Mustafa Halim Özyazıcı(1964): Döneminin önde gelen hattatlarından dersler alan sanatçı, uzun yıllar farklı mekteplerde hüsn-i hat muallimliği yaptı. Celî sülüs hatlarını, alışılageldiği gibi önce küçük yazıp satranç usulüyle büyüterek değil; daha başlarken kurşun kalem veya füzenle tasarlayıp provasız, doğrudan celî kalemiyle ve çok süratle yazabiliyordu. Bu durum Mehmed Şefik Bey gibi ender birkaç üstatta daha görülmüştür. Yazı türlerinin hepsinde maharetli olan Halim Efendi Latin yazısının da her türlüsünü en güzel şekilde yazmıştır.
Osmanlılarda feraşet kelimesi; cami, medrese, mektep, kervansaray vb. vakıf eserlerin, temizliğinin yanı sıra halı ve kilim gibi mefruşatı ile ilgilenme hizmeti için kullanılırdı. Ferraşlık görevinin en üst derecesi Mekke´de Harem-i Şerif ile Medine´de Ravza-i Mutahhara´nın süpürülmesiydi ki hanedan mensupları ile ileri gelen bazı kişiler, "feraşet-i şerife" olarak adlandırılan bu görevden belirli bir pay alıp bunu şeref ve manevi huzur için vesile saymışlardır.
Sülüs kısım: "Kim bir kimseyle olan tartışmasını haklı olduğu halde terk ederse, onun için cennet bahçelerinde bir ev yapılır."
Nesih kısımdaki hadis-i şerifler: "Rabbini zikreden ile zikretmeyen ölü ile diri gibidir." ve "Rasulullah ´Müferridler öndedir´ buyurdu. Ashab ´Müferridler kimdir´ dedi. Rasulullah ´Allah´ı çokça zikreden erkek ve kadınlardır´ dedi." hadis-i şerifleri.
İstanbul'da doğan Mehmed Tevfik Efendi, Sultan Ahmed Camii'nin baş imamı Hafız Hüseyin Efendi'den ve Kazasker Tikveşli Yusuf Ziyaeddin Efendi'den ilim icazeti almıştır. Babasının vefatının ardından Sultan Ahmed Camii hatipliği vazifesine getirilen Tevfik Efendi, 1898'de Huzur derslerine muhtap tayin edilmiştir. Sultan Ahmed Camii hatipliğinin yanında Aksaray Valide Sultan Camii'nde ser-müezzinlik yapmıştır. Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin talebesi Nakibü'l Eşraf Mehmed Hilmi Efendi'den sülüs ve nesih yazıları meşk ederek icazet almıştır. 1914 senesinde vefat etmiştir.
"Letüftahanne´l-Kostantiniyyetü fe leni´me´l-emîru emîruhâ, ve leni´me´l-ceyşü zâlike´l-ceyş.
Cennetmekân-ı firdevs-i âşiyân es-sultân ibni´s-sultân Ebü´l-Feth ve´l-megâzî Sultân Mehmed Han aleyhi´r-rahmeti ve´l-gufrân."
Anlamı: "Kostantiniye feth edilecektir. Onu alan komutan ne güzel komutan, onu alan ordu ne güzel ordudur."
İcazet metninde diğer icazet ibarelerinden farklı olarak “bu güzel yazı akıl sahipleri katında kıymetli hattatlar topluluğuna sunuldu, onlar da ben de icazet verdim.” ifadesi geçmektedir.
Beyitlerden önce sülüs bir "Hu" yazılmış, dini bir şiirin bir mısrası nesih bir mısrası celi divani yazı ile yazılarak tamamlanmış ve celi divani ile ketebe yazılmış.