"Fıtrat-ı beşerde ne kadar lakayt veliyy-i vefa olursa olsun her kavim ve insanın tebcil ettiği mukaddes bir fikir ve emel yolunda ve vatan yolunda d,n yolunda"
Yazı: "Hasbünallahu ve ni´me´l-vekîl"
Manası: Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir.
Hattat Kasım Kara, merhum Prof. Dr. Fevzi Günüç´ten sülüs-nesih icazetlidir. Fevzi hoca´nın az sayıda icazetli talebesinden biridir. Halen Bursa´da çalışmalarına devam etmektedir.
Meali: "Zekeriya ne zaman mihraba girse, onun (Meryem) yanında yiyecek bir şey bulurdu."
Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine intikal eden önde gelen hattatlarımızdan olan Macid Ayral (ö. 1961), hat öğrenimine ilkokul sıralarında başlamış; babasının teşvikiyle girdiği Medresetü'l-Hattâtîn'de eğitimini tamamlamıştır. Hulusi Yazgan'dan talîk icazeti alan Ayral, Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer'le de celî sülüs hattını ilerletmiştir. Sülüste Şefik Bey'in tarzını benimseyen Ayral, yaklaşık yarım asırlık sanat hayatı boyunca yazılarında "Mâcid", "Hüseyin Mâcid" ve "Mâcid b. Zühdî" imzalarını kullanmıştır.
Orta kısmında yer alan satırlarda, "Aziz ve Vehhab olan Allah´ın yardımıyla harfler tamam oldu" anlamına gelen, "Temmeti’l-hurûf ül-müfredatü bi-avnillâhi’l-meliki’l-azizi´l-vehhab" ve Peygamber döneminde de kullanılan Arap alfabesinin ilk düzeni olan "Ebced, hevvez, huttî, kelemen, sa´fes, karaşet, sehaz, dazığlen" yazılıdır.
İstanbul'da doğdu. Ailesi ve eğitimi hakkında bir bilgi yoktur. Saray-ı Hümayun bendeganından olmasına bakılırsa, Enderun-ı Hümayun'da yetiştiğini söylemek mümkündür. Hüsn-i hattı “deli” lâkabı ile marûf olan Afif dâmâdı Seyyid Osman Efendi’den öğrenerek icâzet aldı. Hatta hocasına dâmad dahi oldu. Resmî mesâ’îsi hâricinde müstensihlik ve talim-i hat ile meşgul olan hattâtînden olduğu anlaşılmaktadır. Vefat tarihi ve medfeni tespit edilememiştir.