Okunuşu: Yessirû velâ tüassirû ve beşşirû velâ tüneffirû ve bihi´l-avnu Anlamı: Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin.
BURSALI RAŞİD EFENDİ, Testereci esnâfindan Haci Alî Aga’nin oglu olarak H. 1265/M. 1849´da Bursa’da doğdu. H. 1286/M. 1869´da medrese tahsili Istanbul’a gitti. Bursa’da iken Ibrahim Sükûtî Efendi’den ve daha sonra Mehmed Sa’deddîn Efendi’den aklâm-i sitte mesketmis oldugundan, Istanbul’da da Sefîk Bey’den ders almaya basladi. Ancak babasinin vefâti üzerine memleketine dönmek zorunda kalinca meske ara verdi. Bursa´da Mekteb-i Rüsdî’nin hatt-i sülüs muallimligine tayin edildikten sonra, yarim kalan meskini tamamlamak için her sene Istanbul’a giderek, bir ay müddetle Sefîk Bey’in dersine devam ederdi. Hatta bu süreyi uzatip derslere muntazaman devam edemedigi için uyari dahi almisti. Bursa Mekteb-i Rüsdîsi’nin kapatilmasindan sonra da Bursa Inâs Rüsdî Mektebi’nin sülüs muallimligine tayin olundu. H. 1311/M. 1894 senesinde hocasinin vasitasiyla Erkân-i Harbiye Dâiresi hattatligina tayin olununca Istanbul’a tasinarak, Bâyezid Medresesi yaninda bir eve yerlesti. Mesrutiyet´in ilanindan sonraki düzenlemede emekliye sevkedilene kadar bu görevde kaldi. H. 19 Ramazân 1344/M. 13 Nisan 1926 tarihinde vefât etti. Eyüp Kabristâni’nda medfûndur.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
Alt kısmında Osmanlıca "Muhterem Hocamız Kilisli Rifat'ın El Yazısı, 28-3-1939" yazılıdır. * Arapça, Farsça, tarih, coğrafya, akaid, dinî ilimler ve ceza hukuku dersleri öğretmenliği yapan Kilisli Rifat Bilge, uzun meslek hayatında mevkice kayda değer bir yükseliş görmemiş ancak Türk dili, kültürü ve tarihinin nadir eserlerini ilim dünyasına kazandırma yolunda gerçekleştirdiği çalışmalarla adını duyurmuştur. İstanbul'daki vakıf kütüphaneleri ile kitap meraklılarının zengin özel kütüphaneleri üzerinde gösterdiği çabalarla kültür mirasının korunmasındaki etkisi oldukça önemli olan Rifat Bilge, Türkçe'ye yerleşmiş Arapça ve Farsça kelimelerin yerini tutacak karşılıklar bulunmasında da büyük yardım sağlamıştır.
Dîvân-ı Hümâyûn Mühimme Odası hulefâsından ve Târikat-ı Şa’bâniyye meşâyihinden Alî Necîb Efendi’nin oğlu Mustafa Ferîd Bey Şevkî Efendi’den sülüs, nesih ve icâze yazılarını meşketmiş olan Ferîd Bey, Dîvân-ı Hümâyûn’da bulunduğu esnâda Sâmî Efendi’den de tuğra, dîvânî ve celî dîvânî öğrendi. Daha ziyâde fermân, berât ve menşur gibi resmî yazılarıyla uğraştığı gibi 1914 yılında açılan Medresetü’l-hattâtîn’de de bir müddet divânî ve celî-dîvânî muallimliği yaptı.
Son dönem hat ustalarından Hâmid Aytaç´dan kûfi, sülüs, nesih, ta´lik, divani, celî divani olmak üzere 6 çeşit yazıdan icazet alan Turan Sevgili, Suudi Arabistan´daki bir yayınevi için Kur´an-ı Kerim yazarak büyük ilgi görmüştür. Ünlü hattatların portre ve eserlerini içeren Hattatlar Albümü´nü hazırlayan sanatçı, 1963 yılından beri Cağaloğlu´nda profesyonel olarak hattatlık ve ressamlık yapmakta ve talebeleriyle bu sanatı gelecek nesillere taşımaktadır.
H. 1321/M. 1903 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta eğitimini orada tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek Sanayi’-i Nefise’de Resim Şu’besi’ne kaydoldu. Buradan me’zun olduktan sonra Türk Ressamlar Birliği’ne üye oldu. 1930 yılında açılan Avrupa Konkuru’nu birincilikle kazanarak Avrupa’ya gitti. Zamanın önde gelen san’at merkezlerinde çalışma ve tedkiklerde bulunma fırsatı buldu. Yurda döndükten sonra İzmir, Konya, İstanbul’daki muhtelif liselerde resim öğretmenliği yaptı. Özellikle 1934-1936 yılları arasında bulunduğu Konya’nın step karakteristiğini yansıtan, Selçuklu ve Mevlana temalı resimleriyle buyük ün kazanınca, 1936 yılında ögretim üyesi olarak Güzel San’atlar Akademisi’ne atandı. 1937-1938 yıllarında Atatürk’ün arzusuyla, Sovyetler Birliği’nin Moskova, Leningrad ve Kiev şehirleri ile, Avrupa’da Bükreş, Belgrad, Atina, Paris, Hollanda, Belçika, Viyana’da kişisel sergiler açdı. Bu sergiler sayesinde Avrupa’da da tanınan bir ressam oldu. 1966 yılında emekli olana kadar aralıksız otuz yıl öğretmenlik yaptı. Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde yapılan sergilerde 1966, 1973, 1980 ve 1982 yıllarında ödül aldı. Ayrıca dört devlet ödülü kazandığı gibi 1986 yılında da Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’ne değer görüldü. 1987’de Mimar Sinan Üniversitesi’nin kararıyla fahrî profesörlük ünvanı verildi. 20 Nisan 1990 tarihinde vefat etti.
Yazıların manaları: "Bir kavmin efendisi, o kavme hizmet edendir.", "Mukadder olan (kaderde belirlenen) şey değişmez.", "Maşaallah", "Bir kavmin efendisi, o kavme hizmet edendir." (sülüs istif)
*Yazılar eski dönemlere ait değil, günümüze yakın tarihlerde yazılmış yazılardır.
Emin Barın, 1913 yılında Bolu’da, hattat ve mücellid Mehmed Tevfik Efendi’nin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğreniminin ardından İstanbul’a giderek Dârü’l-muallimîn’e girdi. Maarif Vekâleti’nin sınavını kazanarak Almanya’da yazı ve cilt eğitimi alma hakkı kazandı. Gitmeden önce İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde Kâmil Akdik’ten hat, Necmeddin Okyay’dan klasik cilt sanatı dersleri aldı.
1937’de Weimar’a giderek Prof. Dorfner’den cilt, Hamburg Kitap Fuarı’nda ödül kazandıktan sonra Leipzig’de Prof. Thiemann’dan modern yazı, Prof. Wiemeler’den ise cilt alanında ihtisas yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra Millî Eğitim Basımevi ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde görev aldı. 1968-1971 arasında Gülbenkyan Müzesi’ndeki İslami yazmaların restorasyonu için Portekiz’de bulundu. 29 Aralık 1987’de vefat etti.
Arapça ketebenin tamamı ‘Unzur keyfe ketebe ve lime ketebe Kâtibü’s Sultan Bayezid’ şeklinde olup, Türkçe manası ‘Bak! Sultan Bayezid’in katibi nasıl ve ne için yazdı! şeklindedir. Sülüs karalamanın bir parçası kopuk ve bazı yerlerinden katlı vaziyettedir.