Yazının aslı muhtemelen Osmanlı dönemi hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendi´nin talebelerinden Mehmed Zekai Dedeefendi´nin talebesi Aziz Azmi Efendi´nin yazısıdır. Bu lottaki zerendut levha Aziz Azmi Efendi´nin yazısının kalıbından günümüze yakın bir tarihte yapılmıştır.
Yazı: "Şerefü´l mekan bi´l-mekîn"
Manası: Bir mekanın şerefi, o mekanda bulunanlara göredir.
"1940 tarihinde Sultanahmet Cami-i Şerifi´nin cümle kapısı tamiratı sırasında, mezkur kapının üstüne tesadüf eden küçük kubbenin bâlâsında yazdığım işbu yazıyı Maarif Matbaası´nda müstahdem çinkograf ustası Tevfik Efendi´nin oğlu Mustafa Bey tarafından fotografisi alınıp matbaa-i mezkurede yeni harfler hattatlığı yapan sabıkan Matbaa-i Askeriye´de birlikte askerliğimizi hattatlıkla yaptığımız Hattat Şevket Efendi tarafından bir nüshası alınıp gönderildi. fi 15 Mayıs 1944 imza Mustafa Halim"
"Hak tecelli eyleyince her işi âsân eder / Halk eder esbabını bir lahzada ihsan eder"
Birbiri üzerine oturmayacak şekilde hem iğnelenmiş, hem de mürekkeple yazılmıştır.
Yazı: "Vallahu yuhibbü´s-sabirîn"
Manası: Allah sabredenleri sever.
Mektupta Naci adlı talebesi hocadan özür dilemekte ve birkaç adet yazı talep etmektedir. "Muhterem hocam, Şu güne kadar anlaşamamamızdaki kabahati ben üzerime alıyorum...Her ne ise hepsini şöyle bir tarafa bırakarak, size yalvarırım Cenabı Hakkın rızası için... Naci"
Kağıdın her iki yüzünde meşk mevcuttur. Yazı, başarıyı sağlayan Allah´tır; O, en iyi dost ve en iyi yardımcıdır anlamına gelen ´´Allahü veliyyüt-tevfîk, ve Hûve ni´mel Refîk.´´ şeklindedir.