Ön kapak görsel yazısı: "Muhyiddin Bey: (Şerif Bey'e) Haydi Arslanım, dayan!.." *Türkiye'nin en uzun ömürlü mizah dergilerinden olan Akbaba, 1922 yılında Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon tarafından kurulmuş ve kesintilerle birlikte 1977'ye kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Zaman içerisinde de toplumun yoksul kesiminin dergisi olarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Son devir Osmanlı devlet adamları, şairleri, mûsikişinasları ve hattatları üzerine yazdığı eşsiz biyografilerle tanınan, arşivci, müzeci, şair ve yazar İbnülemin Mahmut Kemal İnal (1871 - 1957), "nevi şahsına münhasır" sıfatını sonuna kadar hak eden bir geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet münevveridir. Kendisinin geç dönem Osmanlı tarihi ve edebiyatına, Cumhuriyet devri arşivciliği ve kütüphaneciliğine katkıları, başka hiç kimseyle karşılaştırılamayacak ölçüde büyüktür. Müzayedeye sunulan mektubu gönderdiği Korgeneral Naci Eldeniz (1875 - 1948) ise İbnülemin'in "Fazilet ve necabetin nümune-yi mücessemi" olarak tarif ettiği ve "Son Asır Türk Şairleri" adlı eserinin 12. cildinde yer verdiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün Harbiye'den hocası olan, asker kökenli bir şairdir.
"1. Bu kart Hava Garnizonunda sol yaka veya apulet üzerinde takılı bulundurulacaktır. 2. Bu kart yanlız ait olduğu şahıs tarafından kullanılır. 3. Kartı kaybetmek tahrifat yapmak cezayı müstelzimdir."
Ava olan merakı sebebiyle Avcı Mehmed olarak da bilinen IV. Mehmed, babası Sultan İbrahim´in tahttan indirilmesi sonucu henüz 6 yaşında 19. Osmanlı padişahı olarak tahta çıkan en genç hanedan mensubu olmuştur. Saltanatında Batı´da en geniş sınırlara ulaşılan IV. Mehmed, 39 yıl tahtta kalarak Kanuni Sultan Süleyman´dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı padişahı olmuştur. Döneminin en önemli olayı ise bir kez daha hüsranla sonuçlanan İkinci Viyana Kuşatması´dır.
Beyannamede Mustafa Kemal Atatürk, Damat Ferit Paşa hükümetinin "...Kalp ve vicdanını menafi-i ecnebiyeye (yabancı çıkarlarına) satan birtakım kişilerin, ne olduğu milletimizce meçhul asıl ve fasıl bir nam ve bahane tesni' ederek (bir isim ve sebep uydurarak) mefkure-i istiklal-i milleti (milletin bağımsızlık ülküsünü) boğmaya ve milletin lehelhamd (çok şükür) kendi kuvvetiyle şimdiye kadar oluşturduğu tesirat-ı hasinayı (hayırlı tesirleri) bozmaya çalıştığı aynen anlaşılıyor." sözleriyle yabancı devletlerle şahsi menfaat ilişkisi içerisinde olduğunu ve vatanına ihanet ettiğini dile getirmiştir.