Padişahın siyasi hayatında Trablusgarb Savaşı, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı gibi büyük savaşlar yaşanmış ve 9 yıllık hükümdarlık dönemi büyük buhranlar içinde geçmiştir.
"Harbiye Mektebi Muallimlerinden Erkâni Harp Kaymakam Ahmet Akarçay"a 1968 yılında verilen resmi senedin arka kapağında "Kanun No: 1005 Madde 2 - Milli Mücadeleye iştiraklerinden dolayı kendilerine istiklâl madalyası verilmiş olan Türk vatandaşları Devlet Demiryolları ve Denizcilik Bankasının iç hatları vasıtalarında Subaylar 1. mevkide diğerleri II. mevkide ve Belediye vasıtalarında ücretsiz seyahat edebilirler. Askeri ve Devlet Hastanelerinde ücretsiz tedavi edilirler." ibaresi mevcuttur.
Plevne Muharebeleri´ndeki üstün savunmasının ardından Sultan II. Abdülhamid tarafından "Gazi" unvanına layık görülmüş, o günden bugüne Gazi Osman Paşa olarak da anılan Türk askerdir.
Doğu’ya yaptığı gezileriyle tanınan Fransız seyyahı olan Tavernier, altı yolculuğunu tamamladıktan sonra XIV. Louis’nin isteği üzerine gözlemlerini Protestan yazar Samuel Chappuzeau’nun desteğiyle kaleme aldığı bu seyahatnâmesinde gezip gördüğü şehirler hakkında verdiği bilgiler ekonomik ve ticarî yönden büyük değer taşır. Burada Anadolu, Irak ve İran’daki kervanların, kervan yollarının, kervansarayların ayrıntılı bir envanterini yapmıştır. Gezdiği ülkelerde geçerli olan para birimleri, bu paraların karşılıklı değerleri onun ilgilendiği temel konulardır. İran paralarının Türkiye’de özellikle Van yöresinde geçerli sayıldığını bildirmiştir. Seyahatnâmede ayrıca para dolaşımı, ölçüler ve gümrük işlemleriyle ilgili ayrıntılar görülmektedir.
Bu broşür sanatçının 9-30 kasım 1970 tarihleri arasında istanbul devlet güzel sanatlar akademisi´nde açılan "retrospektif resim sergisi" için hazırlanmıştır
Birinci Dünya Savaşı´na tepki olarak doğan kültürel ve sanatsal akım Dada, 1916 yılında bir grup sanatçının, Alman şair ve yazar Hugo Ball´in Zürih´te açtığı kafede toplanıp Dada bildirisini okumalarıyla ortaya çıkmıştır. Mantıksızlık ve var olan sanatsal düzenlerin reddedilmesi Dada´nın ana karakteridir. Akım, 1922 sonrasında etkinliğini yitirmeye başlamış ve Dadacılar sürrealizm akımına yönelmiştir... Afişin üst bölümünde 7 cm uzunluğunda bir yırtık mevcuttur.
Taksim Cumhuriyet Abidesi açılış töreni kartında yazanlar: "Mübeccel Reisicumhurumuz Gazi Hazretleri namına Taksim´de Cumhuriyet Meydanı´nda yapılmış olan abidenin Ağustos´un sekizinci çarşamba günü saat tam 18´de icra kılınacak resm-i küşadını maaile huzurunuzla şereflendirmenizi Abide Komisyonu Reisi İstanbul Mebusu Hakkı Şinasi Paşa rica ile kesb-i şeref eyler.
Elbise: Ceket atay(?) veya redingot, silindir veya melon şapka (Olmadığı taktirde siyah sütun) Erkan-ı Askeriye içün büyük üniforma.
Milli Mücadele döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin I. Dönem Niğde Milletvekilliği görevinde bulunmuş Vehbi Çorakçı´nın sahibi olduğu develer, orduda kullanmak üzere satın alınmak istenmiş ancak Vehbi Efendi develeri satmaya yanaşmamıştır. Bu durum Mustafa Kemal Atatürk´e bildirilmiş, Atatürk de bizzat Vehbi Efendi´ye hitaben, develerin satılmasına mani olmamasını gerektiğini hatta develeri satmaktan ziyade orduya bağışlaması gerektiğini dile getirdiği mektubunu kaleme almıştır. Bunun üzerine Vehbi Efendi, develeri bilabedel Türk ordusuna bağışlamış ve bu fedakârlığı nedeniyle de İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir.
