"Yetişmez mi bu şehrin halkına bu nimet-i bari / Civarında rasülün bunca ashab mededkarı / Hususen ehl-i tevhidin ne şanlı bir sepehdarı / Mücahid fi sebilillah Eba Eyyüb el-Ensari"
Eserin ketebe bölümünde hattat kendisini "Küttâbi-i hazret-i şehriyâri ve Kalkandelenli Şeyh Mustafa Rûhî Efendi'nin mahudûmu kulları Ali Sabrî" şekinde tanıtmıştır.
Sabri Kalkandelen, (1862-1943) Bugünkü Kuzey Makedonya bölgesinde doğdu. Kalkandelenli Şeyh Mustafa Rûhî Efendi'nin oğludur. Şair, Hattat, ve kütüphanecidir. 2. Abdülhamid devrinde Yıldız Kütüphanesi (İmparatorluk Kütüphanesi) müdürü oldu. Sultan'ın hal'inden sonra görevine devam etti. Cumhuriyet devrinde İstanbul Üniversitesi kütüphünesinin başında bu görevine devam etti. Sultan 2. Abdülhamid hal'edilince sarayı yağmalamaya gelen kalabalığa inatla direnerek kütüphaneyi korumuştur. Kütüphane kapısının önüne yatarak kimseyi geçirmediği, yağmacılara silah çekerek "Cesedimi çiğnemeden kimse içeri giremez!" diyerek direndiği anlatılmaktadır. İstanbul Üniversitesi'ndeki divanların ve diğer eserlerin açıklamalı katalogunu hazırladı. Emekliliğinden vefatına kadar tasnif heyetinin başında görevine devam etti.
1897 Türk-Yunan Savaşı´na tarih düşen ve Sultan 2. Abdülhamid´in adının altın harflerle yazıldığı şiir. Yunanistan Krallığı´nın, Osmanlı idaresindeki Rumların isyanına çalışması üzerine Osmanlı devleti Yunanistan´a savaş açmış, Osmanlı ordusu Rusya ve Avrupa devletlerinin baskısıyla Atina´ya yürümekten vazgeçmiştir. Şiir, Tesalya´da geri alınan toprakların tebriki için yazılmıştır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
“İsmail Hakkı el-maruf bi-tuğrakeş-i divan-ı humayun” şeklinde kendi ismini tuğra formunda meşk etmiştir. Ketebehu ve zehebehu (yazan ve tezhipleyen) istifi denemiştir.