Şirket-i Hayriye, 1854'ten 1945'e kadar Boğaziçi'nde yolcu ve yük taşımacılığı yapan vapurculuk anonim şirketiydi. 17 Ocak 1851'de Reşid Paşa'nın desteği ve dönemin padişahı Abdülmecid'in onaylamasıyla kuruldu. Şirketin özelliği Türkiye'de kurulan ilk anonim ortaklık olmasıydı. Şirketin kuruluş Nizamnamesi Mecelle sahibi, Türk Hukuk ve Edebiyat adamı Ahmet Cevdet Paşa tarafından hazırlandı. Galatalı banker Manolaki Baltazzi'nin İngiltere'den yandan çarklı 6 vapur birden ısmarladı. Vapurların Türkiye'ye gelmeleri 1854'ü buldu. İlk zamanlarda Tersane-i Amire vapurlarıyla aralarında rekabet olmaması için yalnız Eminönü ile Boğaz köyleri arasında sefer yapma hakkı verilen şirket, ilk seferini Üsküdar'a yaptı.
Türkiye'nin en uzun ömürlü mizah yayınlarından olan Akbaba, 1922 yılında Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon tarafından kurulmuş ve kesintilerle birlikte 1977'ye kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Zaman içerisinde de toplumun yoksul kesiminin dergisi olarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Köy Enstitülü yazarlar içinde, "Yılanların Öcü, Irazcanın Dirliği, Tırpan, Kara Ahmet Destanı" gibi romanlarıyla toplumcu - gerçekçi köy romanının klasiklerine imza atmış olan Fakir Baykurt´un (1929 - 1999) delikanlılık yıllarında çekilmiş bir fotoğrafı... / 14 X 19 cm boyutlarında, siyah kâğıda yapıştırılmış halde...
"Azizim Bay Venizelos
17 tarihli mektubunuz dün akşam elime geçti ve çok sevindim. Uzun zamandır kesilmiş olan irtibatımızı yeniden mümkün kılan talihe minnettarım [...] Ben fikirlerine bağlı, prensip sahibi bir kişiyim. Daima ülkelerimiz arasında barışı öngördüm ve her ortamda bunu savundum. Kariyerimin en güzel yıllarını bu çabaya hasrettim. Lozan´dan sonra beni bu politikayı devam ettirmekten alıkoyan talihsizliği hiçbir zaman affetmem. Neyse ki 20 yıl aradan sonra bu politikanın da sona geldiğini görmekle iftihar ediyorum. Geç olsun, güç olmasın. Ah, keşke insanlar şu bencillikten biraz vazgecseler ve koşullara uymayı bilseler! İşte, sizin en büyük gücünüzün ve başarı sırrınızın burada olduğuna inanıyorum. Bir kez insan yanılabilir; fakat fırsat yakalanınca da yanlışı düzeltmek, örnek alınacak bir erdemdir. En samimi duygularla selam ederim
Not: Halen anılarımı yazıyorum (902-922); en ilginç kısım Yunanistan´daki görevlerimle ilgili olacak; ülkelerimiz arasındaki dostluk hakkındaki inancınızı belirten ve aramızdaki kişisel dostluğu vurgulayan bazı mektuplarınızı kullanmama izin verir miydiniz? G. K."
Mustafa Düzgünman (ö. 1990): Son devrin tanınmış ebru ve cilt sanatkârı Mustafa Düzgünman, annesinin dayısı olan hattat Necmeddin Okyay'dan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda temayüz etmiştir. Hocası Necmeddin Okyay, ebru sanatında klasik anlayışa bağlı kalarak modern uygulamalara ilgi göstermeyen Düzgünman'ın, ebruculukta kendisini geçtiğini söylemiştir. Ebru sanatının yanında dinî musiki ile de meşgul olan Düzgünman, tasavvuf zevkini ise Hafız Eşref Ede'den almıştır.