İthaf, "Turgay'a 7.2. 63 komisyon, Fikret Adil" şeklindedir. Romen yazar Ionesco'nun birçok sahne gören oyunlarından biri olan Gergedan, 40'lı yıllarda Nazi iktidarını irdelemektedir.
To Which is Added, Birinci Cild, John B. Newman, New York, 1847 tarihli, 285 sayfa, 15x23 cm. XIX. Yüzyıl'da Botanik üzerine yazılmış en mühim eserlerden biridir.
"… Fındık ihracatı için en büyük iskele Giresun olduğundan burada fındığın içe tahvil ameliyatı ayrıca bir aile zanaatı şeklini kesb etmiştir. Giresun'da her bir evde bir değirmen bulundurularak, şu sayede aileye mensub bilumum eşhasa iş tedarik edilir. Ahalinin ekserisi ise bu yüzden mayişetini temin ettiğinden, makinelerin isti'maline ahali şiddetle muhalefet etmiş ve hükümet dahi arzularını tervic etmiş olmakla, elyevm işbu makinelerin isti'mali Giresun'da tatbik edilmemiştir…"
Turgut Uyar'ın ilk defa 1981'de Toplu Şiirler başlığı altında yayınlanan tüm şiirleri 1984'te Büyük Saat ismiyle ikinci kez toplu şekilde neşredilmiştir.
İthaf, "Attila'ya Nur Doğan'dan, 13.4. 1959" şeklindedir. Aylak Adam, Türk yazar Yusuf Atılgan'ın 1959'da yayımlanan ilk romanıdır. "Kış", "ilkyaz", "yaz" ve "güz" olmak üzere dört "mevsim" başlığından oluşan eserde mevsimlerden kış, ilkyaz ve yaz kendi içlerinde yedi bölüme ayrılırken güz mevsimi dört bölüme ayrılmaktadır. 28 yaşlarında, içerisinde hizmetçilerin olduğu evde çocukluğunun geçtiği söylenen, kumar düşkünü babaya sahip bir roman karakteri olan C.'nin hayatına anlam verecek değeri arama çabası romanda anlatılmaktadır. 1958 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü'nde ikincilik kazanan Aylak Adam'da bilinç akışı, iç monolog, diyalog, geriye dönüş, günlük, mektup ve leitmotif tekniği kullanılmıştır. Roman, farklı karakterler ve anlatıcılar tarafından anlatılmaktadır.
13 Nisan 1914'de, İstanbul'da doğdu. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdiyse de yarıda bıraktı. On beş günde bir çıkan, iki sayfalık "Yaprak" dergisini yirmi sekiz sayı sürdürdü. Dergiyi çıkaramayacağını anlayınca Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a gitti. Cerrahpaşa Hastenesi'nde, 14 Kasım 1950'de, beyin kanamasından öldü.
Gülten Akın, 1955’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1956’da Yaşar Cankoçak’la evlendi. Avukatlık ve öğretmenlik yaptı. 1980 sonrası İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi demokratik kitle örgütlerinde kurucu ve yönetici olarak çalıştı. Şiirleri İngilizce, Almanca, Flamanca, Danca, İtalyanca, Bulgarca, Arapça, Lehçe, İspanyolca ve İbraniceye çevrildi, çeşitli akademik çalışmalara konu oldu. Kırkı aşkın şiiri bestelendi. Kimi kısa oyunları yurtiçinde ve yurtdışında sahneye kondu. Şiir kitaplarıyla pek çok edebiyat ödülü aldı. 2004 TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçildi. 2006 Yunus Emre Şiir Ödülü’nü, 2008 Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü, 2008 Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Hizmet Ödülü ve 2014 Metin Altıok Şiir Ödülü’nü aldı
İthaf "Turgay Gönenç'e dostça 11.9.77" şeklindedir. Kemal Özer 1968 senesinde Konya'da doğdu. Gazeteciliğe 1988'de Türkiye'de Yarın Gazetesi'nde başladı. Çeşitli medya kuruluşlarınca muhabir, editör, yayın danışmanı, haber müdürü, genel yayın yönetmeni gibi görevlerde bulundu. Muhtelif sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. Bilişim ve kamuoyu araştırma şirketlerinde çalıştı. Radyo programları hazırladı. 2015-2018 yıllarında Yeni Söz Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttü. Aralık 2018 itibariyle Albayrak Medya Holding (Yeni Şafak) medya grubuna ait yayın organlarından Haftalık Haber Dergisi Gerçek Hayat'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yürütüyor.
İthaf "Sayın Dost Attila Büyüktunçay'a en iyi dileklerle" şeklindedir. Şair Nurten Çelebioğlu 1930'da Ünye'de doğdu. Şiirleri Varlık Kıyı ve Damar dergilerinde yayınlandı. İlk şiir kitabı Islak Gün (1964) ile 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışmasında başarı ödülü kazanmıştır.
İthaf, "Hem yazar şair hem de avukat olan benim arkadaşım Müşür Kaya Canpolat'a, Balaban, 27 Haziran 1992" şeklindedir. Ressam İbrahim Balaban, 1921'de Bursa'da dünyaya geldi. 1937 yılında hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi. Cezaevinde resim yapmaya başladı. Altı ay hapis ve 16,000 lira da para cezasına çarptırılmıştı; ancak para cezasını ödeyemeyince, para cezası üç yıl mahkûmiyete çevrilmiştir. Cezasının bitmesine çok az bir zaman kala dört mahkûmun saldırısına uğrayan Balaban, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği gün düğün evini basan hasmını öldürmesiyle yeniden cezaevine girdi. 1942 ile 1944 ve 1947 ile 1950 yılları arasını Bursa Cezaevi'nde geçirdi. Balaban, Bursa Cezaevi'nde kendisinden 20 yaş büyük olan Nâzım Hikmet'la tanıştı. Onun desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’i hikâyeci, Balaban’ı ise ressam olarak yetiştirmek istiyordu.
Yahudilikte Teilim olarak anılan Zebur, Tanah'ın bölümlerinden biridir. Çoğu David Hameleh [Kral Davut] ve Şlomo Hameleh [Kral Süleyman] tarafından yaklaşık M.Ö. 560 yıllarında yazılmış ilahi formunda 150 şiirdir.
Osmanlı tarihçisi ve devlet adamı Tayyarzâde Atâ Bey, yaptığı devlet hizmetlerinden ziyade beş ciltlik Târîh'i ile ün kazanmıştır. O zamana kadar kullanılmamış bazı kaynaklardan da faydalanarak kaleme aldığı bu eser, saray ve özellikle de Enderun teşkilatı için oldukça önemli olmuştur.
Türkiye'de Sanat Tarihi alanında en önemli şahsiyetlerin başında gelen Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun incelemelerini de barındıran, genel olarak 17. yüzyıl Surnâmelerinde bulunan minyatürleri ele almaktadır.