Osmanlı fakihi olan Halebî'nin, Sedidüddin Kaşgari'nin Münyetü'l-Musallî adlı eserine yazdığı şerh olup, taharet ve namaz konularını Hanefî fıkhına göre ayrıntılı biçimde ele alan ve medreselerde uzun süre ders kitabı olarak okutulan eserdir.
Bir Katolik papazı iken İslam dinini benimseyen Abdullah et-Tercümân'ın Hristiyanlığa reddiye olarak kaleme aldığı Tuhfetü'l-Erîb, Muhammed b. Şaban'ın satır aralarına yaptığı Türkçe tercümeden sonra Tahiyyetü'l-Esrâr adı ile 1603'te Osmanlı Padişahı 1. Ahmed'e sunulmuştur.
Kelam, usul ve dil alimi olan el-İcî, İlhanlı Sultanı Olcaytu Han döneminde kadılık görevi yürütmüş ve Han'ın yanında seferlere katılan seyyar medresede müderrislik yapmıştır. İstidlal yolu ve yöntemlerini konu alan ve nazar ilminin kurallarını içeren bu risalesi ise [Risaletü'l-Adudiyye], medreselerde asırlarca okutulmuş ve üzerine çok sayıda şerh ve haşiye yazılmıştır.