Yazının pervazındaki ebru, Necmeddin Okyay hatip ebrusudur.
Eserde, Muhibbî mahlası ile şiirler yazan Kanuni Sultan Süleyman´ın şağlığın kıymetini anlattığı meşhur beyti yazılıdır.
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi /
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"
Manası: İnsanlar için devlet, güç, kudret sahibi olmak en itibarlı şeydir. Halbuki bu, bir nefeslik süredeki sağlık kadar kıymetli olamaz.
Karalamaları ile meşhur ve "Karalamacı Hamdi" namı ile maruf olan Seyyid Mehmed Hamdi Efendi, Seyyid Ahmed Efendi´nin oğlu olarak Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Hüseyin Hablî’den sülüs ve nesih hatlarında icazet almıştır. İcâzetini aldıktan sonra mekteblerde hat muallimliği yapmış, sanattaki istidadı anlaşılınca Galata Sarayı Ocağı’na hüsn-i hat muyid Ahmed Efendi´nin oğlu olarak Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Hüseyin Hablî’den sülüs ve nesih hatlarında icazet almıştır. İcâzetini aldıktan sonra mekteblerde hat muallimliği yapmış, sanattaki istidadı anlaşılınca Galata Sarayı Ocağı’na hüsn-i hat muallimliğine getirilmiştir. Vefat ettiği sene 1785'tir.
Eserin ketebe bölümünde "Arif Remzi Efendi" adlı bir zata ithaflı olduğu ifade edilmektedir. Eserin pervazlarında eski dönem ebruları ve altın cetvelleri bulunmaktadır.
Hazîne-i Nebevi veznedârı Alî Rızâ Efendi’nin oğlu olarak Taif’te doğdu. Tahsilini Medîne’de tamamladıktan sonra H. 1297/M. 1880’de mahalli idarelerde kâtib olarak çalışmaya başladı. Sadrâzâm Said Paşa’nın himayesinde gittiği İstanbul’da Sadâret Mektubî Kalemi’ne memur olup müdür muavinliğine kadar yükseldi. 1912’de memuriyeti kağvedilince emekliye sevkedilen ve bir müddet Düyûn-ı Umûmiyye’ye devam eden Abdullah Hâşim Bey, buradaki görevi sona erdikten sonra geçim sıkıntısına düşmüş ve Bayezid Medresesi’nde bir odaya sığınmıştır. Daha sonra Ankara’daki kızının yanına gitmiş ve 1930’lu yıllarda vefât etmiştir.
Eser her ne kadar ketebesiz olsa da yazı tavrı, kalitesi ve meşkedilen ibarelerden hareketle Karalamacı Hamdi Efendi´ye ait olması kuvvetle muhtemeldir. Eserin pervazlarında eski dönem ebruları ve altın cetvelleri bulunmaktadır.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Abdülkadir Saynaç, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın torunlarından Ahmed Tevfîk Efendi’nin oğlu olup Kayseri'ye bağlı Tavlasun'da doğmuştur. İlk tahsilini memleketinde tamamladıktan sonra 1898’de İstanbul’a giderek Arnavud Hoca Hasan Necmeddin Efendi’nin Fatih Cami’nde dersine devam etti. İcazetname aldıktan sonra başladığı Darü’l-fünun İlahiyat Şubesi’nden de 1912’de şahâdetname aldı. 1903’de Meşihat Dairesi Mektubi Kalemi’nde başladığı memuriyete, hilafetin kaldırılmasına kadar devam etti. Bu tarihte İstanbul Müftülüğü'ne dönüştürülen dairenin evrâk kaleminde, yaş haddini dolduruncaya kadar çalışmaya devam etti. Bundan sonra Dâmad İbrahim Paşa'nın Şehzadebaşı'ndaki caminde, vakfiye mucibince vaizlik görevini ifa eden Abdülkadir Saynaç, 1967 senesinde vefat etti. Edirnekapı Mezarlığı'nda medfundur. Bakkal Ârif Efendi’den başladığı sülüs ve nesih meşkini, ölümü üzerine Reisü’l-hattatîn Kâmil Akdik’den tamamlayarak icâzet almıştır. Birkaç sene de Medresetü’l-hattatîn’e devam etmiştir. Eserleri, ölümünün ardında Hadâ’ikü’l-hutut adı ile Mustafa Necâüddîn tarafından İstanbul'da neşredilmiştir.
Osmanlı Hekimbaşısı, Şair ve Hattattır. Özellile Tıp alanında eserleri vardır. İstanbul Kadılığı gibi vazifeler yerine getirmekle beraber 3. Mustafa´nın takdirine ve iltifanına nail olmuş ve Hekimbaşılık makamına kadar terfi etmiştir. Özellikle Talik hatta önemli bir mevki vardır. Abdulbaki Efendi ve Durmuşzâde´den maşkedip İran tavrı talik yazıya İstanbul tarzı yeni bir yorum getirmesi nedeniyle "İmâd-ı Rûm" olarak anılmaktadır. Mehmed Esad Yesâri ve Eğrikapılı Mehmet Rasim efendiler başta olmak üzere hat tarihimizin önemli hattatları kendisinin talebesidir. Ayrıca 60 yaşından sonra talebesi Eğrikapılı Mehmed Rasim Efendi´den sülüs-nesih meşketmiş ve icazet almıştır. Cemâziye’l-evvel 1183/M. 8 Eylül 1769 tarihinde doksan yaşına yaklaşmış olduğu hâlde vefât etmiş ve Koğacı Dede Türbesi hazîresine defnedilmiştir.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.