Fotoğraflar; Resne Fotoğrafhanesi, Houriette Fotoğrafhanesi, Achilles Zoiros Fotoğrafhanesi, Osmanlıca Zafer Fotoğrafhanesi, Foto Ali Faik ve Yeni Dünya Fotoğrafhanesi damgalarını taşımaktadır.
Kartpostalda Sultan İkinci Abdülhamid, Fehim Paşa, Arap İzzet Holo Paşa, Kabasakal Çerkes Mehmed Paşa ve ‘Selahi’ ve ‘Sururi’ isimli saraya yakın diğer isimler resmedilmiştir.
Türkiye´ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazan Cengiz Dağcı; Kırım Türklerinin dramını ve II. Dünya Savaşı acılarını anlattığı romanlarıyla tanınmış; Varlık Yayınlarında yayımlanan kitaplarının ilk redaksiyonunu Ziya Osman Saba yapmıştır. Dağcı´nın Londra´dan gönderdiği mektup, "Epeydir Sizden bir haber alamadım. Son mektubumda sizi gücendirecek gibi bir şey mi yazdım diye tasalanıyorum. Aman öyle bir şey olmasın. [...] Emin olunuz ki, her yazdığım yazıyı yayınlamak istegi değil, sadece üzerine bunca vakıt ve emek sarfettikten sonra başka bir arkadaşın okumasını arzu ettigimdendir yazıyorum bu mektubumu. Sizden başka ise kimsem yok Yaşar Nabi Bey..." ifadelerini içermektedir.
"Mustafa Nazmi Efendi b. Mehmed Nuri Efendi´nin Mühendishane-i Berri talebesinden iken Trablusgarb´a nefyedilmiş mazuriyet-i siyasiyye-i hakikiyyeden olduğu anlaşılmağla mektebden tardına müsadif 29 Ağustos 1313 tarihinden ilan-ı Meşrutiyete kadar Trablus ve Bingazi´de geçirdiği zamanın ber-mucib-i kanun müddet-i hidmetine ilavesi ...."
Defter kısmı, ciltten ayrık haldedir.
Raif Gürgün'e hitaben kaleme alınan ıslak imzalı, 21 Mayıs 1962 tarihli mektuba sağlık ve esenlikler dileyerek başlayan Türkeş, dostuna anılarını kaleme almaya başladığını söylemiş; fakat şimdilik bu konudan kimseye bahsetmemesini rica etmiştir. Bunu takip eden paragrafta Dünya gazetesinde ve Yön dergisinde çıkan yazıları okuduğunu belirttikten sonra, "Bunun kimler tarafından ve ne maksatla yazdırıldığını biliyorum. Fakat bu şekilde hareketleri yine kendi planları aleyhine işliyecektir." ifadesini kullanmıştır. Mektubun devamı ise Türkiye'nin o dönem içinde bulunduğu mevcut siyasi durumun panoramasını çizmektedir: "Memleket kaynıyor. Bazı dalaveracılar bu durumdan kendi ihtirasları lehine yeni bir ihtilâl veya darbe yaratmıya çalışıyorlar. Fakat çabaları beyhudedir. Türkiye öyle bir safhaya gelmiştir ki, çok kabiliyetli bir operatöre muhtaçtır. Aksi halde her şey boşa gider." (Lot içerisinde bu mektubun zarfı da mevcuttur.)
12 Eylül 1961 tarihli iki adet mektup suretinden ilki, "Muhterem Selim Beyefendi" hitabıyla başlamaktadır. Mektupta, sabık iktidar mensuplarının infaz cezalarının hafifletilmesi ve ihtilalin ilk günlerinde kararlaştırıldığı gibi İsviçre'ye gönderilmeleri tavsiye edilmiş; aksi takdirde memleketin iç huzursuzluğunun artacağına dikkat çekilmiştir.
Aynı tarihli diğer suret, 13 Kasım Komitesi üyelerine gönderilmiştir. Cemal Gürsel'e aynı gün gönderdiği mektubun bir örneğini ekte sunduğunu belirten Türkeş, bunu neden yaptığını izah etmektedir: "Mektup içinde sıralanmış olan görüş ve mütaleaların, tarafınızdan da bilinmesi tarihî sorumluluğunuz dolayısı ile faydalı ve lüzumlu görülmüştür."
Lot içerisinde yer alan "Türk Gençliğine Mesaj" başlıklı metin sureti ise, Türkeş'in ilk paragrafta belirttiği gibi bir gencin kendisine mektup yazarak kendilerine bir mesaj göndermesini rica etmesi sonucu kaleme dökülmüştür. Türk milliyetçiliğine dair detaylı açıklamalara yer verilen metin, "Ey kahraman çocuklar! Size diş gösteren, saldıran, hakaret eden inançsız kara ruhlulara aldırmadan ileriye atılınız... Ülkü ve heyecan dolu temiz ruhlarınızdan güneşler doğacaktır! Yarınlar sizindir... Başarı, mutluluk ve selâm sizlere..." ifadeleriyle noktalanmaktadır.