Mehmed Şükrü [Sagun] Paşa, 1873'de Antep'de doğmuştur. 1895'te Harp Okulu tahsilini bitirmiş yüzbaşı olarak mezun olmuştur. 1896'da Osmanlı Devleti'nin haritasını yapmakla görevli komisyonda çalışmıştır. 1899'da staj yapmak üzere Almanya 74. Piyade Alayı'na tayin edilmiştir. 1905'te Bulgaristan Komiserliği Başkâtip Muavini olmuş, 1911'de ise Bulgaristan Sınır Belireme komisyonunda vazife almıştır. 1912 İtalyan Savaşı'nda İzmir'de Çanakkale Savaşı'nda 15. Tümen Kumandanı olmuştur. Ekim 1915'de Berlin Büyükelçiliği Ateşemiliteri olarak tayin edilmiştir. 1920'de Esirler Müfettişliği ve 1. Mürettep Tümen Kumandanı olan Mehmed Şükrü [Sagun] Paşa, 1923'de emekli olmuştur. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunu Prens Kamil'in kızı Prenses İnci'yle evlenmiştir.
Türk düşünce hayatında önemli bir yeri olan "Yeni Adam" dergisini 46 yıl boyunca yayımlayan İsmail Hakkı Baltacıoğlu (1886 - 1978), yazarlığınının yanı sıra, Cumhuriyet Dönemi´nin en önemli eğitimcilerindendir.
Fotoğrafın arka yüzünde, 1 Ağustos 1325 tarihli "Mülazım Cemal Efendi´ye ... esaret olmak üzere yadigarımdır." ithafı yer almaktadır. *Fotoğrafın sol üst köşesinde kırık mevcuttur.
Fotoğraf üzerinde, 1 Kanunisani 1331 tarihi ve askerin imzası yer almaktadır. Arka yüzünde, yeni harflerle kaleme alınmış "Canım kardeşim Celal´ıma" ithafı yer almaktadır.
"28.4.334 (28 Haziran 1918), Azizim Tevfik Bey´e takdim." ithafıyla, şehit asker tarafından imzalanan fotoğrafın ön yüzüne daha sonradan fotoğrafın hediye edildiği Tevfik Bey tarafından şu acı not düşülmüştür: "23 Ağustos 337´de (23 Ağustos 1921) Sakarya Meydan Muharebesi´nde Mangal Dağı nam mahalde şehit olmuştur. Mevla rahmet eylesin. Âmin."
Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-i Harbiye Kampı, I. Dünya Savaşı’nda Mısır’ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan esir kampıdır. 1918’de Filistin Cephesi’nde 16. Tümen’in 48. Alayı’na bağlı Osmanlı askerleri esir olarak tutulmuştur.
Mehmed Şükrü [Sagun] Paşa, 1873'de Antep'de doğmuştur. 1895'te Harp Okulu tahsilini bitirmiş yüzbaşı olarak mezun olmuştur. 1896'da Osmanlı Devleti'nin haritasını yapmakla görevli komisyonda çalışmıştır. 1899'da staj yapmak üzere Almanya 74. Piyade Alayı'na tayin edilmiştir. 1905'te Bulgaristan Komiserliği Başkâtip Muavini olmuş, 1911'de ise Bulgaristan Sınır Belireme komisyonunda vazife almıştır. 1912 İtalyan Savaşı'nda İzmir'de Çanakkale Savaşı'nda 15. Tümen Kumandanı olmuştur. Ekim 1915'de Berlin Büyükelçiliği Ateşemiliteri olarak tayin edilmiştir. 1920'de Esirler Müfettişliği ve 1. Mürettep Tümen Kumandanı olan Mehmed Şükrü [Sagun] Paşa, 1923'de emekli olmuştur. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunu Prens Kamil'in kızı Prenses İnci'yle evlenmiştir.
Edebiyata Fecr-i Âti topluluğu içinde başlayan ve sonradan Milli Edebiyatçılara katılan Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885 - 1966), Türk Ocağı kurucusu ve en uzun süreli başkanı, yazar ve çok ünlü bir hatiptir. Mehmed Akif´in yazdığı İstiklal Marşı´nı milletvekillerinin coşkulu alkışlarıyla mecliste ilk kez o okumuştur.
İbnülemin Mahmut Kemal İnal (1871-1957) Osmanlı İmparatorluğu’nda doğup Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan son dönem aydınlarımızdan biri. Hayatı boyunca belge topladı, okudu, araştırdı. Geride çok önemli eserler bıraktı. Osmanlı Devleti’ne 33 yıl boyunca çeşitli görevlerde hizmet eden İbnülemin, II. Abdülhamit devrinde Yıldız Sarayı arşivinde görev yapmış ve cumhuriyet devrinde ise arşivin tasnif edilerek Başbakanlığa devredilmesine başkanlık etmişti.Toplumsal hayatta çok hızlı ve büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemde yaşaması ve pek çok tanınmış kimse ile şahsen bir arada bulunması onu biyografi alanında pek çok eser vermeye yöneltti. Son dönem Osmanlı şairleri, müzisyenleri, sadrazamları, hattatları hakkındaki eserleri ile bu kişilerin unutulmalarını önlemeye çalıştı. Şiir, roman, hikâye gibi alanlarda da eser verdi. Yaşamı boyunca konağındaki düzenli toplantılarda ilim ve sanat dünyasından kimseleri ağırlayarak kültür hayatına hizmet etti.
Fotoğrafın arka yüzünde, fotoğrafın çekildiği sırada İngiliz nöbetçi ile Türk askerleri arasında geçen konuşma şu sözlerle anlatılmıştır: "15 Kanunievvel 1335 senesinde İskenderiye´de Seydibeşir Deniz Kampı Karargahı´nda esaret, tel örgüler içinde çırpınan gençlerden bir grup halinde çıkartmak istediğimiz resimlere mani olmak isteyen İngiliz nöbetçisi "Bir adım ilerlerseniz hepinizin mahvolduğu gündür", o silahı bize verde o zaman söyle bu lakırdıyı diye cevap verildi."