergilerde yayımlanan eserlerinin ardından basılan ilk öykü kitabı 1959'da yayımlanan İshak ismini taşır. Dokuz hikayeden oluşan eser modern Türk öykücülüğü için önemli bir aşamayı gösterir. Demir Özlü, Ferit Edgü, Adnan Özyalçıner, Ergin Ertem, Tarık Dursun K., Muzaffer Buyrukçu, Muzaffer Erdost, Erdal Öz, Orhan Duru, Leyla Erbil, Bilge Karasu, Yusuf Atılgan ve Doğan Hızlan gibi isimlerle birlikte 1950 Kuşağı öykücüleri arasında yer alan Kutlar, kaleme aldığı öyküler ile bu kuşağın yazarlarını da etkiler. İshak, aynı zamanda büyülü gerçekçiliğin edebiyattaki yansımasının görüldüğü ilk eserlerden biri olarak kabul edilir. Onun etkilendiği yazarlar arasında Camus, Dostoyevski, Sartre ve Kafka yer almaktadır.
Turgut Uyar 1927'de Ankara doğumlu. Bursa Askeri Lisesi'ni, Askeri Memurlar Okulu'nu bitirdi. Posof, Terme ve Ankara'da subay olarak, ordudan ayrılınca da sivil görevlerde çalıştı, emekliye ayrılıp İstanbul'a yerleşti. İlk şiiri Yedigün dergisinde çıkmıştı. Kaynak dergisinin bir şiir yarışmasında Arz-ı Hal şiiri ikincilik kazanınca Nurullah Ataç'ın güvendiği şairler arasına girdi. İlk dönem şiirlerinde kişisel yaşantılarının ve çevresinin izdüşümleri üzerinde durmuştu. Sonraları (1952) toplum ve törelerle çatışan bireyin sarsıntısı diyebileceğimiz şiirler yazdı. 1950 sonrası şiirimizin biçim ve öz bakımlarından yenileştirilmesiyle İkinci Yeni'nin ilk akla gelen şairlerinden; deneme ve yorumlarıyla da günümüz Türk şiirini anlayışla, yetkili değerlendiren yazarlarımızdan biri oldu.
İthaf "Sevgili Nedim Gürsel, Adresinş Vedat Günyol'dan aldım. Benim oğlum, Paris'te matematik yapıyor. Dört yıl İsviçre'de okudu. Kendisine, gerektiğinde ağabeylik edersen sevinirim. Adresi, öteki kitapta. Başarı dileklerimle 13 Mart 1978 Nesin" şeklindedir. Asıl adı “Mehmet Nusret Nesin” olan, Türk Mizah Edebiyatı alanında ülkemizi dünyada temsil eden yazarlarımızdan “Aziz Nesin” 1915 Heybeliada doğumludur. Hayatında bir çok ödül ve başarının yanı sıra büyük zorluklara göğüs geren Nesin, yaşamında bir çok esere imza atmıştır. 1945 yılında gazeteciliğe başlayan yazar, öncesinde 1939 yılı Askeri Fen Okulu’nu bitirmiş bir üsteğmendi; fakat “görev ve yetkiyi kötüye kullanmak” suçlamasıyla görevinden alındı. Arada kalan zamanda bir süre bakkalcılık yaptı. “Markopaşa” isimli mizah gazetesinin yayımlanmasını “Sabahattin Ali” ile birlikte 1946 yılında gerçekleştirmiştir. 1947 yılında “Nereye Gidiyoruz?” adlı yazısı yayımlanmaya uygun görülmedi. Ayrıca bu yazı nedeniyle 10 ay ağır hapis, 3 ay 15 günde Bursa “emniyet-i umumiye nezareti” cezasına çarptırıldı. 1948’de “Azizname”, 1950 de “Yeni Baştan” dergisinde yayımladığı “Marksist Felsefe Dersleri” kitabının önsözünden bir bölümünü kullandığı için yine hapis cezaları ve emniyet-i umumiye nezareti cezaları aldı. “Azizname” kitabı nedeniyle aldığı 4 aylık bir ceza süresinden sonra aklanmıştır. “Kazan Töreni” isimli öyküsü ie Uluslararası mizah yarışmasında birincilik ile (Altın Palmiye) elde etmiştir ve kariyerinde bir dönüm noktasına ulaşmıştır. 1972 yılında Nesin Vakfı’nı kurmuştur. Bu vakfın amacı kimsesiz çocukları okutmaktır. Çatalca’da kurulan vakıf hala çalışmalarına devam etmektedir. 1975-1989 yıllarında Türkiye Yazarlar Sendikası başkanlığını da üstlenmiştir.
Reşit Emre Kongar, 13.Ekim.1941'de İstanbul'da doğdu. 1963 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümünü bitirdi. 1964 yılında Birleşmiş Milletler bursu ile Sosyal Bilimler eğitimi için Birleşik Amerika'ya gitti1976 yılında "Toplumsal Değişme Kuramları" konusundaki tezi ile üniversite doçenti oldu. Aynı yıl Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bölümüne eylemli doçent olarak atandı ve Bölüm Başkanlığı'na seçildi. 1978 yılında Bölüm Başkanlığı'ndan ayrıldı. İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Beş Yıllık Planların hazırlanmasında çeşitli ihtisas komisyonlarında çalıştı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde saat başı görevli, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde de fahri olarak hocalık yapmaktadır.
Osmanlı dinî ve tasavvufî kültürünün oluşmasına katkıda bulunan bu manzum eseri ile ünlenen Yazıcıoğlu Mehmed Efendi, Osmanlı döneminin mutasavvıf şairlerindendir.
Sanskritçe, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran koluna bağlı bir dildir. Hititçe ve Miken Grekçesinden sonra kaydedilmiş en eski Hint-Avrupa dili olmaktadır. Kitabın künyesinde Ermenice damga bulunmaktadır.