Atatürk'ün Başkumandan sıfatıyla ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti" filigranlı kağıt üzerine Vehbi Efendi'ye hitaben yazdığı mektubun çevirisi:
"Niğde Mebusu Vehbi Bey´e, Garp Cephesi'nin harekât-ı askeriyesi için deve mübayaa edilmektedir. Mübayaasına tevessül edilen bazı develerin zat-ı âlinize aidiyeti cihetiyle füruhatından içtinab edildiği anlaşıldı. Bu mümaneata zât-ı âlilerince muvafakat edilmeyeceği ve hatta bu develeri ianeten orduya vereceğinize şüphem yoktur. Binaenaleyh ordudan mübayaa için vuku bulacak talebe mümaneat eden adamlarınıza ihtiratta bulunmanız ve neticenin bildirilmesini rica ederim. Başkumandan M. Kemal"
Osmanlı Devleti´nin sonunu getiren Birinci Cihan Harbi´nde ve Türkiye Cumhuriyeti´nin kuruluşunun önünü açan Milli Mücadele´de kitle desteğinin sağlamak amacıyla, kısıtlı imkânlarla yayımlanan ve zor şartlar altında dağıtılan yayın ve bildiriler:
1. İstanbul Vilayeti Muallimleri tarafından Meclis-i Mebusan´a sunulan, Birinci Cihan Harbi neticesinde okullardaki öğrenci sayısının azaldığını ve eğitimin sekteye uğradığını dile getiren layiha
2. "Kara Haber" başlıklı, Türk vatanının İtilaf devletleri arasında pay edildiğine ve Osmanlı´da Türk hakimiyetine son verileceğine dair Paris´te bir gazetede yayımlanan bir haberin yer aldığı bildiri
3. "Müslüman" hitabıyla kaleme alınmış, işgal altındaki vatanın savunması için seferberlik çağrısı
4. "Kardeşler" hitabıyla kaleme alınmış, Sultanahmet Mitingi´nin davetiyesi, 8 Teşrinievvel 1335
5. "Müslüman" hitabıyla kaleme alınmış, Sultanahmet Mitingi´nin davetiyesi
6. "Müslüman ve Türk Vatandaşlar" hitabıyla kaleme alınmış, Osmanli Ahali İktisat Fırkası´nın Beyazıt Meydanı´nda gerçekleştireceği mitingin davetiyesi
7. Anadolu Ajansı´nın 9 Kasım 1920 tarihinde yayımlanan İngilizce sayısı
8. Anadolu Ajansı´nın 15 Mayıs 1337 tarihinde yayımlanan, İzmir´in sene-i devriye-i işgali" manşetli sayısı
9. Anadolu Ajansı´nın 9 Temmuz 1337 tarihinde yayımlanan, Milli Mücadele´nin safahatından haber veren sayısı
10. Anadolu Ajansı´nın 14 Mayıs 1337 tarihinde yayımlanan, Milli Mücadele´nin safahatından haber veren sayısı
11. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti´nin talimatnamesi
12. Sultan Mehmed Vahideddin´in, 12 Kanunisani 1336 tarihinde Meclis-i Mebusan´da Birinci Cihan Harbi hakkında irad ettiği nutku
13. "Anadolu´nun Muhterem İstanbul Halkına Tebliği" başlıklı, Türk halkının sevinirken taşkınlıktan kaçınması gerektiğine dair bildiri
14. Müslüman Türk halkının işgal edilen topraklarını savunmak için mücadele etmesinin şer´i hukukta faz olduğunu bildirir Fetva-yı Şerife sureti
15. Beşiktaş Taşlık´ta düzenlenecek mitingin davetiyesi
16. "Bilumum Osmanlılara Beyanname" hitabıyla kaleme alınmış, Sultanahmet Mitingi´nin davetiyesi
17. Milli Mücadele´de bir anne ve çocuğunun resmedildiği baskı resim
Halil Ethem Bey, Sadrazam İbrahim Ethem Paşa'nın oğlu, Osman Hamdi Bey'in küçük kardeşidir. Zürih Üniversitesi Tabii İlimler, Viyana Poliklinik Yüksek Okulu Tabii İlimler ve Kimya mezunudur. Berna Üniversitesi'nde Felsefe Doktorası yapmıştır. Seraskerlik Fabrikalar Nezareti Müşavirliği, Genelkurmay Dairesi Tercüme Şubesi görevliliği, İstanbul Şehremini, Asar-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü, Darüşşafaka Mülkiye Mektebi, Darül-Muallimin ve Darülfünun Tabiiye ve Jeoloji Öğretmenliği, Sanayi Nefise Mektebi Müdürlüğü, Tarih-i Osmani Encümeni Üyeliği, Maarif Vekaleti Türk Tarih Encümeni Üyeliği, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti Kurucu Üyeliği ve Asbaşkanlığı, TBMM IV.ve V. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile IV. ve V. Dönem Kitaplık Encümeni Reisliği yapmıştır. Leibzik ve Bal Darülfünunları Fahri Felsefe Doktorlugu unvanı sahibidir.