"Uyum" anlamına gelen ve tesirli dualar ve şifalı olduğuna inanılan belirli ayetler veya isimlerin belirli oranda yazılarak veya okunarak işlenmesi demek olan vefk, harflerin tek olarak veya terkip halinde özelliklerini konu edinen hurûf ilminin bir koludur ve harf ile rakamların birtakım sihrî anlamlar taşıdığı düşüncesine dayanır. Bir tabloda yer alan kutucuklar içine belirli zaman ve şartlarda belli kurallarla sayılar, sayı değerindeki harfler ya da kelimeler yazılmasıyla elde edilir.
Hattat Halim terekesinden çıkan yazılardandır. Topkapı sarayında bulunan Şevki Efendi´nin hayli küçük ebattaki hilyesine bir nazire olarak yazıldığı düşünülmektedir.
Seyyid Osman Efendi [Deli Osman] İstanbul’da doğdu. Aklâm-ı sitteyi evvelâ Müsta’itzâde Süleyman Efendi talebelerinden Kethüda Kalemi'nden Çengelköylü Hacızâde Mustafa Efendi’den meşkederek icazet aldı. Saray-ı Hümayun hocalarından Hocapaşalı İbrahim Âfîf Efendi’ye devam etti. Şeyh Hamdullah ekolünde kısa zamanda ilerleme kaydederek hocasının takdîrini kazandığı gibi, dâmâdı olma şerefini de elde etti. Yine hocasının himmetiyle evvelâ Mukabele-i Süvârî Kalemi hulefâsından olup senelerce hizmette bulundu. Daha sonra Sadâret Mektûbî Kalemi’ne nakledildi. 1805 senesinde vefât etti. Karacaahmet’te Şeyh Hamdullah’ın civârında medfundur.
Okunuşu: “El-Hakku ya´lû ve lâ yu´lâ aleyh"
Anlamı: "Hak üstündür ve ona üstün gelecek hiçbir şey de yoktur”
İnce pervaz içerisi tezhiplenmiş dış pervazı Necmeddin Okyay ebrusu ile murakkalanmıştır.
Hatt-ı Gülzâr: Hat eserlerinde yazı kalıplarının içini çiçekli motiflerle doldurarak yapılan eserlere verilen isimdir.
Bu eser Necmeddin Okyay´ın talebesi Doktor Sadi Belger tarafından celi talik olarak yazılmış ardından Süheyl Ünver tarafından altınla çiçeklendirilerek müstesna bir hatt-ı gülzar örneği ortaya çıkmıştır.
Nadir bir hat sanatı örneği ve İki sanatkarımızın göz nuru bir eserdir.
Okunuşu: "La takrabu´s-salate ve entüm sükara" Anlamı: "Sarhoşken namaza yaklaşmayın" Nisa Suresi 43. Ayet.