Frederick Calvert yahut bilinen adıyla 6. Baron Baltimore (1731 - 1771), babasının aksine siyasete ilgi duymayan ve yaşamını savruk harcamalar ve skandallarla geçirmeyi tercih eden bir İngiliz asilzadesiydi. Babasının vefatı sonrası Amerika´nın Maryland Eyaleti´nin Özel Valiliği´ni miras alarak büyük bir gelir elde eden Baltimore, buradan ve diğer mülklerinden gelen aylık 10.000 sterlinle masraflı yaşamını idame ettiriyor ve sosyetede sivriliyordu. 1768 yılında güzelliğiyle meşhur şapka satıcısı bir kadını kaçırıp tecavüz etmekle suçlanarak mahkemeye çıkarılan Baltimore, burada jüri tarafından suçsuz bulunup beraat ettirilse de kamu baskısından kurtulamamış ve çareyi İngiltere´yi terk etmekte bulmuştur. Bu ayrılık sonrası bir daha İngiltere´ye dönmeyen Baltimore, uzun süre farklı ülkelerde seyahat ettikten sonra 1771 yılında, henüz 40 yaşındayken Napoli´de hayatını kaybetmiştir. Sağlığında sık sık seyahat eden Baltimore, sanatçı Francis Smith eşliğinde İstanbul´a da ayak basmış, şehirde kendi haremini kurduğu söylentileri yayılıncaya kadar da burada yaşamıştır. İstanbul ve Türkler hakkında kapsamlı bilgiler ihtiva eden seyahatnamesi ise Smith´in çizimleriyle desteklenerek, 1767 yılında Londra´da yayınlanmıştır.
Hat, ebru ve kitap sanatları üstadı Necmeddin Okyay, Medresetü´l-Hattâtîn´de Hacı Kâmil Akdik´ten sülüs hattını ilerletip, Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer´den de celî sülüs ve tuğra meşketmiştir. Diploma almadan önce Medresenin ebru ve âhar muallimliğine tayin edilen Okyay, hocalığı sırasında yazılı ebru tarzı ile çiçekli ebruyu bulmuştur, nitekim çiçekli ebrulara sanat çevrelerinde "Necmeddin ebrusu" adı verilmiştir. Eski bir mücellit terekesinden eline eski tarzda cilt kalıplarının geçmesiyle mücellitliğe de merak saran Necmeddin Okyay, bu sahada da kendini geliştirmiştir. Süheyl Ünver, Emin Barın, yeğeni Mustafa Düzgünman, Uğur Derman ve Bekir Pekten, Okyay´ın çeşitli dallarda yetiştirdiği sanatkârlar arasındadır.
Raporun alt kısmında Galip Kemali Söylemezoğlu tarafından düşüldüğü tahmin edilen, "Roma´da … ve Müstemlekat Nazırı Rossi ile bu babda görüşmüşdüm." notu mevcuttur.
Lale Devri´nin en meşhur ressamı Vanmour´u maiyetiyle birlikte elçi olarak atandığı İstanbul´a getiren Ferriol, burada geçirdiği günlerde birçok skandala imza atmış; en sonunda doktorların deli raporu verdiği elçi, Fransa tarafından görevinden azledilmişti. İlk skandalına Sultan II. Mustafa tarafından Topkapı Sarayı´nda kabul edileceği gün imza atan Ferriol, padişahın huzuruna kılıçla çıkma konusunda diretmiş, saray görevlilerinin tüm ikazına karşın inadından dönmemişti. Bunun üzerine elçi, padişahın huzuruna çıkmadan maiyetiyle birlikte saraydan ayrılmıştı. Skandallarına, saltanat kayığına benzer görkemli kayığıyla gürültülü bir şekilde sarayın önünden geçerek, İngiliz Elçi Sutton´u düelloya davet ederek devam eden elçi, Ermeni Patriği Avadik´i Avrupa´ya kaçırtmak gibi akıldışı bir eyleme kalkınca iki ülkenin neredeyse savaşa girmesine sebep oluyordu. Bir süre sonra akli dengesini iyiden iyiye kaybeden ve sinir krizleri geçirerek etrafındaki insanlara ve eşyalara zarar vermeye başlayan elçi, Fransız tüccarların, elçinin doktorundan aldığı deli raporunu Fransa´ya yollaması üzerine görevinden azledilmişti.