Osmanlıca risalelerden biri Şeyh İsmail'e ait olup, "Hayru'n-nas zümresine dahil olmak ümidiyle ber-vech-i küstâhâne Türki dil üzere imandan ve İslam'dan birkaç mesail cem etdim." ifadesi ile sunulmuşken diğer risale, "Bu kitabda beyan olunur inşallahu teala kalbimizle inanub dilimizle ikrar ederiz ki Allahu Teala vardır, şeriki ve naziri ve veziri yokdur..." şeklinde sunulmuştur.
"Bunların arasında önemli bir iş çözdüğünde esmayı tilavet etmek, zira tilavet eden onu bilmese de bu Allah´ın kendi kendini övmesidir, ve ekmeli vücudun sırrı olan Mustafa´ya salat ve selam etmek yer alır."
Abdullah Zühdî(ö.1878); Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den sülüs ve nesih eğitimini tamamlayarak icazet almıştır. Nûr-ı Osmâniye Mektebi’nde ve Mühendishâne-i Berri-i Hümâyûn’da yazı ve resim muallimliği yapmıştır. Ömrünün son yıllarında Mısır’a yerleşerek orada yaşayan Zühdî, dinî ve resmî yapıların yazılarını ve Mısır banknotlarını yazmıştır. Abdullah Zühdî hattın intizâm ve insicâmında ve istifte mükemmel bir maharete eriştiği gibi kara kalem resimde de maharetlidir.