Şair Eşref´in başyazarlığını yaptığı edebiyat ve mizah dergilerinden olan Musavver Eşref, 2. Meşrutiyet´in ilanından sonra İstanbul´da yayınlanmış ve bu dönemde yayın hayatına başlayan pek çok dergi gibi farklı siyasî ve edebî anlayışa sahip yazarları bünyesinde barındırmış; mizah dergisi olmak iddiasıyla yola çıkmakla birlikte zaman içerisinde daha edebî bir dergi hüviyeti kazanmıştır.
"İşhad", "İştihad" ve "İctihad" adlarıyla Abdullah Cevdet´in idaresinde yayımlanan, Batılılaşma ve İslam hukukunda ıslahat taraftarı ilmî, siyasî ve edebî içerikli bir dergi olup yazar kadrosunda Reşad Nuri, Halide Edib, Ahmed Haşim, Mehmed Fuad Köprülü gibi değerli isimleri barındırmıştır.
Türkiye´nin en uzun ömürlü mizah dergilerinden olan Akbaba, 1922 yılında Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon tarafından kurulmuş ve kesintilerle birlikte 1977´ye kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Zaman içerisinde de toplumun yoksul kesiminin dergisi olarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk ünlü, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz." sözünü bu savaşa atfen TBMM´de söylemiştir.
Sakarya Savaşı´nın kazanılmasıyla, Türk milletinin savaşın kazanılacağına olan inancı yerine gelmiş, İstanbul´da tüm camilerde Sakarya´da hayatını kaybeden askerler için mevlitler okunmuştur.
Çikolata kartının arka yüzünde Osmanlıca ve Ermenice yazılar yer almaktadır. Yazılarda, 1-25 arası numaraları toplayan kişilere saat hediye edileceği yazılıdır.
Şehremaneti yani bugünkü adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Harita Şubesi müdürü Necib Bey´e hazırlatılmıştır bu nedenle Necib Bey haritaları olarak adı anılmaktadır. Toplamda 15 paftadan oluşan haritaları önemli kılan her bölgenin sokak isimleri, kamu binaları, mezarlıklar, orman, göller, kuyular, dereler, arsalar, tarlalar, köprüler, eski kale duvarları, tramvay ve tren hatları, su güzergâhı ve şehir hudutlarının detaylı olarak gösterilmesidir.
"18 Haziran 1338 tarihli derkenarınızla aldığım mutallakamın [boşadığım kadının] istidası başdan aşağı yalandır. Şöyle ki: (1) Tatlikimin [boşamamın] sebebi yedine verdiğim tatliknamede mufassalan vardır. İddiası vechile değildir. (2) Mehr-i muaccel fazlası ile tarafeyn şahidlerinin malumatı tahtında tesviye olunmuşdur [...] Hulasa edersem müsted´iye ve validesi mazhar olduğu saadeti idrakden aciz ve yalancıdır." ifadelerini içeren beyannamede şahitler olarak Erkân-ı Harbiye Binbaşısı ile Miralayı ve Sarıkamış Kaza Müftüsünün yanı sıra kayınbirader Yüzbaşı Raşid´in imzası bulunmaktadır.
"Siyah taftadan beden ve etekleri dantelle süslü bir gece elbisesi. Beden içten penslerle bele sıkıca oturtulmuş ve kalça üzerinde serbest bırakılmıştır."
1872 doğumlu olan İsmail Hakkı Kılıçoğlu, Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn mezunudur. Topçu Binbaşılık, Yazarlık, Bağdat Askeri İdadisi Kitabet öğretmenliği, İttihat ve Terakki Cemiyeti Üyeliği, İstanbul Sütlüce Silah Deposu Müdürlüğü, Merkez Komutanlığı Divan-ı Harp Üyeliği, İçtihat, Hürriyeti Fikriye, Serbest Fikir Mecmuaları yazarlıkları, Çanakkale Göçmen Katipliği, İzmit Göçmen Müdürlüğü, Avukatlık, İzmit Hür Fikir gazetesi sahipliği ve yazarlğı, TBMM III. Dönem Kocaeli, IV., V., VI ve VII. Dönem Muş Milletvekilliği yapmıştır.