Kamil Ülgen, sülüs ve Sâmî Efendi’nin tedrisinde geliştirdiği celî sülüste zamanının önemli hattatları arasına girmiştir. hattatları girmiştir. Nûr-ı Osmâniye Cami’ndeki meşkhânede Bakkal Ârif Efendi’nin derslerine devam ederek, sülüs ve nesihten icâzet almıştır. Millî Mücâdele’nin ilânı üzerine Ankara’ya giden Kâmil Ülgen, Büyük Millet Meclisi’nin açılışında bir müddet Meclis ve Vilâyet matbaalarının hattatlığını yapmıştır.
Zerendut, ezilmiş varak altının mürekkep hâline getirilerek, önceden hazırlanmış yazı kalıbının içinin fırçayla doldurulması ile oluşturulan hat eserlerine verilen addır. Günümüzde akrilik yaldız ile de bu uygulama yapılmaktadır.
Yazı, "Peygamberimizi ma´nada görmek için bu salavatı yüz bir kere oku: Bismillahirrahmanirrahim Allahümme salli alâ ruh-i Muhammedin fil ervahi ve alâ cesedihî fil ecsâdi ve alâ kabrihi fil kuburî" şeklindedir.
“Kim Hüsn-i hat ile yazarsa ona cennet vardır”
Yazının yanında İbrahin Afif Damadı Osman Efendi’nin nadir bir mühürü mevcuttur. Yazı tarzından ve kalitesinden hareketle büyük ihtimalle Osman Efendi’ye ait olduğu kanaatindeyiz.
Eserin ön yüzünde hilyelerde yazılan muhakkak besmele, sülüs "ve ma erselnake" ibaresi ve nesih olarak Hz. Ali'den nakledilen hilye-i şerife metni yazılıdır.
Arka yüzünde Besmele Kasidesidesi'nden talik beyitler yazılıdır. Halim Efendi, kendisine mahsus kırmızı mürekkebi kullanmıştır.
OSMAN REBİİ ÖNOL
Hattat padişahlarımızdan Sultan 3. Ahmet ve Reisülhattatin Muhsinzade Abdullah Bey ile Hattat Muhsinzade Mehmet Rahmi Bey ahfadından, hattat ve emekli Kurmay Kıdemli Albay Osman Rebii Önol, 1915 yılında İstanbul´da doğdu. Kısa bir süre Saim Özel ve beş yılı aşkın bir süre Hasan Çelebi´den sülüs, nesih ve celi sülüs meşk etti.
Yazı: "Rabbi yessir ve lâ tuassir rabbi temmim bi´l-hayr ve bihî nestaîn âmîn yâ muîn"
Manası: Rabb´im kolaylaştır, zorlaştırma, hayırla tamamlat. Ancak senden yardım dileriz. Amin, ey kullarına yardım eden."
Okunuşu: "Ve nünezzilü mine´l-kur´âni mâ hüve şifâün ve rahmetün li´l-mü´minîn"
Meali: "Biz Kur´an´dan, müminlere gönüllere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz."
Hâfız Mustafa İhsan Bey (1871-1937) İstanbul doğumludur. Mekteb-i Harbiye hattatı Vahdetî Bey´den sülüs meşketmiş icâzesini Kâmil Akdik´ten almıştır. Daha sonra Nazif Efendi´den ders alarak hat sanatında ilerlemiştir.